1'Panik Atak

741 270 320
                                    

Cem karaca-Sen de Başını Alıp Gitme

13 Aralık 2008

"İyiki doğdun Melih!İyiki doğdun iyiki doğdun, mutlu yıllar sana!" dediler.Gözlerimden minik minik damlalar düştü.Yanağımdan süzüldüler.
"Amca hadi kalk gidelim doğum gününü evimizde kutlayalım."dedim elini tutarak.Zoraki bir gülümsemeymiş gibi tebessüm etti.
"Canım,bak o abilere ve ablaya."dedi ve parmağıyla gardiyanları işaret etti.
"Eğer ben burdan çıkmaya kalkışırsam canımı yakarlar."
"Neden amca?Neden sana bunları yapıyorlar?"
Annem beni kolumdan tutup kendine çekti."Amcayı zorlamak yok."dedi.Yengem pastayı amcama doğru yaklaştırdı.

"İyiki doğdun canım.Seneye bugün cezaevinde değil evimizde kutlayacağız."

Bu sözü üzerine ben hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım.Hıçkırıklarımı durdurmaya çalıştım.Nâfile.Nefesim kesiliyor gibi hissettim.Sağ elimi boğazıma sol elimi kalbime götürdüm.Yedi yaşında bi çocuk kalp krizi geçirip ölebilir miydi?Gardiyanlar annemlerin bağırışlarını duyunca bi sorun olduğunu düşünüp dibimizde bitmişlerdi.Bi abla beni kucağına aldı.Bi abi ise çoktan ambulansı çağırmış bana sorular sormakla meşguldu.Herkes benim hasta olduğum için bu hale geldiğimi düşünmüştü.Ama o gün hayatıma yeni bir şey girmişti.Panik atak.

17 Mayıs 2023

"Ahu cam kenarı dokuzdaki boşları toplayabilir misin?"sessizce yere bakmaya devam ettim.
"Ahu?"
"Tabi Yasin abi."dedim ve yavaş yavaş salona çıktım.Bu garsonluk hiç çekilecek bişey değil.Keşke psikolojim sağlam olsaydı belki ders çalışıp zeki olurdum.
Masayı toplarken aşina olduğum bi ses duydum.Bi yerden eski bi şarkı sesi geliyordu.

"Ne olur tut ellerimi,
Hayatta hiçbişeyim az olmadı senin kadar
Ve hiçbir şeyi istemedim,
Seni istedğim kadar"

Dedem..Her rakı sofrasında olmazsa olmaz eski mi eski radyosunu açar ve her seferinde "Sen de başını alıp gitme" çalardı.Dedem ise yaşlı gözleriyle ve rakı yüzünden çatallaşan sesiyle şarkıya eşlik ederdi.O halleri gözümün önüne geldi.Her rakı içişinde gözlerinin içinin kapkara olduğu,kendini kaybedip bizim üzerimize geldiği anlara geri döndüm.Sağ elim isteğim dışında kalbimin üzerine gitti.Kalbim dışarı çıkmak istercesine atıyor, canımı yakıyordu.

"Deden geliyor Ahu,çabuk saklan!"dedi bi' ses.
"Hayır,hayır,hayır.."kendi kendime fısıldarken korku tüm vücudumu sardı.
"Ahududum nerdesin?Saklanma benden!"
"Canını yakmamı istemezsin değil mi?"
"Hayır dede istemiyorum."diye fısıldadım.
Koşar adımlarla salondan çıkıp üst kata giden merdivenlere gittim.

"İyi misin?" diye soran bir kaç kişi oldu.Cevap vermeden hızlıca üst kata vardım.Mesciddeki dolapların birine girdim.Titreyen ellerim kulaklarımı kapadı.Kafamda o kadar çok ses vardı ki hiçbir şey anlayamıyordum.Gözlerimin buğulu olduğunu fark edince ağlamamak için kendimi zorladım.Eğer ağlarsam hıçkırıklarım artardı.Tutamadım.Ağlamaya başladım.Tir tir titriyordum.Göğüs kafesime ard arda vuruyordum.Hiç beklemediğim bi şekilde aniden kapı açıldı.Kendimi durduramıyordum.Dolabın kapağı yavaşça açıldı.

"İyi misiniz?"dedi birisi.Yabancıydı neden beni merak etmişti?
"İyiyim."dedim hıçkıra hıçkıra.
"Müsade ederseniz ordan çıkmanıza yardım edebilir miyim?"
"Çıkmak istemiyorum!"dedim ve elimle onu durdurdum.
"Tamam,tamam.Hiçbir şey yapmıyorum."

Yavaşça bana yaklaştı ve bana sarıldı.O kadar ihtiyacım vardı ki bi yabancıya sarılma fikri beni rahatsız etmemişti bile. Bende kollarımı ona doladım.Başımı onun omzuna yaslayıp bir süre hıçkıra hıçkıra ağladım.O ne akan burnumu ne de gözyaşlarımın tişörtüne buluşmasını umursamadı.Hıçkırıklarım azaldı.Sadece ara sıra hıçkırıyodum.

KAYBOLAN KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin