GÖZLERDEKİ YAŞ

120 12 18
                                    

Gözlerim ağır ağır açıldı. "Ay ay ne oluyor?" Kelimeler ağzımdan yavaş yavaş çıkmıştı.

"UYANDI! ANNE MACİDE UYANDI!" Kafamı odanın camına çevirdim yavaş yavaş. Herkes oradaydı ama hepsi çok kötü görünüyordu.

İçeriye doktor girdi. "Merhaba Macide Hanım beni duyuyor musunuz?" Duyuyordum. "Evet duyuyorum." Doktor gözüme ışık tuttu. "Ağrınız sızınız var mı?" Macide'm uyandıkk. "Var." Doktor vücudumda birkaç bölgeye dokundu. "Burada var mı?" Hafifçe bağırdım. "Anlaşıldı. Hemşire hanım ağrı kesicinin dozunu biraz arttıralım. Normal odaya alabiliriz hastayı."

Tüm ailem kapının önündeydi. Ama benim gözlerim Gökay'ı arıyordu. Yoktu. Neredeydi ki?

Sedye odadan yavaş yavaş çıkarken annemler hemen başıma toplandı. "Güzel kızım benim." Herkes buradaydı ama Gökay yoktu. Ablama kafamı çevirdim. Harap olmuştu. Normal odaya geçtikten sonra gözlerimi kapatıp ağrılarımı unutmaya çalıştım.

Hemşire serumumu düzeltirken konuştu. "Merak etme gelecek birazdan." İçim biraz olsun rahatladı.

Birkaç dakika sonra hızlıca odaya birileri daldı. Hepsi. Tüm koridordaki herkes odaya doluştu.

"Macide'm. Güzel kardeşim." Ablam yine ağlamaya başladı. Yavaşça kolumu kaldırdım. Yorgun yorgun güldüm. "Ağlama be. Karnındaki bebişe bir şey olursa sorarım hesabını." Vücudum sanki birbirine yapışmıştı. "Ne zamandır uyuyorum ben?"

Ablamla annem birbirine baktı. "Bir haftadır." Oha.

"O kadar oldu mu ya?" Hareket etmeye çalışınca karnımdaki ağrı çoğaldı. "Dur hareket etme öyle."

Kapı gümbür gümbür açıldı. Hepimiz kafamızı oraya çevirince Gökay'ı gördüm. Gözleri kıpkırmızıydı. Çökmüştü resmen. Onu görünce kendimi canlanmış hissettim. "Macide?"

Gülümsedim. Onu böyle görmek bir yandan canımı çok yakmıştı. "E biz çıkalım biraz da çocuk görsün." Babam anneme ters ters baktı. "Biz de yeni geldik Çiçek. Kızımı özledim ben."

Babam saçlarımı okşuyordu. "Güzel kızım benim." Babam konuşuyordu ama ben Gökay'a bakıyordum.

İçeriye doktor girdi. "Merhabalar. Hasret gideriyorsunuz biliyorum ama Macide Hanım'ın bir şeyleri öğrenmesi gerekiyor." Ne öğreneceğiz Macide?

Doktor elindeki kağıtlara biraz daha baktı. Ben kafamı diğerlerine çevirdim. "Ne oluyor?"

Korkmuştum. "Doğruyu söyle doktor kaç aylık ömrüm kaldı?" Kendi şakama gülüyordum. Diğerleri ise somurtuyordu. Annemin çoktan gözleri dolmuştu bile.

"Macide Hanım şuanda çok iyisiniz ama." Doktoru dinlemeye başladım. "Kurşun vücudunuzda birkaç hasar bırakmış." Korkuyla diğerlerine döndüm. "NE OLDU?"

"Macide Hanım kurşun rahminize denk gelmiş. Bu yüzden ilerde bir çocuğunuzun olma ihtimali yok denecek kadar az." Ne diyor bu doktor? Macide sen duyuyor musun?

Güldüm. "Güzel şaka ama biraz kırıcı. Hadi söyleyin nerem tutmuyor?" Bir yerimde sorun olması diğer ihtimalden daha az canımı yakıyordu.

Etrafıma göz gezdirdim. "Şaka değil mi?" Gökay'a baktım. "Gökay? Şaka yapıyor de." Gökay hiçbir şey söylemedi. "YA BİR ŞEY SÖYLESENİZE!"

Gözlerim dolmaya başlamıştı. "Hadi şaka deyin. Gülelim eğlenelim ama şaka deyin." Macide'm...

Demiyorlardı. Hiçbiri ağzını açıp bir şey söyleyemiyordu. "Gerçek mi?" Yüzümde ıslaklık hissettim. Zorla da olsa güldüm. "Olsun. Ben zaten sevmem çocukları. Öyle ağlar başımda." Hıçkırarak ağlarken gülmeye çalışıyordum. "Sonra gelir Kaan gibi suratıma falan işer. Ben yapamazdım zaten."

Tak tak ben geldimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin