Merhabalar!
Uzun bir aradan sonra nasılsınız ballarım?
Eğer bölümü beğenirseniz oy ve yorumlarınızı bekliyorum♡
Yorumlar baya azaldı bu aralar ballarım, lütfen en azından iyi olmuş yazarsanı beni mutlu etmiş olursunuz.
Oturduğumuz sahil kenarına büyük bir tebessümle baktım, çok güzel bir restauranta gelmiştik ve manzaramızda sahil vardı, Batu'yu Zamir kucağında tutuyordu, onunla oynuyor ve gülüyordu, ben de bir onları bir sahili izleyerek keyif yapıyordum. Zamir'i mutlu görmek beni de mutlu ediyordu.
"Neden öyle bakıyorsun salça?" Daldığım düşüncelerden ayrıldım.
"Ne kadar da tatlısınız, baba olmak sana çok yakıştı," dedim duygusal bir sesle, Zamir bana öyle güzel gülümsedi ki kalbim yerinden fırlayacakmış gibi atmaya başladı, onun da bunu duyduğunu biliyordum, onları ne kadar sevdiğimi anlayabiliyordu. Bir eliyle bebeği tutarken diğer eliyle benim elimi kavradı ve okşadı.
"Sen de dünyanın en güzel annesisin Ayperi'm." Elimi elinden çekerek gelen yemekeleri yemeye başladım, tadını pek alamasamda beni iyi hissettirmişti. Yeniden insan gibi hissediyordum, dünyadaki tek insan...
&
Neredeyse üç saattir geziyorduk ve her yarım saat başı Batu'nun karnını doyurmak için bir yerlerde duruyorduk, şu anda ise hâlâ Batu'yu emziriyordum, doyduğundan emin olunca sütyenimi düzelttim ve Batu'nun gazını çıkartmak için sırtını sıvazlamaya başladım, nihayet rahatladığında tuvaletten çıktım ve Zamir'in yanına geldim, o da yorgundu, gözleri bayık bakıyordu. Geceleri uyuyamıyorduk tabii, vampir olduğumuz için pek sorun değildi ama yoruyordu bir süre sonra.
"Eve gidelim mi? Dinleniriz biraz," sadece kafasını salladı ve arabaya bindik.
Eve geldiğimizde ilk iş Batu'nun altını değiştirdim ve yatağa uzandım, Zamir'de hemen arkamdan gelmiş, yanıma yayılmıştı.
"Of çok yorulmuşum!" İsyanım karşısında güldü.
"Uyu biraz bebeğim," dediğinde mutluluk ve yorhunlukla gözlerimi kapadım, gözlerimi kapamamla uyuya kalmam bir oldu.
50 dakika sonra;
Batu'nun şiddetli ağlamasıyla sıçrayarak uyandım, Zamir'de benimle beraber uyanmış, kalkmıştı. Batu'yu emzirmek için göğsümü açtığım da Zamir kaşlarını oynattı, ona ters ters baktım.
"Hiç öyle bakma Zamir, yok sana," dediğimde ise bakışlarını kaçırdı, omuzlarınıda silkti.
"Çok meraklıydım zaten!" Dediğinde kıkırdadım. Batu'yu emzirdikten sonra tekrar beşiğine koydum ve küçücük alnını öptüm. Zamir'de yanıma gelip beni öptü.
5 yıl sonra;
Ağlıyordum, yere diz çokmüş dizlerimi kendime çekmiştim, saçlarım darmaduman olmuştu ve sürekli onları çekiştiriyordum. Bebeğimi kaybetmiştim...
Çalmışlardı onu benden...
"Batu!" Diye tekrar çığlık attığım da yanıma bir anda Zamir geldi, bana öyle duygusuz bakıyordu ki sanki onunda çocuğu kaybolmamıştı.
"Zamir... Batu'muz kayboldu," dedim hıçkırklarımın arasından, Zamir gür bir kahkaha attığın da sinirle ayağa kalkmıştım. O sinirle nasıl kalktığımı bilmesemde başım dönmüştü. "Onu sen kaybettin Ayperi, çocuğumuza sahip çıkamadın, cezanı çekeceksin." Diyerek beni kolumdan tutmuştu, korkuyla çığlık atarken uçurum kenarına gelmemiz saniyelerimizi almamıştı. Beni uçurumun kenarına itti ve sırtımı uçuruma döndürüp ona bakmamı sağladı.
