KOMŞUNUN ÖNERDİĞİ HOCASI

178 16 4
                                    

"Yine hoş geldiniz Macide Hanım. Bu aralar biraz fazla karşılaşmıyor muyuz sizce de?" Sus ve işini yap doktor. Benim güzel kızım ne hallerde sen hâlâ laf sokma derdindesin. "Ne olmuş ciddi bir şey mi?" Gökay sabırsızca sorular sorarken acilden içeri koştura koştura ablam girdi. "Macide!" Tam gelip bana sarılacakken doktor durdurdu. "Elektrik çarpmasın. Kendisinin voltajı çok yüksek şuan." Doktor kendi kendine eğlenirken ablam ve tim ona kötü kötü bakıyordu.

"Ya Macide, senin ne alıp veremediğin var bu elektrik ile? Küçüklüğünden beri kaçıncı bu kızım? Dua et annemlere haber vermedim. Nasıl ana baba gününe dönerdi sonra burası."

Ablam o kadar çok konuşmuştu ki ne dediğini asla anlamamıştım. "Küçük elektrik çarpmalarından sonra bu uyuşmalar olabilir. Merak etmeyin ciddi bir şeyi yok. Birazdan geçer. Geçmiş olsun."

Doktor perdeyi kapatıp gittikten sonra ablam baş ucuma oturdu. "Ah be Macide senin şu sakarlıkların beni çok yoruyor. Çıplak elle elektriğe dokunma diye sana kaç defa söyleyeceğim?" Bana söylenmesi bitince time döndü.

"Bu küçükken inadından gider prize parmak sokardı. Yapma dedikçe daha çok yapardı. Hatta orta parmak bile çekiyordu."

Macide iyi misin? Hiç sesin çıkmıyor.

İyiyim. Sadece içimde anlamlandıramadığım değişik bir his var. Nedir sence?

Bilmem nasıl bir his?

Bilmiyorum. Elektriktendir belki de.

Bilmem olabilir.

"Macide Hanım daha iyi misiniz?" Deniz'in sorduğu soruyla tüm gözler bana dönerken aklımdaki soruları bir kenara itip onlara baktım. "Evet iyiyim. Kendimi nasıl hissediyorum biliyor musunuz?"

"Ay ne geliyor yine acaba?" Ablama güldüm. "Hani şu bir adam vardı. Elektrik çarpınca matematik dahisi olmuştu. Oyum şuan ben. Hemen getirin bir deneme çözeyim." Herkes birden gülmeye başladı.

"Ay bu bir de hasta olunca ya da başına can sıkıcı bir şey geldiğinde çok saçmalar. Bu küçükken dedim ya elini prize soktuğu gün. Bana oturup neden kaka yaptığımızı anlatmıştı. Şimdi neler söyledi kim bilir?"

Timdekiler daha çok gülerken ben ablama bakıyordum. "Niye yapıyorsun ki bunu?" Güzeller güzeli Asena bana soru sormuştu. Ama benim yerime ablam cevap verdi tabi. "Ağlamaya başlamasın diye."

Birden kafama dank etmiş gibi bağırdım. "RANGER! Ranger nerede?" İçeriye ne zaman çıktığını bile fark etmediğim Salim girdi. "İçeri almadılar. Davut eve götürdü." Bunları bana söyledikten sonra Gökay'a döndü. "Komutanım taburcu işlemlerini hallettim. İstediğiniz zaman çıkabilirsiniz dediler."

Yavaş yavaş toparlanıp eve döndük. Ablam bir koluma, Asena diğer koluma geçti. "Yahu ben yürüyebiliyorum. Bıraksanıza beni." Kapının önüne geldiğimizde üstüme koşarak gelen Ranger'ı gördüm. "Beni çok mu özledin oğlum?" Eğilip kafasını okşadım. "Ay bir hafta dolsa da teslim etsen şu köpeği." Ranger, ablama hırlayınca ablam arkama geçti. "Sakin ol oğlum." Elimle demir kapıyı itmiştim ki elimden bızt diye bir ses geldi. "Oha yürüyen priz olmuşum ben. Şarjı biten var mı?"

İşin kötü yanı geçince hep birlikte dalgasını geçmeye başlamıştık. Eski hâlime dönmüştüm ama içimdeki garip his gitmiyordu ve gittikçe büyüyordu. Hadi hayırlısı Macide'm.

Biz evde otururken kapım hızlıca çalmaya başladı. Ablam gidip kapıyı açınca içeriye koşarak Hilal girdi. Hızlıca bana doğru yöneldi ve sarıldı ama acıyla geri çekildi. "Ay, elektrik çarptı." Gülüp elimle sihirli hareketler yaptım. "Ben Stormy, Senin gibi iyilik meleği olan Winxleri elektrik ile yok etmeye geldim." Hilal gözleri dolu bir şekilde gülmeye başladı. Ağlayacağını bildiğim için onu neşelendirmeye çalışıyordum.

Tak tak ben geldimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin