Vıdı Vıdı Vıdı-Chanmin

46

Seungmin

"Götüreyim istersen?" diye sordum.

Jennie gülümserken "Yok zaten Rose beni almaya gelecek. Sana kolay gelsin, dikkatli ol ve bay bay!" diyerek uzaklaşmaya başladı.

"Tamam! Sende dikkatli ol!" diye bağırdım. Baş parmağını kaldırıp beni onayladı ve turuncuya boyadığı saçlarını savurarak hızlı hızlı yürümeye devam etti.

Jisoo noona yüzünden biraz morali bozuktu. Jennie'nin söylediğine göre Jisoo noona Jennie'nin ondan hoşlandığını biliyordu ama bilmemezlikten geliyordu.

Jennie bana unnielik yaptığını her an söyleyen biri için daha ne kadar çabalayabilirim artık saldım demişti.

Bende işte markete gidiyordum. Sıcak havadan kaçmak için hızlıca markete girdim. Tabi gördüğüm kişilerle anında yüzüm buruştu.

Seo-jun ve yanında bir çocuk vardı. Sanırım kuzeni veya arkadaşıydı. Tam hatırlamıyorum.

O da beni görmüştü. Ona bakarak yüzümü buruşturduğumuda görmüştü. Yani mal değilse benden acilen uzaklaşması gerekiyordu. Yoksa döverdim ben bunu.

Chan ile alakası yok.

Yanındaki şahısın bana sırıtması daha da sinir bozucuydu. Ona ne bakıyosun yarrram bakışlarımı atıp yanlarından geçtim.

Telefonumu söylene söylene çıkarırken annemin attığı listeye oflayarak baktım. Bu niye bu kadar uzun? Benim günahım ne? Taehyung niye evde yatarken ben sürünüyorum? Aklımda deli sorular.

Market arabalarından birini alıp yavaş yavaş reyonlar arasında gezmeye başladığımda tanıdık bir kişiyi daha gördüm. Jisoo noona. Herkes bu marketten mi geçiniyor amk?

"Jisoo noona?"

Büyük bir oyunculukla "Aaa Seungmin!" dedi. "Sende mi buradaydın?"

Evimin biraz aşağısındaki markete gelmem çok garip noona evet ama senin burada olman hiç garip değil.

"Yaaa evet alışverişe geldim. Senin ne işin var burada? Birazda diğer marketleri mi gezeyim dedin?"

"Öyle geçiyordum uğrayayım dedim markete. Jen yok mu?"

"Yok, az önce görmedin mi marketin önündeydi?"

"Turuncu saçlı bir kız vardı ama yüzünü görmedim. Jennie miydi?"

"Evet saçlarımızı boyadık hep beraber. Taehyung'un da mavi oldu."

"Güzel olmuş. Neyse ben gittim dolanıyorum buralarda istersen gelirsin."

Benden uzaklaşmaya başlarken telefonunu çıkarıp kulağına koydu. Chan mı demişti o?

Gözlerimi kısa süreliğine kısıp ona baktım. Jisoo noona umarım Chan'ın tarafında değilsindir.

Önüme dönüp reyonların arasında dolaşmaya devam ettim.

🐺🐶

"Teşekkürler, iyi günler."

"İyi günler."

Poşetlerle birlikte sürünerek marketten çıktım. Hava hala çok sıcaktı. Bıktım usandım amk.

Ben büyük bir bıkmışlıkla eve doğru yürürken bir anda önümde bir gölge belirdi. Gözlerimi kısarak kafamı kaldırdım. Şu Seo-jun'un yanındaki çocuktu.

"Ne var?"

Normalde tanımadıklarıma karşı cidden nazik bir insanım. Fakat karşıma Seo-jun'un yanındaki biri çıkarsa ben ne yapabilirim amk?