"Bebeğimiz orada, aşağıda, parçalanmış, kanlı bir şekilde, sende öyle olacaksın, ikinizden de kurtulmuş olacağım." Diyerek beni aşağı itiverdi.
Gözlerimi açtığım da nefesimin tıkandığını fark ederek doğruldum, nefes alamamanın verdiği huzursuzlukla çırpındım. Zamir'de kalkmıştı.
"Güzelim ne oluyor? Ayperi kendine gel!" Diue bağırdığın da sonunda nefes alabilmiştim, nefes nefese Zamir'e sarıldım.
"Çok kötü bir kâb-" dememe kalmadan ıdanın kapısı açıldı ve Batu paytak adımlarıyla yanımıza geldi, saate baktığımda sabahın beşi olduğunu gördüm.
"Batu, bebeğim ne oldu?" Dedim kendi kâbusumu unutarak, Batu gözlerini ovalarken yatağa çıkmıştı ve aramıza çoktan girmişti.
"Anne kötü rüya gördüm ben," dedi ağlamaklı sesiyle, Zamir benden önce yatağa uzandı ve Batu'yu öptü.
"Korkma oğlum, sadeve bir kâbus görmüşsünüz," dedi bana bakarak, gördüğüm kâbus o kadar gerçekçiydi ki hâlâ nefes alamıyor gibiydim, bu yüzden yataktan kalktım.
"Siz uyuyun bebeğim ben bir su içip geleceğim," diyerek odadan çıktım ve alt kata indim, mutfağa giridğimde tatsız sudan tam beş bardak içtim ve ardından rahatlamam için de bir kan torbasını mideme yolladım, kalbim küt küt atıyordu, o sırada camların kapalı olmasına rağmen şiddetli bir rüzgar saçlarımı savurdu, korkuyla pencerelerin hepsini kontrol etsemde hepsi kapalıydı, saçlarım bir kere daha uçuştuğun da beraberinde bir seste getirmişti, "bebeğine sahip ol," korkudan ellerim ve bacaklarım titremeye başlarken ses tekrar etmeye başlamıştı, ellerimi kulaklarıma koyarak yere çöktüm ve ileri geri sallanmaya başladım, saniyeler sonra ses kesildi ve kollarıma bir el sarıldı, çığlığımı zoraki yutarak beni tutmuş olan Zamir'e baktım, endişeli gözlerle bana bakıyordu.
"Ayperi ne oluyor? Neden böyle davranıyorsun? Neden yerdesin? Üşüteceksin," dedi, beni kollarımdan tutup kladırdığında arkasından Batu'da girmişti.
"Anne neyin var?" Dedi tatlış sesiyle, ona zorla gülümsedim.
"Bir şeyim yok bir tanem, hadi sen yatağa gir biz babanla beş dakikaya geliyoruz." Batu kafasını salladı ve üst kata çıktığın da ben tekrar Zamir'e sarılmıştım.
"Zamir ben Batu'yla ilgili sürekli rüyalar görüyorum, birkaç gecedir hemde. Sürekli bebeğimizi çalıyorlardı ve sende beni uçurumdan itiyordun... bilmiyorum az önce sandım ki-" Zamir ellerini yanaklarıma koyduğunda lafım yarım kaldı.
"Bebeğim bu sadece bir kâbus, tamam mı? Öyle bir şey olmayacak Batu'muz için bir sürü korumamız var, ona çok iyi bakıyoruz ve sen çok güzel bir annesin," dedikleri resmen içimi ferahlatmıştı, derin bir nefes alarak kafamı toplamaya çalıştım.
"Tamam, ben sadece saçma bir kâbus gördüm o kadar." Dedim kendime gelmiş bir şekilde, Zamir gülümseyerek kafasını salladı ve elimi tuttu.
"Batu'muzun yanına gidelim o hâlde, çocukta korktu." Birlikte üst kata çıktığımızda Batu yatağın ortasına kıvrılmış ve çoktan uykuya dalmıştı, bizde onun iki yanına uzanıp üstümüzü örttük.
Bölüm sonu.
Beğendiniz mi?
Oy ve yorumları unutmayın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
VAMPİR ÇIĞLIĞI
VampireBU KURGUDA BOLCA VAMPİR BULUNMAKTADIR!! Bilincim yavaş yavaş açılırken beraberindr korkunç bir baş ağrısıda getirmişti. Göz kapaklarımı zorlukla kaldırarak etrafa baktım, hava henüz aydınlanmamıştı. Göz ucuyla saate baktığım da beşe gelmek izere old...