Oy ve yorum atmayı unutmayın, öpüldünüz.🩷
***
Gözlerim nerdeyse intihar edecekti. O kadar yorgundum ki gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum. Benimle aynı durumda olan Samet ve Erhan uyuşmuş gibilerdi.
"Öldüm." Dedi belini kütletirken. "Bu gün neydi lan böyle ?" Ah bir de ben bilsem. Denemesi, sözlüsü derken bizi mahvetmişlerdi. "Gidip yatacağım direk." Samet'e katılarak kafamı salladığımda sınıftan çıkmıştık. Gözlerim Yavuz'u arıyordu ama ortalıkta yoktu.
Telefondan numarasını çıkaracağım sıra rehber hocasının odasında fark ettim. Bıkkın bir şekilde konuşan adamı dinliyordu. Ne işi olduğunu pek anlamasam da onu bekleyecektim. Günlerdir şu sikik saklama işinden sıkılmıştım artık.
"Siz geçin isterseniz ben Yavuz'u bekleyim, rehbercinin yanında."
"Tamam kardeşim görüşürüz." İkisi ile de tokalaştıktan sonra duvara yaslanıp, telefona kafamı gömdüm. Dedikodu malzemesi vermek istemiyordum ama...Aması yoktu kafam da dönen şeyin ne olduğunu çözmüş değildim.
Bir yanım özgürlüğü isterken diğer yanım insanların ne düşüneceği konusunda baskı uyguluyordu. Seçimlerimin arkasındaydım ama başıma geleceklerden korkuyordum. Ucu tek bana değil, Yavuz'a da dokunacaktı.
"Özgür?" Yalçın'ın sesi ile kafamı kaldırdığımda kaşlarını kaldırmış ne yapıyorsun dercesine yüzüme bakıyordu. "Yavuz'u bekliyorum." Dedim kafamla gösterirken. "O adamla ne konuşuyor ?" Dedi merakla kaşları çatarken.
"Bilmiyorum."
Yavuz sahte bir tebessümle vedalaşıp, arkasına dönmesi ile gözlerini devirip bıkkın ifadesine dönmüştü. Bu hali ikimizi de şaşırtsa da bizi görmesiyle ifadesini düzeltmişti.
"Niye tuttu seni?"
"Genel konuştu." O kadar ciddi neyin geneliydi acaba ? "Başka bir şey olmadığından emin misin ?" Yavuz bir an bocalar gibi olduğunda yüzüne tebessüm kondurup, kafasını hayır anlamında salladı.
"Hayır abi hadi gidelim."
Bu büründüğü roller Yalçın'a sökse de bana sökmezdi. Yalçın pes ederek önden ilerlemeye başladığından onları takip etmeye başladım. Arabanın olduğu yere geldiğimizde bahçede hala duran öğrenciler ve öğretmenlere baktım. Arabaya binemezdim.
"Özgür abi gelmeyecek misin?"
"Siz gidin." Dedim bahçedekileri göstererek. Üzgün bir şekilde baktığında Yalçın'ın arka kapıyı açması ile şaşkınca ona döndüm. "Başlıyacam şimdi dedikodulara çok mu umurumdalar şerefsizler, ben seni yürütmem ayrıca lan bin şuna."
Bir an gerçekten gülecek gibi olduğumda dudaklarımı birbirine bastırdım. Çok komikti.
"Hava iyi ben giderim cidden, evde görüşürüz."
Benim de değildi. Artık değildi hakkımda düşünülen şeyler ama Yavuz vardı ve hala onu çözmüş bile değilken onu böyle bir şeyin içine atamazdım.
"Abi, abim haklı."
İç çekerek bahçeye döndüğümde insanların azaldığını gördüm. Derin bir nefes alarak arabaya bindiğimde ikisinin de yüzünde zafer tebessümü belirdi.
"Eğer öyle gülmeye devam ederseniz arabadan inerim."
İkisi de ağzına fermuar çektiğinde bu sefer gülümseyen bendim. Şu halleri çok...şapşal ve tatlıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yuva
Teen Fictionkayıp bebek serisi, erkek başrol. Bir ailem, bir yuvam vardı. Yalan değildi, önüme konulan acı bir gerçek kanıtları ile beraber vardı. +18 *psikolojiyi zorlayan bölümler olacaktır lütfen ona göre okuyun*