Müslüm Gürses-Nilüfer
Simsiyah bir odada tek başıma duruyordum.Etrafıma baktım,baktım ve daha çok baktım.
Koştum.Her tarafa baktım.Kimse yoktu.
Bağırdım.
Yine kimse beni duymadı.Kimse benim sesimi duymadı,halimi görmedi.
Her yerimde yaralar ve yanıklar vardı.Her tarafımdan kanlar akıyordu ve benim elimden hiçbir şey gelmiyordu.
Simsiyah duvarları olan bu yerde dumanlar yükseldi.Yükseldikçe yükseldi.
Bu yer bana bir yerden tanıdık geliyordu ama çıkaramıyordum.Gözlerimi sıkıp odaklanmaya çalıştım.
Burası...Dedemle son anımızda bulunduğum yerdi.Yanan evimizdi.
Yanan odamızdı.Bu yüzden her yer siyahtı ve kimse yoktu.
"Dede!" diye bağırdım.Sanki bu anı tekrar yaşamam gerekliymiş gibi bir his oluştu içimde.
Bunun için,dedeme ihtiyacım vardı.
Simsiyah duvarlarla çevrili olan bu odanın en köşesinde,en karanlık kısmında,bir ağlama sesi yükseldi.
Sese doğru kanlar içinde kalan bacaklarımla koştum.Gücüm kalmadı...
Yanına yaklaştığımda eğildim.Dizlerini kendine çekmiş ağlıyordu.Yavaşça ona uzanıp koluna dokundum.
Başını kaldırdığında kim olduğunu ancak anlayabildim.
"Dede!Ne oldu?"Yüzüme bakarak küçük bir çocuk gibi ağlıyordu.Kanayan ellerimle göz yaşlarını sildim.
"Her yerinden kanlar akıyor...Neden benimle ilgileniyorsun?"Bu da nereden çıkmıştı böyle?
"Dedemsin çünkü."
"Benim yüzümden bu haldesin."
Bunu demesini beklemiyordum.Duraksadım.Onu tutan kolum havada asılı kaldı.Gülümsedim.
"Bu dedem olduğun gerçeğini değiştirmiyor,maalesef."
"Beni affedecek misin?"Bu konuşmayı neden yaptığıma dair hiçbir fikrim yoktu.Bu soruyu da o sorarken hiç hayal etmemiştim.
"Bilmiyorum dede.Sen neden ağlıyorsun?"Gözlerinden yaşlar akarken güldü.
"Haline ağlıyorum Ahududum."
"Gerek yok.Yaşarken ağlamadın,öldükten sonrada ağlama.""Sen nereden biliyorsunki yaşadığımı?Ben ne zaman yaşadım Ahu?Ben hep ölüydüm."Anlam veremeyip yüzüne bakmaya devam ettim.
"Evine git Ahu.Evine geri dön."
༶•┈┈⛧┈♛
Uyandığımda düzensiz aldığım nefesler beni zorluyordu.Sağımdaki komidinin üzerindeki su şişesini alıp kafama diktim.Hepsini tek içişte bitirdim.Nefesim daha da daraldı.Bildiğim bir nefes egzersizi aklıma geldi aniden.Dört saniye nefes aldım.Yedi saniye nefesimi tuttum.Sekiz saniye de de nefesimi bıraktım.
Bunu bir kaç kez tekrarladığımda nefes alış düzenim önceki haline göre daha iyiydi.
Rüyamı unutmamak için hızlıca komidinin üzerinde her zaman bulundurduğum defteri alıp rüyamı yazmaya başladım.O esnada ne gördüğüm aklıma dank etti.
Kayıp bir evrende kayıp bir insandım.Kayıp bir dünyada kayıp bir insandım.Kayıp bir şehirde kayıp bir insandım.
Her zaman tek düşüncem buydu ama aslında kaybolan bendim.Bu hep böyleydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYBOLAN KÜL
Short Story"Ahu ben seni seviyorum." dedin ve gözlerini kapadın.Kıkırdadım. "Ben de seni çok seviyorum Doruk." dediğimde ofladın.Yüzün öylesine garipti ki neden bunu yaptığını anlayamadım. "Beyza'ya ya da bi başkasına karşı beslediğim bir sevgi gibi değil bu."