Sıkılıyorum Macide.
"Bende." İşsizdim. Hiç bu kadar işsiz kalmamıştım. Sürekli çalışan biri olarak oturmak hiç hoşuma gitmiyordu.
İş bulsaydık?
"Bulamıyorum." Çok mutsuzdum. "ÇILDIRACAĞIM HA." Sabahın erken saatlerinde uyanmış, kendime üzülüyordum.
Gökay muhtemelen hâlâ uyuyordu. "Kafayı yiyeceğim. İşim yok, gücüm yok. Ben ne halt edeceğim?"
Telefonumun melodisi tüm odayı doldurdu. Annem arıyordu. Sırası mı annesi? Ben alo diyemeden annem konuşmaya başladı. "Urfa'ya gidiyoruz. Halanın kızı evleniyormuş. İtiraz yok sende geliyorsun. Birkaç hafta kalacağız. Tarla işleri varmış." Ne düğünü bizim kafamız olmuş düğün zaten.
"Anne ben gelmesem?" Annem hemen telefonu yüzüme kapattı. Sonra tekrar aradı. "Gökay oğlum ne yapıyor kız?" Biz de bilmiyoruz. Gelmedi henüz. "Ne bileyim anne?" Annem söylenip telefonu yüzüme kapattı yeniden.
"NE DÜĞÜNÜ BE NE DÜĞÜNÜ?" Söylene söylene gidip bavul hazırlamaya başladım. "Gelmişim 22 yaşına hâlâ onlarla her yere gelmek zorundayım."
Yıllardır Urfa'ya gitmiyorduk. Babam amcam ile kavga ettiği için İstanbul'a taşınmıştık. Şimdi ise gereksiz halamın, kızının düğününe gidiyordum. Kavga nedenleri ise belli değildi.
"Of soracaklar şimdi 'senin hâlâ konuştuğun yok mu? Çalışma kız dediğin çalışır mı?' dar görüşlü varlıklar sizi."
Bavula birkaç eşya özensizce attım. Kapı çaldığında koşa koşa kapıyı açtım. Gökay uykulu gözlerle bana bakıyordu. "Günaydın." Yavrum benim uyandığı gibi bizim yanımıza gelmiş.
Odama geçip yatağımdaki bavula baktı. "Bir yere mi gidiyoruz?" Aşkım sen gelemezsin.
"Urfa'ya gidiyorum. Birkaç haftalığına." Gökay yandan yandan baktı. "Neden gidiyorsun? Ve ne kadar sürecek? Ayrıca ben gelmiyor muyum?"
Mahçup gözlerle baktım. "Annem aradı. Halamın kızı evleniyormuş ona gideceğiz. Bir de tarla işleri varmış. Ne kadar sürecek bilmiyorum."
Gökay tatlı tatlı bana baktı. "Ben ne yapacağım burada?" Atla bavula kaslı poğaçam.
"Babam seni görünce biraz bozuluyor. Kötü şeyler falan söylerse çok üzülürüm." Gökay'ın elini tutup yatağa oturttum. "Ama ben en kısa sürede kaçar gelirim buraya."
Kaça kaça gelerem.
"Tamam yardım edeyim sana o zaman." Ben dolaptan kıyafet çıkarırken Gökay önündeki çekmeceyi açtı yavaş yavaş. "KAPAT ORAYI!"
Hemen önüne geçtim ama çok geçti. Tüm sütyenlerimi görmüştü. "Güzeldi aslında." Yanaklarımdaki kan basıncı artarken o bana göz kırptı. Gökay'ım beğendiysen senin olsun?
"Düğüne ne giysem?" Gökay yanıma gelip dolabın içine baktı. "Hepsi yakışır sana." Güzel Macide'me yakışır tabi.
Dolaptaki birkaç elbiseyi alıp bavulun içine fırlattım.
Birkaç saate kocaman bir bavul kapının yanında bekliyordu.
Bende güzelce üstümü değiştirip hazırlandım. Gökay'da evine gidip üstünü değiştirmişti.
Odamdan çıkıp karşısına geçtim. "Hazırım." Gökay beni baştan aşağı süzüp yanıma yaklaştı.
Ben ne olduğunu anlayamadan hızlıca dudağıma dudağını bastırdı. Ruj vardı aslında. Öpüşü iyice kızışmaya başlayınca hiç istemeden geri çekildim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tak tak ben geldim
HumorHayat aşık olmak için çok kısa. Aşk bana göre değil. Ben bu hayata köle gibi çalışıp kraliçe gibi yaşamaya geldim. Üniversiteyi okuyup okuduğum bölüm ile ilgili ne olacağıma karar veremediğim için bir sürü işe giriyorum. En sonunda işlerden hep kovu...