TUR REHBERİ

158 12 17
                                    

"Gökay?" Aşağıdan bana bakıyordu.

Odadan çıkıp sessiz ama hızlı bir şekilde konaktan çıktım. Odam konağın arka tarafında kaldığı için arka tarafa gidip Gökay'ın kucağına atladım.

Elindeki poşeti kaldırıp bana uzattı. "Ver ablana." Bir poşet mango vardı içinde. Öperek boğacağım seni adam. "Ne zaman geldin? Neden haber vermedin?" Gökay çenemi yukarı kaldırdı. "Bugün sabah ulaştım. Sabahtan beri seni takip ediyorum."

Sabahtan beri dibimde olmasına rağmen görememiştim. Dudaklarına yaklaşıp onu öptüm. Önce şok olmuş bir şekilde bekledi. Daha sonra o da bana karşılık verdi. Yine belimden tutup kendine çekti. Dudaklarımız ayrılınca gözlerine baktım.

"Seni özledim." Gökay sırayla alnıma ve yanağıma küçük küçük öpücükler bırakıyordu. Boynuma eğilip orayı da öptü. İçim kıpır kıpır Macide şuan.

"Konağın çevresindeyiz. Biri görürse yandık." Gökay'ın umurunda değildi. "Bunu az önce beni öpen kadın mı söylüyor?" Sus Macide. Ben okeyim. İstediğini yap Gökay.

O boynumu daha çok öperken ben yine de ısrar ettim. "Olsun. Urfa burası adımız çıkarsa biteriz." Gökay hiçbir şeyi umursamıyordu. "Çıksın. Daha çabuk evleniriz." Bu adam nerede kalacak? Gökay beni öpmeye devam ederken ben soruları sıralıyordum. "Nerede kalacaksın?" Gökay gözlerime baktı.

"Yanında. Ben buraya babana bir şeyleri anlatmaya geldim. Gelmişken tüm akrabaların ile tanışmayı düşünüyorum." Oha Gökay'ım yap bunu.

"Ama babam izin vermezse ne olacak?" Gökay gülüp dudağıma küçük bir öpücük bıraktı. "Kaçırırım seni. Ama izin verecek. Eminim."

Gökay elimi tuttu. "Hadi tanışalım şu ailenle." Bendeki gerginlik onda yoktu.

Beraber konaktan içeri girip oturma odasına geçerken Günseli ile karşılaştık. Bana selam vermemişti. Ama yırtıcı gözlerle Gökay'a bakıyordu. Yapma Günseli sevmiştik seni.

Gökay'ı çekiştirdim. İçeriye el ele geçince oturan herkes bize bakmaya başladı. "Oha!" Ablamın tepkisi beni gülümsetti. "Abla mango istemiştin. Ben bulamadım. Gökay bulmuş." Ablam poşeti elimden çekip aldı. "Ay çok teşekkür ederim."

Babam ile gözlerimiz kesişti. "Ne oluyor lan burada? Gökay oğlan ne işin var senin burada?" Cennete baktığımda görgüsüzce Gökay'a bakıyordu. Ne oluyor be herkesin götü başı ayrı oynuyor?

"Veysel amca ben buraya sizinle bir şey konuşmaya geldim." Babaannem yine ayaklandı. "Hoş gelmişsen oğlum. Geç otur bakayım şuraya." Gökay ile koltukta yan yana oturduk. Babam gözlerini ellerimize dikmişti.

Annem mutfaktan içeriye girdi. "Ben ne kaçırdım?"

"Şey baba biz Gökay ile birlikteyiz." Bir anda söylediğim şeyle ablam ile annem mutluluktan birbirine sarılırken, babamın gözü seğiriyordu.

Gökay ile göz göze geldik. "Ne demek birlikteyiz?"

Babaannem Gökay'ı süzerken, yediği elma Cennet'in boğazında kalmıştı. "Evet Veysel amca. Ben Macide'yi seviyorum."

Babam derin nefesler alıp veriyordu. Odadaki herkes hem şaşkın hem mutluydu. Babam hariç.
Oturduğum yerden kalkıp babamın yanına oturdum. "Senden gizleseydim hoşuna gider miydi baba?" Gitmezdi biliyordum.

Babam eliyle saçlarımı okşadı. "Gitmezdi." Gülmeye başladı birden. "Bu kadar çabuk beklemiyordum sadece." Gözleri dolu dolu gülüyordu. "Özellikle küçük kızımın biriyle birlikte olacağı aklıma gelmezdi." Babaannem kalkıp hızlıca Gökay'ın yanına oturdu.

Tak tak ben geldimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin