KALPTE GÜZEL BİR YER

115 13 12
                                    

Kış mevsimi

"Sevgilim kayak yapacağız işte. Neden hâlâ somurtuyorsun?"

Tip tip Gökay'a baktım. "Çünkü hava çok soğuk. Üşüyorum." Elimi bırakıp önümde durdu. Eldivenli eliyle burnumu hafif sıktı.

"Burnun da kızarmış." Burnumu çektim. "Burnum akıyor senin yüzünden. Ben kaymayı bilmiyorum ki?"

Gökay kolunu omzuma atıp beni kendine çekti. "Bende bilmiyorum sevgilim ama öğreneceğim."

Yalan söylüyordu. Gökay çok güzel kayabiliyordu. Ben dışarıda beklerken o birkaç kayak malzemesi ile yanıma geldi. "Gel bakalım." Önümde eğilip pantolonu bacaklarımdan geçirdi.

"Ben giyerdim." Dinlemeyip üstüme montuda giydirdi. Kayak takımını takıp beklemeye başladım.

Elimdeki uzun sopalara sıkıca yapışmıştım. Gökay hızlıca hazırlanıp yürümeye başladı. "Beni bekle Gökay."

Beklemedi. Yokuş aşağı güzelce kayınca şaşkın şaşkın arkasından baktım. Elinden her iş geliyordu. Çok da güzel kayıyordu şerefsizim. Sus Macide bağladın yine kekolara.

Pıtı pıtı ilerleyip dağın kenarında hazırda bekliyordum. Gökay durmuş aşağıda el kol işaretleri yaparak beni çağırıyordu.

Kendimi aşağıya hızlıca kaydırdım. Biraz fazla hızlı kaydırmıştım hatta. Denge kuramıyordum. "AAAAA BU NE İĞRENÇ BİR ŞEY BÖYLE."

Birkaç dakika sonra kendimi yerde buldum. Yüz üstü kara yapışmıştım. Başımda kahkaha atan biri vardı. Kalkamıyordum.

Beni yerden çekip alan kişiye baktım. Karşımda kahkaha ile gülüyordu Gökay. "Ne gülüyorsun?"

Hâlâ gülüyordu. Hatta gözleri bile kızarmıştı gülmekten. "Çok güzel düştün." Biraz daha güldü. Ve biraz daha.

Çok bozulmuştum. Üstümdeki şeyleri çıkarıp yere attım. Yerden büyük bir kar alıp kafasına attım.

Ama havada dağıldı. "Bir insanın hiç mi bir şeyi doğru gitmez ya?" Sinirlerim bozulmuştu. "Gülme artık Gökay."

Beni kendine çekip sarıldı. "Tatlı çileğim benim. Bir yerine bir şey oldu mu?" Kalbimi eritiyor bu adam benim.

"Çok sağol ya sorduğun için." Yanaklarımdan öptü. "Sapasağlamsın işte."

Elimden tuttu. Eşyaları tekrar bırakıp sıcak bir yere oturmaya geçtik.

Sıcak çikolata içiyordum. "Tadına bakmak ister misin?"

Hafif gülüp dudaklarıma küçük bir öpücük bıraktı. "Güzelmiş tadı." Kelebeklerim uyanmıştı. "Güzel bir yere gideceğiz birazdan." Nereye gideceğiz hayatım?

"Gidince görürsün sevgilim." Kurabiye tabağından bir kurabiye alıp bana yedirdi.

"Godolom o zomon morok ottom." Güldü.

"Gideceğiz sevgilim çikolatanı bitir, biraz rahatla."

🌺

"Akşam akşam mı?" Kar motoru alıp gelmişti. "Kaçacağız buralardan." Heyecanlanmıştım.

"Götür beni gittiğin yere sevdiğim." Gökay binip kar motorunu çalıştırdı. "Atla yavrum." İlk defa bir motorda başkasının arkasına biniyordum. Çünkü genelde ben kullanırdım.

Gökay'a iyice yaklaşıp beline sarıldım. Kafamı sırtına yaslayıp gözlerimi kapattım.

Rahatlamıştım. Gökay beni çok rahatlatıyordu. Birkaç dakika sonra motor durdu. Gözlerimi açınca küçük bir kulübe gördüm. "Gökay?"

Tak tak ben geldimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin