MERHABA SORUMLULUKLAR

703 26 7
                                    

Mezuniyet Günü

"MACİDE NAZ GÜRSOY'U DİPLOMASINI ALMASI İÇİN KÜRSÜYE DAVET EDİYORUZ." Tam dört yıl boyunca Macide ismimi sakladığım okul sakinleri artık iki ismim olduğunu öğrenmişti. Diplomamı alıp, konuşmamı yapmak için kürsüye geçtim. "Şuan çok heyecanlıyım. BUNU TUTUYORUM ÇÜNKÜ ELİMDE ŞUAN!"

Okuldakilerin kahkaha sesleri gelince güler bir yüzle kürsüden indim. O an gözümün önüne yeni hayatımın fragmanı geldi. Hayaller Dubai hayatlar...  Öyle deme canım iç sesim. Hallederiz bir şekilde.

Şimdi

Aileden ayrı yaşamanın verdiği sorumluluk, biriken işler, ödenmeyi bekleyen faturalar, kapıma dayanan ev sahibi ve bitik bir ben. Mezun olalı tam bir ay oluyordu. Önceden meslek ile ilgili karar veremediğim için bir pizzacı da kuryelik yapıyordum. Maaşı iyi bir pizzacı da hem de. Ama her ne olduysa bu ay maaşımı erkenden bitirmiştim. Ne olurdu annen ile kavga etmeseydin yani? Bak artık para da göndermiyor sana.

"Bununla da faturaları ödeyince elimde beş kuruş bile kalmıyor." Para idare etmeyi öğren artık. İç sesim içerden beni gömerken aklıma parlak bir fikir geldi. "Bir iş daha. Bence yapabilirim ne dersin iç sesciğim?" Ben bir şey demiyorum. Ne halin varsa gör.

Faturaları ödedikten sonra akşam bilgisayardan iş aramaya başladım. "Bakıcılık mı? Hayatta yapmam. Ben daha ablamın oğluna bakmıyorum." Ablanın oğlunu bırak şimdi. Ödedikleri ücrete bak. Kafamı ücretin olduğu tarafa çevirince 12.000 yazısı ile bakıştık. Hızlıca yazan numarayı aradım. "İş ilanı için mi aramıştınız?" Kız bunlar ne biçim insan. Önce selam verselerdi keşke. "Evet iş ilanı için aramıştım. Gün belirtmemişsiniz. Hangi günler çalışılması gerekiyor."

"Aslında bizim bir bakıcımız var ama kendisi pazar günleri izine çıkıyor. Bu yüzden tek günlük için 12.000 teklifimiz kabul ediyor musunuz?" Bir tatil günümüz var onu da... Neyse yapacaksın artık. "Tamam ben kabul ediyorum." Kadın karşı taraftan oh diye derin bir nefes verince işin ucunda bir iş olduğunu düşündüm. "Hayırlısı bakalım."

Telefon görüşmesinden sonra üstümden bir yük kalkmış gibi olunca kendimi hemen yatağa attım. Yarın sabah ki işi düşünmeden uyumaya başladım.

Ertesi gün

İş arkadaşım Sıtkı elime üç kutu pizza tutuşturunca sövmemek için kendimi zor tuttum. "Sıtkı?" Sıtkı benim tek iş arkadaşımdı diğerleriyle anlaşamıyordum çünkü. Sanki Sıtkı ile anlaşabiliyorsun. "Ne var yine?" Sıtkı benden bezmiş gibi hareketler yapıyordu. "Bu diğer kurye, Okan, nerede acaba?" Sıtkı müşteriden siparişi alıp mutfağa götürdükten sonra yanıma geldi. "Hastaymış." İçimde yükselen sövme hissini yine yuttum. "Bizim burada çalışmaktan malum yerlerimizden terler aksın. Beyefendi hastayım deyip işe gelmesin. Oh ne ala dünya."

Sıtkı bilmiyorum gibisinden bir hareket yapıp tekrar işinin başına dönünce bende siparişleri götürmek için motoruma gittim.

Tam on beş katlı bir sitenin içindeki asansörde on beşinci kata çıkıyordum. Asansörden çıktıktan sonra kapının önünde Okan'ı görünce durdum. O bana, ben ona uzun bir süre bakıştık. "Macide?"
"Okan?" Arkadan bir tane kız gelip pizzaları aldı ve ücretini ödeyerek içeri girdi. İçeriden kahkaha sesleri geliyordu. Yaktık çıranı Okan. "Çorum'un leblebisi, yaktım seni bir tanesi."

Ben asansörü çağırıp beklerken Okan ayaklarıma kapandı. "Macide, yalvarırım sana. Müdüre hiçbir şey söyleme." Hatırla Macide. Yanlışlıkla düşürüp patlattığın kola şişesi yüzünden seni müdüre söylemişti. İntikam zamanı girlll. "Biliyor musun Okan. İntikam soğuk gelmiş bir pizza gibidir. Eğer hesabını sormazsan hep soğuk gelir."

Havalı sözümü söyledikten sonra önümde açılan asansörden girdim. Havalısın kızım.

Hızlıca motora binip pizzacıya geri döndüm. Müdürün odasına doğru hızla ilerliyordum ki arkamdan koşa koşa gelen bir Okan gördüm. Çocuk korkudan ışınlanmayı buldu. Ondan önce odaya girmek için daha hızlı koştum. Hızlıca kapıyı çalıp içeriye girince arkamda koşmaktan nefes nefese kalmış Okan sövmeye başlamıştı.

"Merhaba Sadık Bey gelebilir miyim?"  Sadık Bey beni takmayınca hızla masasına ilerledim. "Sadık Bey diğer kurye Okan'ı biliyorsunuzdur. Bugün siparişlerden biri-" Sadık bey bir dakika gibisinden işaret parmağını kaldırıp çalan telefonunu açtı. "Alo evet Okan?" Vay çakal görüyor musun Macide. " Çalışmaya mı geldin? Hastayım demiştin." Sadık Bey bir süre karşı tarafı dinleyince yüz ifadesi yumuşadı. "En başından seni işe almanın doğru olduğunu biliyordum. Ama bugün izinlisin evladım git evine dinlen yarın gelirsin."

Sadık Bey telefon konuşmasını bitirince tekrar bana döndü. "Ne diyordun?" Kanıtımız yok Macide. İnanmaz bize. "Aslında öylesine sizi görmek için gelmiştim." Sadık Bey ile biraz daha sohbet ettikten sonra odasından çıktım. Karşımda Okan'ı görünce sinir kat sayılarım artıyordu. Calm down baby biraz quality.. Sus iç sesim sus. Okan yanıma geldi. "Macide kusura bakma ama işimden olamazdım. Bu ay kiramı ödemedim henüz." Göstereceğiz biz sana kirayı bekle sen. "Bitireceğim seni Okan görürsün. Peşindeyim Okan. Camını kapatmadan uyuma."

Okan hafif korkarak geri çekilirken bende iş eşyalarımı çıkarıp eve gittim.

Akşam

Ablam ile görüntülü konuşurken bir yandan da kendime akşam yemeği yapıyordum. "Gelsene bu hafta sonu bize." Ablam beni yine evine davet ediyordu. "Yok abla teşekkür ederim. İşim başımdan aşkın zaten." Ablam kucağında yeğenim Kaan ile gelince gözüm bir anlığına seğirdi. "Teyzesi seni çok özlemiş." Biz özlemedik ama. "Yok teyzeciğim ben özlemedim."

"Kız ne demek özlemedim. Teyze yaptım seni işte. Gel yeğenini sev." Ocağa koyduğum hazır çorbayı karıştırırken ablama yüzümü ekşittim. "Senin oğlun benim üzerime işedi. Sevmiyorum ben bu sidikliyi." Ablam kahkaha attı. "Ay hatırlatma. Geçen akşam yine aklıma geldi bir saat kahkaha attım." Ablam ile bir süre daha konuştuktan sonra hep yaptığı şeyi yapıp yüzüme kapattı.

Çorbamı içerken telefonuma bir mesaj geldi. Annem: Babana söyledim para attı hesabına.

Anneme öpücük emojisi atıp banka hesabımdaki 300 liraya baktım. "Cidden mi ya? Üç yüz lira da beni zengin eder zaten." Buna da şükür gerizekalı hiç atmayabilirlerdi.

"Bu çorbanın tadı niye böyle ya?" Dağınık mutfağıma girip tezgahın üzerine bıraktığım hazır çorba paketinin tarihine baktım. 19.03.2019 "Oha lan evi aldığım ilk sene aldığım ilk çorba."

Tarihi eser kızım bu git sat bunun paketini. Zengin olursun. Gerizekalı. Sövme iç sesim sövme. "Akşam akşam zehirlenirsem ne yapacağız?"

Sana bir şey olmaz.

Ayıp ediyorsun ama.

İyi yapıyorum.

..

Merhabalar bu kitabımın ilk bölümü. Biraz kısa olmuş olabilir ama ilkin günahı olmaz derler. 💅

Diğer bölümlerde görüşmek üzere. Kendinize güzel bakın.

Bu arada beğeni ve yorumlarınızı bekliyorum.

Ha bir de hayatınız paralarla dolu olsun 🐢

Tak tak ben geldimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin