OKAN'DAN KARİZMATİK KÖPEK

187 16 5
                                    

"Kabul, yardım edeceğim."

Çağrı ile anlaştıktan yarım saat sonra ebeveynleri eve gelince bende evden çıktım. Ya bari arabayla götürselerdi eve. Yine evime doğru yürüyordum. Hep eve giderken başımıza bir işler geliyor. Bugün ne olur dersin?

Hem kendi kendime konuşuyordum hem de eve yürüyordum. Karşıdan üç tane motorlu gelip önümde durdu. Kuytu bir sokak Macide dikkat et. Ay bokum hiçbir şey yapamazlar.

Motorculardan biri inince diğerleri de motorlarından inip bana yaklaşmaya başladı. "Yavrum naber ya?" Yovrom nobor yo? Gerizekalı.

"Ya akşam akşam gidin şuradan. Zaten yorgunum." Kafasından kaskını çıkarıp biraz daha yaklaşmaya başladı. "Alayım ben senin yorgunluğunu. Atla motora götüreyim seni." La havle La havle.

Elindeki kaskı bana uzatınca hiç düşünmeden aldım. Karşıdaki gülerken kaskı sertçe kafasına vurdum. Arkadaşları hızlıca yanına ulaşınca o da kanayan kafasını tutuyordu. "Gidin demiştim ama."

Yavaş yavaş arkamı dönüp uzaklaşacakken kolumdan sertçe çekiştirdi. Akşam akşam kim bu kadar dayak yemek ister ki?

"Pek de nazlı çıktın he." Pis pis gülüyordu bir de. "Eğer üç saniye içinde toz olmazsanız olacaklardan ben sorumlu değilim." Babanın öğrettiklerini hatırla Macide. Saldır kızım. "Bir." Umursamazca gülmeye başladılar. "İki." Yavaş yavaş arkamdaki uzun levha çubuğu aldım. "Üç." Hızla yandakinin bacağına levhayı geçirince önce donup kaldılar.

Diğerinin de omzuna sertçe vurunca ciddi olduğumu anlayıp kaçmaya başladılar. "Köpek soyusu." That's my girl. Baban görse alnından öpücüklerdi Macide.

Akşam akşam yaşadığım macerayı unutup tekrar yoluma baktım.

Evde

Ne gündü değil mi Macide? "He valla."

Eve geçip kendimi koltuğa attığım anda kapım çaldı. Salın bizi. Kalkıp kapıyı açınca karşımda Hilal'i gördüm. Elindeki peçete ile örtülü tabağı bana uzattı. "Abla tatlı yapmıştım. Bugün geldim ama evde değildin. Geldiğini görünce getireyim dedim." Macide bu kız çok tatlı.

"Hilal biliyor musun?" Neyi dermiş gibi bir bakış attı yüzüme. "İYİ Kİ VARSIN. AĞLAYACAĞIM." Hızla Hilal'in elinden tabağı aldım. "Ne demek abla sende iyi ki varsın."

Hilal evine gidince ben de elimdeki tabakla mutfağa gittim. "Ağlayan kek mi bu?" Peçetenin altından bana bakan keke baktım.

Ağlama kek yiyeceğiz şimdi seni?

"Espri mi yaptın şimdi sen?"

Sanane, kendim gülüp eğleniyorum.

Kendi kendime kavga ederken bir yandan da ağlayan kekimi yiyordum. Telefonuma mesaj gelince cebimden çıkarıp baktım. Banka hesabıma yatırılan paralarla keyfim biraz daha yerine geldi.

"O kadar mutluyum ki kalkıp oynayacağım şimdi."
Ne oynaması yat zıbar. Sonra niye tepiniyorsunuz diyorlar. Kovuluyoruz evden.

Ertesi sabah

Macide ben çok sıkılıyorum. Çalışmak güzeldi. Bir iş daha mı bulsak?

"Bak yine aklıma girdin. Dur bir bakayım iş ilanlarına."

Köpek bakıcılığı. "Olur mu dersin?" Ama nasıl yapacağız ki? Yazıya tıklayıp okumaya başladım. Bir iş gezisine çıkmam gerekiyor. Bu yüzden bir haftalığına köpeğimin bakımını yapacak birini arıyorum. Ulaşmak için numaramı arayabilirsiniz. 0543*******

Tak tak ben geldimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin