okey

683 49 8
                                    

Yorumlarınızı esirgemeyin🌸🫶🏻

Aramızdaki sessiz dakikaların sonrasında Yavuz, Derin'in alnından öpüp onu kucağıma bıraktıktan sonra yanağımdan makas aldıp gitmişti. Ben öyle salak gibi dikiledurmuştum. Yanağımdan makas aldı? Evet. İyi miyim? Manyak gibiyim.

Gonca gelip yanağımdan makas aldığında yanaklarımın kızardığına emindim. Üstüne üstlük, "Böyle mi yaptı?" deyip benimle dalga geçmişti. Biz aramızda kıkırdarken Gonca gerçekten Derin'i doyurdu ve gazını çıkarmam için bana verdi. Usulca masaya, diğerlerinin yanına döndük. Omzumda yaka süsü gibi Derin vardı ve bu bana o kadar güzel hissettiriyordu ki kafamın içinde, 'Gencim, şu an olmaz evli değilim' gibi sesler yankılanıyordu. Yavaş yavaş sırtını pat patladığım Derin birden geğirip gaz çıkarınca herkes gülmeye başladı. Küçücüktü ama sesi vardı eşeğin.

Semaverde demlediğimiz çaylar bardaklara konunca sohbetimiz misler gibi ilerledi. "Bu Yavuz sana aşık ha."

Bunu duymasından korktuğum Yavuz'a baktığımda yüzü babamlara dönüktü, gülümsüyordu.

"Gonca senin içinden ne çıktı böyle? Keseceğim dilini şimdi sussana çocuk duyacak."

"Aman abla doğruysa duysun valla." dedi Minel bana eğilerek. "Aynen öyle. Hem belki bunu duyması sana bir adım atmasını sağlar." diye ikiliye destek çıktı İzmir sessizce.

Bunlar direkt bana söylenince oldukça heyecanlanıyordum. Kalbim daha hızlı atmaya başlıyordu ve ben ona doğru yürümesini durduramıyordum. Bariz bir şekilde hoşlanıyordum, bunu anlamayı ne kadar ileri atsam da hoşlanıyordum.

"Derin sen annen ve bu ablaların gibi olma tamam mı bir tanem? Uslu uslu güzelce büyü hayatım." Ensesinden kocaman öptüm. "Oh mis kokulum."

"Gonca abla, Derin'in ensesini ablamdan önce başkası öpmüş müydü?"

Deniz'in masanın bir ucundan sorduğu soruyla herkesin bakışları bize döndü. "Hayır ablacım öpmedik. Neden?" dediğinde Deniz ile Ege anlaşmış gibi kahkaha attı.

"Kızının huylarının ablam gibi olmasına hazır mısın?" Gonca kaşlarını çattı. "O nasıl oluyor ki? Defne'ye benzeyecekse çok mutlu olurum vallahi."

Diğerleri gülmekten açıklayamayınca Nazım amca söze girdi. "Eskilerden beri çocuğun ensesini ilk kim öperse huyları, hareketleri ona benzer derler kızım. Bizim orda bir arkadaşımın oğlu var ama aksi mi aksi, huysuz mı huysuzdu küçükken. Evde fırtınalar estirirdi. Onun ensesini öpen kişi de komşusunun aynı huylara sahip oğluydu. Çocuk aynısı oldu hala da aynılar. İnanıyoruz yani biz buna."

"Sağ ol amca... Benim kızım da Defne'ye benzer inşallah. Onun kadar iyi birisini hayatımda tanımadım ben." Utanıp kafamı eğdim.

"Gonca haklı. Ben hala her namazımda bu çocuklara da dua ediyorum çünkü Gonca'yı hastaneye onlar yetiştirdi. Karargaha gitmem gerekti ve Gonca çok darlandığı için dışarı çıkmak istemişti. Sonra Derin gelmeye karar verince tanıştık işte..."

Annemle babama baktığımda gözlerinin içi parlıyordu ve mutlulardı. O bakışlarda gurur vardı.

"Abi sana o gün de demiştim. Siz bu ülkeyi koruyorsanız sizin korumakla yükümlü olduğunuz aileye siz yokken sahip çıkmak da bizim görevimiz. Kim olsa yapardık bunu biz." Selim elini yine Ege'nin omzuna attı ve minnetle bakarak sıktı.

"Defne soracağım soracağım unuttum kızım. O ilaçlar ne içindi? Bir şeyin mi var?" Kucağımda uyuyan Derin'i annesine verip Meliha teyzeye baktım.

"Yok teyze önemli bir şey değil. Kan tahlili vermişim, vitaminlerim düşükmüş onların ilaçları."

"Önemsiz bir şey de değil. Hafta başından itibaren unutmadan iğneleri olman, düzenli ilaçlarını alman ve sağlıklı beslenmen gerekiyor Defne. Bir yere yığılıp kalmanı istemeyiz." Yavuz doktor kimliğine anında bürünüp kimsenin anlamayacağı şekilde bana kızarken ben sırıttım.

DEFNEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin