Erhan sıkıntıdan dolabındaki tüm eşyaları ve kıyafetleri çıkarıp, yeniden düzenlemeye başlamıştı. Kafasını dağıtmak için hep yaptığı bir şeydi.
Kafasını topluyor muydu bilmiyordu ama düşüncelerinden sıyrılmak bazen iyi geliyordu.
Samet yine bir dolap faciasına tanık olduğunda iç çekerek arkadaşının yanına oturdu. "Yine bir dolap faciası." Diye mırıldandı eşyalara bakarak. Erhan alaylı bir tebessümle omzunu silkti. "Düzenliyorum işte."
"Kafandakileri düzenleyebiliyor musun ?" Samet'in bunu demesi ile elindeki tişörtü yavaşça bıraktı hüzünlü gözlerle.
"Sanırım hayır." Samet buruk bir tebessüm edip, yanında duran iki kahveden birisini ona uzattı. Ne zaman Samet kahve yapsa bir derdin ve sıkıntının konuşulacağı demektir. Elinde duran kahveye dolu gözlerle baktı.
Son günlerde fazla duygusaldı. Duygularını içine atarak bunu bastırmayı denemişti ama elinde olan kahveye bakarak ayların patlamasını sonunda yaşamıştı.
"Özgür'ü özlüyorum." Dedi kısık bir sesle. "Üçümüzün bu odada oluşunu...Onun bir ailesi olduğu için çok mutluyum, gerçekten sadece hiç onsuz olmadık. Alışmak zor geliyor."
Kafasını mahcubiyetle eğdiğinde Samet bu haline tebessüm etmeden edemedi.
"Bana da zor gelmişti, hala geliyor ama mutlu olduğunu bilmek bunu bastırıyor...Elimde olsaydı senin de bir aile bulmanı çok isterdim ya da gerçek ailenle olmanı."
Erhan kafasını şaşkınca kaldırdığında dediklerini anlamaya çalıştı. "Ne demek istiyorsun ?"
"Özgür öz ailesine gitti bir yabancıya değil, senin de kavuşmanı çok isterdim. Bir yabancı ile yaşamak çok zor olurdu ama kanından olan insanla yaşamak çok farklı. Burda kaç çocuk gittiği ailelerde mutlu ? Kaç ölü, hırpalanmış, satılmış...daha beter halde gelenler...Çok zor yani iyi biri bulabilmek."
Erhan o an anladı Samet'in gerçekleri bildiğini.
"Biliyorsun." Diye mırıldandı. "Bir şeyi saklama konusunda kötüsün." Dedi sırıtarak.
Erhan dolan gözlerini yere eğdiğinde Samet yanına yaklaşıp, omzuna destek verircesine dokundu.
"Gitmemi mi istiyorsun?" Sesi küçük bir çocuktan farksızdı.
"Eğer mantıksal fikrimi soruyorsan evet ama kalben hayır." Dedi tüm dürüstlüğü ile. Kafasını kaldırdığında çaresizce baktı arkadaşına.
"Sana ne dedi ?"
Erhan annesinin dediklerini tek tek hatırlıyordu. İkna olması zor olmuştu ama annesi azimle 1 aydır onunla muhabbet sohbet halindeydi ikna olmaması imkansızdı.
"Pişman olduğunu söyledi, eşine anlatmış adam neden o çocuğun günahına girdin diye kızmış. Boğazımızdan bir lokma geçince mi cebimiz kurur falan demiş...Annem dedi ki o senin gerçek baban bile değil ama böyle düşünmesi beni çok utandırdı...utanmasına neden olmuş o adam böyle düşünürken ben nasıl böyle düşünürüm diye...o an çok pişman olmuş her şey için."
Samet duydukları karşısında şaşırmadı ama adamın böyle bir şey düşünmesi hoşuna gitmişti.
"Peki samimi miydi annen dediklerinde ? Ne hissediyorsun?"
"Ben...ben ikna oldum samimiyetine. Adamla da konuştum bana eğer istersen seni aramızda çok isteriz diye. Tüm sorumluluğumu almak istediğini söyledi sesinde yalan, isteksizlik her şey yakalamak istedim ama yoktu Samet ben ne yapacağımı bilmiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
yuva
Teen Fictionkayıp bebek serisi, erkek başrol. Bir ailem, bir yuvam vardı. Yalan değildi, önüme konulan acı bir gerçek kanıtları ile beraber vardı. +18 *psikolojiyi zorlayan bölümler olacaktır lütfen ona göre okuyun*