Hos geldiniz, satır arası yorumlarınızı beklemekteyim💗 yanlışlarım olursa affedin düzenlemeden atıyorum.💝
🌿Ailemle kahvaltı yapmayı o kadar özlemiştim ki onlar yemek yerken bile arada dalıp öylece onları izliyordum. Önümdeki çaydan yudum aldım. İştahım da pek yoktu ama tereyağlı simit o kadar güzeldi ki parça parça ondan yiyordum.
"Niye bana söylemedin hastaneye gideceğini kızım ben getirirdim." Babamın sesi ile dalgınlığımdan çıkıp ona baktım.
"Yavuz ile konuşmuştuk zaten baba. Hastaneye geçerken seni alırım yaparız tahlil deyince bana mantıklı geldi."
Annem cık cıkladı. "Çocuğa da zahmet oldu gel git. Keşke söyleseydin babana. Simiti bırak da azcık menemen ye iki lokma düzgün şey girsin midene."
Göz devirdim. "Anne zaten hastaneye gidecekti Yavuz. Dönüşte de taksiyle dönecektim ama bayılınca o getirmek istedi. Zahmet olacak olsa yapmazdı zaten." dedim sinirle. Ben bilmiyormuşum gibi davranmaları beni geriyordu. "Canım istemiyor bir şey."
Geri yaslanıp çayımı içmeye devam ettim. Deniz ise sessiz bir şekilde kahvaltısına devam ediyordu. Bizim aile biraz da böyleydi. Biz annemle birbirimizi yerdik ama Deniz öylece bizi izlerdi. Sonunda hangimizin haklı olduğunu öğrenmek için ona döndüğümüzde ise fikrini belirtip giderdi. Şimdi olduğu gibi.
"Ablam haklı anne. Getirdiğinde de hiç zahmet olmuş gibi değildi. Ayrıca-" Ağzına attığı zeytini yedikten sonra devam etti. "Madem böyle düşünüyorsun senin haberin vardı gitseydin ablamla."
İçten içe gülerken dışarı belli etmedim. "Aman yedik ablanı sanki hemen 'oblom hoklo onno'" demesi ile hepimiz güldük. Eğilip annemin yanağından makas aldım. "İyi ki doğurdun bunu he."
"İkinizi de iyi ki doğurmuşum." Barışmıştık işte. Bu kadardı.
Çalan kapıyı açmak için kalkacakken içeri giden babam açacağını söyleyip beni oturttu. "Oooo..." diyen Ege ile babamın şen kahkahası geldi kulaklarımıza. "Gelmiş benim favori Tunca ferdi."
O babamla sarılırken Minel ile İzmir yanımıza gelmişti. Annem kalkıp sıkıca kızlara sarıldı. "Hoş geldiniz kuzularım."
"Siz de hoş geldiniz Derya teyzem. Nasılsın?" Onlar konuşurken hemen önlerine servis açtım.
"İyiyiz bir tanem Allah'a şükür. Sizi sormalı?"
Deniz ayağa kalkıp Ege ile sıkıca sarıldığında içim sıcacık olmuştu. Kızlara doğru yöneldiğinde ona yüzünü dönen İzmir ile kalakaldı. Bunu benden başka birisi fark etti mi bilmiyordum ama ben bariz bir şekilde görmüştüm. İkisi de birbirini görmemişti uzun zamandır. Deniz'in Ege ile hep konuştuğunu biliyordum ama İzmir ile o kadar yakın değillerdi. Zaman geçtikçe siması oturan ve daha da güzelleşen İzmir onu şoka uğratmıştı belli ki.
"İzmir?" Kollarını araladı ve bekledi. İzmir fazla bekletmedi ve bir iki adımda yaklaşıp kollarını kardeşimin beline sardı. "Deni?"
Bu tablo beni o kadar duygulandırmıştı ki, içten içe ağlıyordum. Sebebi ise en son sarıldıkları zamanın bir cenaze olduğunu hatırlamamdı. Ege ile İzmir'in en derin yara aldıkları gün olduğunu hatırlamamdı. Anne ve babalarının cenazesini hatırlamamdı. İçeriye sessizlik çökerken annem çoktan kalkıp babamın yanına geçmişti. Minel usulca Ege'ye yaklaşıp kollarını beline sardı. Ege dümdüz dikiliyordu. Herkes hatırlamış ve hüzünlenmişti. Burun çekme sesi ile İzmir'in ağladığını anlamam uzun sürmemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEFNE
ChickLitDefne ile Asaf Yavuz'un hikayesine hoş geldiniz. "Taşın çiçeklenmeye tenezzül etmesinin vaktidir artık." İçinizi darlatmayacak, sakin şeyler istiyorsanız Defne'ye bakın derim.🥺🫰🏻