22'İlk mektup'

71 59 3
                                    

17 Eylül 1975

Bu satırları görmeyecek olmasına rağmen babama ithafen yazıyorum.

Doğduğum andan delikanlı olduğum ana kadar neden yakamı bırakmadığını hiçbir zaman anlayamadım baba.

Çocukken sesimi çıkaramadım,delikanlı olduğumda daha da itaatkar oldum.

Sınavda başarılı olamadım,dövdün.Sınavda başarılı olunca kopya çektiğimi düşündün,dövdün.Hep böyle yaptın.İstediğini yapayım diye dövdün,yapınca da başka bir sebep buldun.

Aslında sen sadece canımı yakmak için bahane arıyordun baba.Hiçbir zaman bunu yüzüne karşı söylemedim ama tek sebep buydu.

Öfkeni çıkarmak içindi.Çoğu zaman böyle düşünürdüm ama belki de bize işkence çektirmek senin hoşuna gidiyordu.

Beni dövdün ses çıkarmadım.Baban o senin.Severde,döverde dedim.Ama anneme vurduğunda dedimki kendi kendime "Ulan adam annene vuruyor,birşey yapsana!" birşey yapmak istedim.

Anneme yeniden vuracağın an kolunu tuttum.Vurma dedim.Bu sefer beni daha sert dövdün.Hatırlıyor musun baba o günü?Merak ediyorum.

O gün beni öylesine dövmüştünki...Sabaha kadar inlete inlete dövmüştün beni hatırlar mısın bilmem.Sabahın erken saatlerinde mahallede yaşayanlar beni elinden almıştı.

Senin beni her dövüşünde aklıma ne geldiğini hiçbir zaman tahmin edemezdin.

Aklıma arkadaşlarımın evine gittiğimde babalarının onlara nasıl davrandığı geldi.Eski dostun diye küfürler ettiğin Mahmut abi bile oğluna kötü bir söz söylememek için didiniyor.Etrafında pervane oluyor.

Keşke bana sadece kötü söz söylemekle kalsaydın.Ya da sadece dövseydin ama günü geldiğinde şefkatta göstermesini bilseydin.

Seni hiçbir zaman aklımda Mahmut abinin yerinde canlandıramadım biliyor musun?Hep o kadar kötüydünki bir dakika iyi olduğuna bile şahit olmadım.

Babalar oğullarını sever,sayar,ilgilenir,saygı gösterir...Şefkat gösterir baba.Ben iyi gününde şefkati bırak hastayken bile ilgi almadım.İlaçlarımın parasını bile karşılamayan senden bunu bekleyemezdim zaten,benim hatam.

Hastaneye yatırdılar beni.Ulan hiç mi aklına gelmedi gelip bi halime bakmak?Hadi dövdün,eyvallah.Ölüp kalmadığıma bakmaya gelmez mi insan?

O gün anladımki sen beni sadece sinirini çıkarmak için istemişsin.Annemde onu dövmeyeceğini sanarak kabul etmiş.Aslında en çokta bu yüzden ona üzülüyorum.

Senin çektirdiğin çileler yüzünden kırkını göremeden öldü benim annem.Ah canım annem ah!Aşığı olarak evlendiğini sanmıştı,kabusu olacağını bilemezdi.

On altısında senle evlenmeseydi keşke,doğmamaya razıydım ben.Melek gibi,temiz kalpli bir kadındı.

Mahallede herkes onu sevip sayardı.Herkese illaki iyiliği dokunmuş biriydi.Hiç unutmuyorum cenazesini.

Herkes tek bir ağızdan ağlayarak adını haykırdı.Sen ne yapıyordun peki?Tabiki de sigara içiyordun.Keyfin pek yerindeydi.

O gün göz yaşlarımla sana vurmamak için kendimi çok zor tuttum baba.Anneme saygısızlık yapıyordun,seni öldürmek istedim.Sana vurmayayım diye duvarları yumrukladım.Ellerim paramparça oldu.

Sahiden baba,o gün neden sigara içtiğine hiç bir zaman tam anlamıyla anlam veremedim.Belki de üzüntüden kendini zehirlemek istedin.İçimde sana kalan son sevgi kırıntısıyla buna inandırdım kendimi.

O öldüğü için sana kalan altınlar mıydı keyfini yerine getiren ya da başka bir kadına gidecek olma mutluluğu muydu?İkisi de canımı çok yakıyor ama kendi kendime kafamda başka ihtimaller düşünüyorum.

Ama en zor olan neydi biliyor musun?Annem öldükten sonra o eve geri dönmek.Sen her zamanki gibi arsızdın.

Cenaze bittiğinde eve geldik sen bana yemek hazırlamamı söyledin.Annemin bir gece önce yaptığı yemekleri ısıttım.Masaya oturduk.

Sessizce göz yaşlarımı akıta akıta yedim ben o yemekleri.Öylesine canımı yakıyorduki o an.

O yemekler boğazımdan zor geçiyordu ama ben yemem gerekiyor gibi devam ettim yemeye.Belki de annem o gün beni izlemiştir baba.Senin yaptıklarını da görmüştür.

Yemekten sonra da kustum diye beni dövdün.Her yerim ağrıya ağrıya masayı topladım.Mutfağa gittim.Annemin dün yıkadığı bulaşıkları yerine koydum.

Neden orada olduğumu bile bilmeden iki yıl robot gibi yaşadım.Robottan çok sana ait bir köle gibi yaşadım.Ne istersen onu yaptım.

O iki yılın ardından ev dediğimiz duvar yıkıntısından kaçmak istedim.Kararı verdiğim zamanı çok net bir şekilde hatırlıyorum.

Okuldan tanıştığım bir çocuğun evinde yaşamaya başladım.Bir yandan çalışıyor bir yandan da polis olmak için sınavlara hazırlanıyorum.

Senden daha iyi bir polis olmak için tüm çabam.Senden daha üstün olup seni alt edecektim baba.Tek gayem bu olmuştu,senin yüzünden.

KAYBOLAN KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin