23'İkinci mektup'

70 57 4
                                    

24 Şubat 1979

Hayatımdaki bir kaç değişikliği yazmak istiyorum.Gelecekte görünce neler yaşamışım ben diye görmek istiyorum.

Arkadaşımın evinden henüz taşınmadan arkadaşım başka bir eve taşındı.Tek başıma beş ay kadar orada yaşadım.

Babam yüzünden hiçbir iş yeri beni kabul etmiyordu.Girsem bile bir süre sonra herhangi bir bahane ile beni çıkartıyorlardı.

Babamın benimle hiç görüşmemesi zaten tuhaf olurdu.Görüşmeyip hayatımı karartmaya devam etmeye karar vermişti.Buna da eyvallah.

İzmir'de onun yüzünden hiçbirşey yapamayacağımı farkettiğimde İstanbul'a taşınma kararı aldım.Eli kolu o kadarda uzun değildi.

İstanbul'a taşınıp üç işe girdim.Haftanın beş günü orada diğer iki günü farklı iş yerinde çalışıyordum.Geceleri de bir yerde bekçilik yapıyordum.Gün boyu özel işlerimi halletmem ve uyumam için bana kalan sadece dört saatti.

Babama olan kinim içimdeki hırsı alevlendirdi.Bu çalışma temposunu bile sorun etmedim.Köpek gibi çalıştım yeri geldi yorgunluktan ölücek gibi hissettim ama babamı alt etmek için hepsine dayandım.

Üç yıldır bu tempoda çalışıyorum.Bu mektubu yazmadan önce gece bekçiliği için istifa dilekçemi verdim.Ona artık ihtiyacım yoktu.

Bir sonraki yıl sınava gireceğim için geceleri sınava çalışmam gerekiyordu.Bekçilikten bu yüzden vazgeçtim.

Şuan bile iyi para kazandığım söylenebilirdi.Kendi evimi ve kendi ihtiyaçlarımı karşılayabiliyordum,bu yeterliydi.

Sabahları gittiğim işler beni pek zorlamıyordu.Geceleri ders çalışmak daha çok zorlasada idare ediyorum.Tek başına çalışan birine göre gayet iyiydim.

Biraz hayatsız ve ölü gibi yaşıyordum.Eğlenecek zamanım yoktu.Açıkçası bundan önce de yoktu ama şuan özellikle daha kötü bir haldeydim.

O ana kadar.

Ben bir kadınla tanıştım.Haftanın beş günü çalıştığım yerde garsonluk yapıyor.Öylesine güzeldiki görür görmez aşık oldum ben dedim.

Ufak ufak konuşmaya başladık.İlk başlarda benden hep utanırdı.Aramızda pek yaş farkı olmamasına rağmen bana adımla hitap edemezdi.

Bir gün çalışma saatlerimiz çakıştı.O aralar da işler kesattı,mekan bomboştu.Bizde sohbet etmeye başladık.   

O gün ısrar ettim bana öyle hitap etmemesi için.En sonunda kabullenip bana siz demeyi bıraktı.

Biz şuan öylece konuşuyoruz.Ben ona aşığım,o ne düşünüyor bilmem etmem.Söyler miyim onu da bilmiyorum.

Sert mizacım olsa da bende insanım tabii.Sevdiğimden çekinirim.Sevdiğime heyecan yaparım.Umarım o da bunları düşünüyordur.

Düşünse bile babası bana verir mi meçhul.Sonuçta varlıklı bir hakim ya da iş adamı değilim.

Herhangi bir belirli mesleğimde yok.Polis olursam verebilir ama şu halimle imkanı yok gibi gözüküyor.

Belki de babamı alt etmenin bir diğer maddeside güzel bir aile kurup,çok iyi bir baba olmaktır.Belki de yapabilirim baba.

KAYBOLAN KÜLHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin