1.5

3.7K 668 472
                                    

"Adam?"

"Kaçmış, yok." diye konuştu Chan ellerini beline atıp, kafasını çevirip küfretmiş, Jeongin de başını sallamıştı. İfade için geldiklerinde Hyunjin de o da üstünü değiştirmiş, Hyunjin şimdi ifade vermeyi kabul ettiği için içeride onu bekliyordu.

"Kaçamaz, birini de kaçıramaz artık." diye konuştu Chan. "Elinde ne silahı, ne kozu, cebinde ne parası, bu sefer tamamen sıfır."

"Bakacağız." Jeongin iç çekip içeri girecekti ki çalan telefonu ile duraksamış, Jisung'un aradığını görürken Jisung titreyerek konuşmuştu. "Kötü bir şey oldu değil mi? Kötü bir şey var ve sen bize söylemiyorsun."

"Jisung..."

"Jeongin dayanamıyorum evde, lütfen geleyim, lütfen gelelim Soo He de çok merak ediyor, ağlıyor. İyi olduğunu göreyim, lütfen."

Sabahtan beri arayıp Jeongin açmayınca, üstüne haberleri görünce Jisung sırf yanındaki küçük kız için kendini tutmuş ama her vakit geçtiğinde ağlamamak zor olmuştu. Pes eden Savcı "Bekle," deyip yanındaki başkomisere döndü. "Ben ifadeyi alırım, benim yerime Jisungları buraya getirir misin Chan? Jisung şimdi araba kullanamaz."

"Hallederim ben," deyip yürümeye başlayan komiser ile Jisung'a da haber etmiş, telefonu kapatıp odanın içine girmişti. Odada oturmuş, masayı seyreden Hyunjin'in bakışları yavaşça onu buldu.

"Jeongin," diye konuştu ilk. "Gözlüğümü buldular mı? Görmekte zorlanıyorum, onu bir sorar mısın?"

"Sorayım."

Changbin eşyalara kısa bir bakış attı. "Eşyalar içerisinde yok, olay yerinde kırıldı herhalde."

"Bulamamışlar," deyip kafa salladı. "Kırılmış olabilir o karmaşada."

"Saatim de yok... Belki de düşürdüm, farkında olmadım."

Hyunjin iç çekmiş, Jeongin de onun hazır olmasını bekleyip ifadeye başlamıştı. Başlangıç anını anlatıp ekledi. "Biraz zor olsa da iplerden elimi kurtarabildim," dediğinde bileklerindeki yaraları daha iyi anladı Jeongin. "Küçük kızı basketbol sahasında bir direğe bağlamıştı, onu kurtarmak için gittim, o sırada telefonu da sordum fakat alıp kapatmış. Kızı çözerken arkamdan geldi."

O anları hatırladı. "Bir süre kavga ettik sonra soyunma odasına saklandım, onun arkası bana dönükken de bayıltıp telefonu alarak sana konum attım ama... Geri telefonla kızın yanına dönüp onu çözerek bıraktığımda, soyunma odasına geri döndüğüm zaman adam yerde yoktu. Anlayamadım, bir anda oldu, sonra da bayıldım. Uyandığımda suyun içindeydim."

Jeongin kaşlarını çattı. "Adamı bayılttığından emindin değil mi?"

Doktor kafa salladı. "Anlamadığım yer de burası. Onu bayılttım hatta kollarımın arasında sürükleyip yere bıraktım. Kıza koşup, onu çözüp geri soyunma odasına gelmem arasında çok az bir vakit vardı, hangi ara toparlandı, kaçtı, saklandı... Çözemeden bayıldım."

Savcı garip gelen detayla çenesini kaşıdı, birkaç saniye tüm ihtimalleri düşünmüş, "Yalnız olmama ihtimali?" diye sormuştu.

Hyunjin kaşlarını çattı. "Ama illaki görünmez miydi, belki kameralardan kaçtı ama o spor salonunda beni bağlamak için kendisi uğraştı ya da direkt iki kişi bana karşı gelip beni alt edebilirlerdi." Ekledi. "Ben hiç birini görmedim."

Jeongin başını salladı, bu ihtimali yine de aklının bir köşesine yazmış, birkaç saniye bakışları Hyunjin'in pansuman bezleriyle kaplı yüzüne, ellerine gitmiş ardından da ifadeyi bitirip ayağa kalkmıştı.

siren, hyunin ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin