🌿Buralarda bizi bekleyen birileri olduğunu bilmek çok güzel. Yanlışlarım varsa affola. İyi okumalar, sizleri öpüyorum.❤️
Hayatımı düşündüğüm vakit hangi evresinde bu kadar heyecanlandığımı da düşünüyordum. 18. yaşımda heyecanlıydım. Liseden ve üniversiteden mezun olduğumda da çok heyecanlıydım. Kafe benim üzerime geçtiğinde de heyecanlıydım, ilk müşterilerimi ağırladığımda da. Asaf Yavuz ile yeni bir şeylere başladığımızda hiçbir zaman o anki kadar heyecanlı olamayacağımı düşünüyordum.
Bugün hepsini alt etmişti. Biz bugün evleniyorduk. Sevdiğim adam ile gün sonunda bir evde buluşacaktık. Soframda misafirim değil, masanın yegane sahibi olacaktı. Çocuklarımın babası olacaktı. Bu inanılmaz bir heyecandı.
Oturduğum gelin odasında elim ile gözlerimi yelledim. Ağlamak istemiyordum çünkü makyajımın akmayacağını bilsem bile riske atmak istemiyordum.
Beni daldığım heyecandan çekip çıkaran kapının açılması ve ardından Ege'nin sözleriydi.
"Allah'ım... Dünya'nın en güzel gelini bizim ablamız. Şaka gibi. Şu güzelliğe bakın. Ağlayacağım sanırım."
Hemen onlara döndüm. Ege, Minel, İzmir ve Deniz. Dördü karşımda gözlerindeki parlaklık ile beni süzüyordu.
"Nasıl olmuşum bacım?"
Deniz, avucundaki İzmir'in elini usulca bırakarak ufak adımlarla bana yanaştı. Elimdeki çiçeği yanımdaki komodinin üzerine bıraktım ve yerini Deniz'in elleri aldı.
"Sanırım ablamı böyle görmeyi beklemiyordum. Sanki büyüdüğünü ayrı yaşamaya başladığımızda değil de şimdi anlıyorum abla. Çok güzel olmuşsun. Güzel olacağını hepimiz biliyorduk zaten ama bu kadarını tahmin edemiyorduk." Ağzım kulaklarıma vardı. Ağlamayacaktım. "Şaşırma istersen benim güzelliği biliyorsunuz, dillere destan." Deyip aramızdaki duygusallığı hemen yok ettim. "Teşekkür ederim Deni. Benden sonra ilk hanginiz evleniyor bu arada? Sevgililerinizin sizin gözünüze benden çok daha güzel geleceğini biliyor olmalısınız."
Hepsi aralarında gülüşürken ve çok güzel olduğuma dair methiyeler dizerken kapı tıklandı. "Gel."
İçeri önce paytak adımlarla sallana sallana Derin girdi. Onu toz pembe kabarık elbisesinin içinde gördüğümde kamaşan dişlerimi hemen kolları ile buluşturmak istedim. Böyle tatlı bir bebek olabilir miydi ya?
Hemen arkasından aynı tonlarda elbisesi ile Gonca girdi. "Defne... Maşallah Suphanallah, bu ne güzellik hayatım?" Hemen utandım.
"TEYZEEE!" diye kocaman bir çığlık bırakan Derin annesine cevap vermeme izin vermeden eteklerime yanaştı ve elimi tuttu.
"Teyze güzel olmuş mu anneciğim?"
Bir bana bir annesine bir de odadakilere baktı ve şapşalca gülümsedi. "Çoooook güzel." Daha fazla dayanamadım ve eğilip kolundan ısırdım. Çığlık attı ama kaçmadı.
"Amca nerde?" Benim de merak ettiğim soruyu soran Derin'i bir de öptüm. "Cidden, kocam nerde?"
Dün dini ve resmi nikahımız kıymıştık ama yine de düğün içinde formaliteden kıydıracaktık. "Kapıda dört dönüyordu biz girerken."
"Ay abla hadi biz çıkalım da gelsin o zaman adamcağız. Kaldı kapıda." Minel'e içimden minnetler yağdırırken öpücük attım.
Herkes çıktığında bunu bekliyormuş gibi saniyeler içinde kapı tekrar açıldı. İçeriye doğru damatlık ile arz-ı endam eden kişi benim resmen kocamdı. Bakın resmen diyorum, kocam diyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DEFNE
ChickLitDefne ile Asaf Yavuz'un hikayesine hoş geldiniz. "Taşın çiçeklenmeye tenezzül etmesinin vaktidir artık." İçinizi darlatmayacak, sakin şeyler istiyorsanız Defne'ye bakın derim.🥺🫰🏻