KÖY AĞASI OLDUM AYOL

164 12 4
                                    

Kafamın üstünde bir şey vardı. Gözlerimi açtım fakat her yer karanlık görünüyordu. Neredeyiz lan biz? Kafamın üstünde bir adet Ranger vardı. "Ranger oğlum kafamdan kalkar mısın?" Kalkmadı. Yavaş yavaş üstümden atmaya çalıştım.

O da bu kadar dürtmeye en sonunda kafamdan kalktı. "Ben buraya ne ara geldim?"

En son komutanın arabasında uyuyordun. O mu çıkardı yoksa seni? Umarım fıtık olmamıştır adam senin ağırlığından.

Saçmalama be şişko değilim ben.

Çıkarttırma ilkokul fotoğraflarını.

Yatakta doğrulup Instagram'a baktım. "Herkes de bir yerlere gidiyor mübarek. Keşke bende karakoldayken paylaşsaydım." Git istersen hastaneden serumlu fotoğraf at. Ergen.

Ben hikayeleri izlemeye devam ederken kapım çaldı. Yatağıma veda edip kapıyı açmaya gittim. "Hilal?" Yine elinde peçeteyle örtülmüş bir tabak vardı. "Günaydın Macide abla. Bugün dersim yoktu. O yüzden müsaitsen bugün beraber vakit geçirelim mi?" Ay yerim ben bu kızı.

"Gel gel. Bugün çok sıkıcı başlamıştı zaten. Pazara gidecektim. İstersen beraber gidelim sonra evde bir şeyler yaparız." Hilal'in yüzünde o tatliş gülümsemesi oluştu hemen. "Olur abla. Ben iki dakika cüzdanımı alıp geleyim. Sen al bu tabağı."

Tabağı alıp mutfakta içine baktım. "Sigara böreği." Bir tanesinin tadına baktım. "Hem de patatesli."

Birkaç tane daha ard arda yiyip koşarak önce banyoya gittim. Oradan da odama üstümü değiştirmeye geçtim. "Ranger sence bugün değişiklik yapıp elbise giyelim mi?" Ranger havlayınca onayladığını düşünüp dolabımdan çiçekli uzun bir elbise seçip giydim. Saçlarımı da halledip Ranger ile kapının önünde Hilal'i beklemeye başladım.

O da üstünü değiştirmişti. "Macide Abla çok tatlı olmuşsun." Bu kız balın kovanı galiba. "Sen de çok tatlı olmuşsun güzelim. Hadi gidelim."

Beraber apartmandan çıktık. Benim elimde tasma onun elinde pazar arabası birlikte pazara gelmiştik.

Tüm satıcıların tezgahlarından yükselen bağırış sesleri kafamın içinde gidip gelirken karşıdan tanıdık bir sima çıktı önüme. "Sıtkı?" O da bana baktı. "Macide?" Sonra yıllardır görüşmüyormuş gibi birbirimize sarıldık. "Macide abla bu arkadaş kim?"

Sıtkı ile Hilal birbirine bakınca o an kafamda bir tür şimşekler çaktı. Macide çok yakışırlar. Olur mu dersin? Tabi ki olur. Bence onlarda sevdi birbirini. Şu bakışmaya bak. "Bu Sıtkı benim eski iş yerinden bir arkadaşım. Bu da Hilal alt kattaki komşum ve artık arkadaşım." Hilal bana tatlı tatlı gülümserken, Sıtkı gözünü Hilal'den hiç çekmemişti.

"Neyse hadi biz gidelim daha çok işimiz var. Sonra görüşürüz Sıtkı." Birbirimize veda ettikten sonra Hilal ile yolumuza devam ettik. "Biberler acı mı?"

Sakince sorduğum soruya adam bağırarak cevap verdi. "HEM DE NASIL ABLA. VEREYİM Mİ?" Tamam da niye bağırdın abi. Duyuyoruz seni sakin ol.

"Alayım bir kilo." Hilal şaşkın şaşkın yüzüme baktı. "Ama acı dedi." Ne masum bir kız. "Acıya bayılırım. Acı benim hayat felsefem Hilal." Adamın uzattığı poşeti alıp Hilal'in çantasına attım. "Sen bir şey almayacak mısın?" Hilal kafasını salladı. "Yok abla ya. Cüzdanı aldım ama bir şey almam geçen gün yaptım ben alışveriş."

Biz evde doğru düzgün yemek yemiyoruz ki Macide. Niye pazar alışverişi yapıyorsun?

Canım isteyince yapıyorum bir şeyler.

Tak tak ben geldimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin