Ballarim güzel okumalar düzenlemeden atıyorum yanlışlarımı yazabilirsiniz💐
🌿
İğnemi yaptırdıktan sonra sarhoş gibi gülümseyerek arabaya yürüyorum. Yavuz'un arabasına. Taksi ile gideceğimi öğrenince dolabından arabasının anahtarını alıp elime bırakmıştı. Elimdeki şeye tanımıyor gibi baktığımda, "Benim arabamla git. Hastanede daha işim var, boşuna duracağına sen kullan." demişti. Tabii kabul etmedim ama sonra bana uzunca bir 'Neden benim arabamla gitmelisin?' adlı şiirini okuyunca anahtarı alıp kaçmıştım. İşime gelmişti.
Şu an ise beni camdan izliyor arkadaşlar, buna adım gibi eminim. Kafamı yukarı kaldırdığımda camın arkasından silüetini görüyorum. Ona baktığımı gördüğü an camdan kafasını uzatıp eli ile bana öpücük atınca saçımı başımı yolmak istiyorum. En sonunda oldu bim bam bom kız olmama ramak kalıyor.
Ben de ona onun gibi hareket yapıyor ve hastanenin otoparkındaki arabaya gidiyorum. Arabayı gördüğümde biraz şoka uğruyorum çünkü bu arabayı Deniz ile oynadığımız bir oyunda gördüğüme eminim. BMW M5 CS arkadaşlar. Bu sefer biraz değil hayvan gibi şoka uğruyorum, fiyatını düşündüğümde başım dönüyor. Bu arabayı bana vermeye nasıl cesaret ettiğini sorguluyorum. BENİ GERÇEKTEN BU KADAR MI SEVİYORSUN? Binmekten vazgeçip yanına oturmak istiyorum. Derin bir nefes alıp Bismillah ile arabaya yerleştikten sonra direkt telefonumu elime alıp Yavuz'u arıyorum.
"Bu kadar çabuk mu özlendik?" diye açıyor telefonu. Yüzümün gerginliği çözülüyor. Sorusunu yanıtlamaktan ziyade bir soru da ben yöneltiyorum çünkü bu daha önemli geliyor. "Yavuz arabanla gitmesem olur mu?"
Kaşlarının çatıldığına eminim. "Neden?"
"Ya bir şey olursa? Bu araba çok pahalı, başına bir şey gelsin istemem."
"'Defne... Defne... Defne... Lütfen arabaya bin ve sadece sana bir şey olmamasına dikkat et olur mu güzelim?"
Aradığınız kalbe şu an da ulaşılamıyor. Bakın ben böyle şeylerden hoşlandığımı bilmiyordum, gerçekten, fakat Yavuz öyle güzel söylüyordu ki elimden hoşlanmak dışında bir şey gelmiyordu.
"Sen her flörtüne böyle arabanı verdin mi?" diye ona sataşmak bir anda içimden geldiği için kendimi durduramıyorum. Yanlış anlaması ise en büyük korkuma dönüşüyor birden.
"Nerden bildin?" dediğinde bunu beklemediğim için kalakalıyorum, zaten o da sözüne devam ediyor. "'Her flört' diye bir kavram hayatımda hiç olmadı aslında. Oradan bakınca öyle bir profil mi çiziyorum?"
En sonunda arabayı çalıştırıp duymasını sağlıyorum. "Hayır, takılıyorum yalnızca canım."
"Anladım canım." diyor sözüme ithafen. Onunla iletişimde olduğum her dakika en keyifli zamanıma dönüşüyor. "Dikkatli sür olur mu? Sana bir şey olsun istemem."
"Sen de dikkat et neşteri yanlışlıkla kendine saplama olur mu?" dediğimde güzelim kahkahası yankı yapıyor. "Tamam kesinlikle daha dikkatli olacağım, görüşürüz..." diyor ve sanki sonuna bir şey ekleyecekmiş gibi duruyor ama susunca el mecbur görüşürüz deyip kapatıyorum.
Telefonu arabaya bağladıktan sonra Gonca'yı arayıp yola çıkıyorum.
Araba öylesine güzel ki uçuyormuş gibi hissediyorum arkadaşlar. "Alo Defne?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEFNE
ChickLitDefne ile Asaf Yavuz'un hikayesine hoş geldiniz. "Taşın çiçeklenmeye tenezzül etmesinin vaktidir artık." İçinizi darlatmayacak, sakin şeyler istiyorsanız Defne'ye bakın derim.🥺🫰🏻