15

3.4K 409 173
                                    

Seungmin

"Ne? Seungmin ne saçmalıyorsun şuan?!" yere bir iki saniye baktıktan sonra kendime geldim ve ondan uzaklaşmaya çalıştım. Daha sıkı tuttu.

"Bırak!"

"Doğru düzgün cevap ver bana! Ne demek sayılır?"

Dişlerimi sıkarak ona baktım "Saçmaladım sadece boşver ve bırak!",
diyerek ellerini ittim. Geçmişte kalmış bir olaydı anlatmak saçmaydı.

"Deli misin lan sen? Bipolar mısın amk? Az önce ağlıyordun şimdi ne yapıyorsun?"

"Aynen deliyim ben şimdi siktir git!" diyerek yanından geçecektim ki bileğimden tutup sert bir şekilde önüne çekti. Saçma davrandığımın farkındaydım, biri karşımda benim gibi davransa kafasını duvara geçirirdim ama çokta sikimdeydi.

"Nah çıkarsın buradan!"

"Çıkmamı engelle hadi engelle!" sırıtarak tuttuğu bileğimi kaldırdığında gülümseyip erkekliğine dizimi geçirdim. Anında iki büklüm olurken bileğimdeki eli gevşemiş ve kıpkırmızı olmuştu.

Elimi çektiğimde telefonum çalmaya başladı. Telefonumu açarken kapıya doğru ilerledim."Seung neredesin sen?"

"Geliyorum Soobin." diyerek kapıyı açtım. Chan bir süre ayağa kalkamazdı. Tam o anda kapıya sertçe bir sıra itildi.

"Lan ne oluyor orada?" diyen Soobin'i cevapsız bıraktım ve uzun süre yerde olacağını düşündüğüm Chan'a şokla baktım. O ise hala kırmızı olan yüzüyle hızlıca bana ilerleyip kapıyı kapatarak ittiği sırayı da tamamen kapının önüne çekti.

"Ben halledicem kapat." diyerek yüzüne kapattım ve kaşlarımı kaldırarak Chan'a baktım.

"Herşeyi konuştuktan sonra gidebilirsin güzelim." diyerek kapının önündeki sıranın üstüne oturduğunda sinirden ağlayacak durumdaydım.

"Chan ders başlayacak."

"Çokta sikimde." bu nasıl ayağa kalktı ya? Neslini çürütecek derecede vurmuştum çünkü.

"Benim umurumda."

"Seni iyi tanıyorum Seungmin ve ne düşündüğünü de tahmin edebiliyorum."

"Maalesef." diye mırıldanarak ondan en uzak köşedeki sıralardan birine oturdum.

"Eee Seungmin sakince anlatır mısın? Yoksa kavga ederken mi dilin çözülüyor? Hangisi? Benim için farketmez."

"Boş yapma."

"Anlat! Sayılır derken ne demek istedin?"

"Bağırma lan bana ağzına çakarım!"

"Yaptın zaten yapacağını amk." dediğinde sırıttım. "Gülüyor bir de yaa. Alt tarafımı hissetmiyorum."

"İyi oldu sana umarım neslin çürür."

"Seninle evleneceğim zaten sen hamile kalmayacaksın neslim zaten devam etmeyecek çok kafama takmıyorum."

Gözlerimi kapatarak kafamı duvara çevirdim. Saçma sapan konuşuyordu. Yüzüm yanmaya başlamıştı. "Saçmalamayı bıraksan keşke."

"Sende konuşsan keşke."

"Geçmişte kalmış bir olay anlatmanın mantığı yok."

"Cidden iyice dengesizleştin sen. Şuan yaşadığımız şeylerin ne kadar saçma olduğunu anlayabiliyor musun? Biraz önce birbirimize sövüyorduk şimdi sakin sakin oturuyoruz, az önce az kalsın ağlayacaktın şimdi sinirlisin.

Umursamazca "Eee yani?"dedim.

Birden "Bipolar olduk lan senin yüzünden!" diye bağırdığında ona ters ters baktım. İstemiyorsa gidebilirdi.

Yavaşça ayağa kalktım ve odayı inceliyormuş gibi yaparak pencerelerin orada durdum. Chan'a baktığımda tırnaklarını inceliyordu. Hızlıca arkamı dönüp camı açarak hızlıca çıkmaya çalıştım. Ama Chan'ın kıyafetimden tutarak içeriye çekmeye çalışması ama benim de kendime geriye atmamla Chan'ın kucağına düştüm.

"Ne yapıyorsun amk?" diye sinirle söylenen Chan'a döndüm.

"Beden hocası dışarıda bizi burada görürse bizde ebemizi tersten görürüz sessiz ol." diye fısıldadım ve hızlıca ayağa kalkıp camı kapattıktan sonra yere oturdum.

Başımı ellerimin arasına alarak düşünmeye başladım. Şu kısacık sürede yaşamadığımız bir şey kalmamıştı. Ben sadece Soobin'i rahat bırakmasını söyleyip gidecektim ama Chan işin içindeyken bunun hayalini kurmam bile saçmaydı.

Aslında anlatıp kurtulabilirdim ama istemiyordum. Birine anlatsam muhtemelen insanlar neler yaşıyor bu mu gerçekten diyebilirlerdi ama herkesin acısı ayrıydı sonuçta. Bu bana ağır geliyordu. Kendimi dolaylı yoldan katil olarak görüyordum.

"Chan yeter artık sal bir beni." diye mırıldandım.

"Anlat."

"İstemiyorum."

"Ama zorundasın."

Dişlerimi sıkarak "Değilim." diyerek ayağa kalktım. Duygu durumum aşırı dengesizdi.

O da ayağa kalkarken hızlıca kapıya doğru yürümeye başladım. Kolumu tuttuğunda hızlıca elinden kurtularak sırayı itmeye yetendim ama beni birden duvara itmesiyle başarısız oldum. Oldukça sert bir şekilde itmiş ve sonrasında dudaklarıma yapışmıştı.

Onu göğsünden itip tokat attığımda benden ayrıldı ama uzaklaşmadı. Bileklerimi tüm gücüyle tutarken "Nereye kadar kaçabilirsin? Anlat seni rahat bırakacağım." dedi. Hareketlerim yavaşlarken gözlerine baktım.

Yüzüne söyleyemezdim "Akşam mesajla anlatsam olur mu?" diye sordum. Aşırı sakinlikle.

"Niye?"

"Öyle."

Bir süre yüzümü inceledi ardından yutkunarak "Tamam ama söz ver. Bugün tekrarlanmasın." dedi.

"Söz, ondan sonra beni rahat bırakacaksın."

Cevap vermediğinde ellerinden zorda olsa kurtuldum ve sakin bir şekilde oradan çıktım. Bugün duygu değişimlerim dolayısıyla olmayan psikolojim daha da bozulmuştu.

Hepsi Chan yüzündendi. Anca vıdı vıdı yapıyordu.

Bölüm aşırı saçma oldu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bölüm aşırı saçma oldu. Ben bile dedimki demin böyle oluyordu hangi ara buna geçtiler. Aşırı karmaşık ve bok gibi. Olmayan yazma yeteneğimi kaybettim.

Okuyan, yorum yapan ve oy veren herkese çok çok çok çok çok çok çok çok çok teşekkür ediyorum. <3333

Yorum ve vote lütfen.

Vıdı Vıdı Vıdı-Chanmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin