sireni patlayabilir miyiz
****
Jeongin, otelden ayrıldığı gibi direkt emniyete geçerken dinlenmiş olan ekip de orada toplanmıştı. Birkaç günün sonunda en azından hepsi uyuduğu için daha ayık, daha iyi bir motivasyona sahipti.
"Hwang Hyunjin'in aracı annesinin mezarının orada bulundu, içi boş. Şüpheli hiçbir şey çıkmadı."
Seungmin ileride konuşurken Jeongin masanın oraya doğru ilerlemiş, kaşlarını hafifçe kaldırmış ve cebindeki araba anahtarını çıkarıp masasının üstüne bırakmıştı. Chan'ın gözleri ona giderken arkasına yaslandı.
"Mezarcıyı bulabilir miyiz bugün içinde?"
Chan kafa salladı. "Hallederiz, buraya getiriyorum. Ne yapacaksın?"
"Yedi yıl öncesini soracağım," dedi. Eline her iki kardeşin de kimlik fotoğrafını aldı. Arkadaşlarına çevirdi. "Mezarın yerini değiştiren Kim Chul mu yoksa Kim Yul mu?"
Felix kaşlarını kaldırdı. "Ama komiserim Kim Chul burada değildi ki?"
"Başka bir isimle ülkeye giriş yaptığını bilmiyoruz." dedi Jeongin, ayağa kalktı. "Kayıtlara göre Hwang Hyunjin hiç ülke dışına çıkış yapmamış ama aynı şey ikizi için geçerli değil, kimlik fotoğraflarını taratıp bugüne kadar olan uçak biletlerini sorgulayabilir misin Seungmin?"
Seungmin bilgisayarının karşısına geçti. "Biz de bilgisayarımla birkaç saat ayrı kalmıştık zaten."
O direkt sisteme girdiğinde Jeongin kaşlarını kaldırdı. "Sam Anderson şu an nerede?"
Changbin ilerleyip bilgisayara doğru eğildi, kontrol etti. "Seul otobanında."
"Güzel." dedi Jeongin. "Onu takip edin, şimdi bulmamız gereken bir doktor var."
"Ne alaka?"
Sandalyesinde hafifçe bir sağ bir sol yaparken tüm gözler onun üstündeydi, kafasını hafifçe kaldırarak yüzünün görünmesini sağladı. "Karşımızda iki dahi mi var, öğrenmek için."
Ayağa kalktı. "Madem eş baskın olarak aktarılıyor, onu bulmamız lazım. İkisinde de olan bu genin seri katil geni mi yoksa dahilik geni mi olduğunu öğrenmemiz lazım." Felix'e baktı. "Bana bu gen üzerinde çalışmalar yapan doktorların listesini çıkarır mısın?" Ekledi. "Chan, sen de Sam'i buraya davet et."
Tüm ekip dağılırken Jeongin kulaklığını kulağına takıp Hyunjin'in söylediklerini tekrardan dinlemeye başladı, bir yandan onu dinliyor bir yandan dosyaları ve görüntüleri inceleyip detayları karşılaştırıyordu.
Neredeyse bir saat sonra yanına Felix geldi. "Savcı'm, doktorların listesi ama içinde tanıdık biri de var."
"Kim?"
"Lee Minho."
Jeongin uzanıp kağıdı eline aldı, Minho psikiyatri yan dalı sırasında bu testlerde bulunmuştu. "Onu çağır bana," demiş, dosyasını incelemişti. Oldukça başarılı bir öğrenci aynı zamanda başarılı bir doktordu.
Minho, haberi aldığı gibi direkt hastaneden ayrılıp emniyete geçerken Jeongin onu kendi odasına çağırdı. Minho kaşlarını kaldırdı. "Evet?"
Raporu uzattı. "Seri katil geni üzerine çalışma yapmışsın. Senden bu testi tekrar yapmanı istiyorum Minho ama bana o yüzde birlik ihtimali de dahil edip kesin bir sonuç vermen lazım."
"Hyunjin için?"
"Evet," dedi reddetmeden, ekledi. "Birazdan buraya onun ikiz kardeşi de gelecek ama bunun için olduğunu söylemeyeceğiz, veri tabanında herkesin DNA örneği bulunması gerektiği için yaptığımızı söyleyeceğiz. Yapacak mısın?"
