Kantinde gözlerimi gezdirirken -neden yaptığımı bilmiyorum- gördüğüm kişiyle ona odaklandım. Seungmin yine her zamanki gibi Minho, Changbin ve Felix ile oturuyordu.
Neden ona baktığımı da bilmiyordum. Ama baktıkça bakasım geliyordu. Bu normaldi bana göre çünkü Seungmin çok fazla güzeldi. Çoğu kişi ondan etkileniyordu.
Yakın arkadaşları dışında herkese soğuk baksada konuşurken her zaman nazikti,saygılıydı. Sürekli onu dinleyesi geliyordu insanın.
Bugünde dizlerine gelen bir kumaş şort ve bol bir tişört giymişti. Yine çok güzeldi.
"Hyung evin yanıyor." diyen Jeongin'e döndüm.
Hyunjin "O sırada Chan hyung: iki odun at." diyerek güldüğünde ona ters ters baktım.
"Gerizekalılar." diye söylenerek manzarama geri döndüm. Seungmin'in bana bakması beklemediğim bir şeydi. Ben afallarken o tek kaşını kaldırıp önüne döndü. Derin bir nefes verdim. Muhtemelen uzun süredir ona baktığımın farkındaydı salak değildi, maalesef. Ama bunu umursayacak değildim yüzüme vurmadığı sürece sorun yoktu.
Hyunjin "Hyung şuan hiç sevgilisinden yeni ayrılmış birine benzemiyorsun." diyerek dikkatimi ona vermemi sağladı.
"Benzemem mi gerekiyordu?"
"Evet?" diyen Jeongin'e gözlerimi devirdim. Gram üzülmüyordum Seo-jun beni aldatmıştı çünkü. Ki ben kendimi aldatılmıştan saymıyordum sevgili olduğumuz zamanlar duygusal bir boşluktaydım sanırım. Seungmin'den ayrılmıştım ve ne bok yediğimi kavrıyordum. Evet baya gerizekalıyım.
Seo-jun bana teklif etmişti bende kabul etmiştim -salağım çünkü- ama hiç bir şekilde çok yakın bir temasta bulunmamıştık. En fazla el ele tutuşuyorduk o da başkalarının yanında ve kısa süreliydi. Çok temasa geçince kendimi kötü hissediyordum. Sonra ben az bir süre sonra gidip ayrılalım demiştim o da zamanla seversin beni lütfen ayrılmayalım psikolojim kötü zaten demişti bende iyilik meleği gibi olur ama temas etmeyelim demiştim.
O da herhalde sende bulamadığım teması gider başkalarında bulurum diyerekten tamam demişti. Yani anlayacağınız sadece hava atmak gibi bir durum için benimle çıkıyordu ben de Seungmin'i unuturum diye sanırım. Ama tabiki hayat,beynim ve kalbim üçlüsü bana kocaman bir nah çekmişti. Hatta Seungmin rüyama girip beni nah unutursun demişti bana baya sövmüştü. Ondan sonraki günde sanki rüyama girip bana sövdüğü biliyormuş gibi ayrı bir keyifliydi. Bana sövmekten her zaman ayrı bir zevk almıştır.
Neyse göt oluş, enayilik, salaklık hikayem nasıl? Her aklıma geldiğinde kendimi boğazlıyasım geliyor ama olsun.
Oldukça rahat bir tavırla "Seo-jun beni aldatıyordu zaten yeterince derdim yokmuş gibi onun için üzülemem bir de." dedim. Benim gibi olun orospu çocuklarına karşı hiçbir zaman üzülmeyin. Chan'dan tavsiyeler.
Üçü de bana şok olmuş şekilde bakarken ağzımı açıp gözlerimi büyültüp onları kısaca taklit ettim ve gülümseyerek Seungmin'e döndüm. Rahatlık seviyemi sorgulamayınız.
