2.0

3.2K 599 538
                                    

Soo He, Hyunjin ve Jeongin onların evine geçerken Hyunjin ilerleyip uyuyan kızı yatağına bırakmış, Jeongin de dolaptan Soo He için pijama çıkarmıştı. Ikisi onu uyandırmamaya çalışarak üstünü değiştirmişler, mutfağa geçmişlerdi.

Jisung, bu gece Chan ile kalacağı için evde yoktu bu yüzden sessiz evde sadece Jeongin ile Hyunjin varken, Hyunjin iç çekerek alnını ovaladı. "Örümcekten bu denli korktuğunu bilmiyordum, oynamak için göndermemeliydim onu, üzgünüm."

Jeongin, oturan doktorun arkasından boynuna sarıldı. "Bebeğim sen niye özür diliyorsun? Bilemezdin orada örümcek olacağını, ayrıca ben de sana bahsetmeyi unutmuşum. Üzme kendini tamam mı?"

"Çok korktum o bağırışını duyunca. Sen tam ne zaman geldin?"

Savcı gülümsedi. "Soo He sana baba dediğinde, ne diyordun ona, söyle güzel kızım mı? Ne yapayım, daha mı çok aşık olayım sana Hyunjin? Korkma, dikkat ediyoruz ama böceklerin bir yerde çıkmasını tamamen engelleyemeyiz, korkma babası."

"Susar mısın, utanıyorum ve heyecanlanıyorum, sen seni seviyorum dediğinde kalbim bu kadar hızlanmamıştı."

Jeongin, onun Soo He'yi bu kadar çok sevmesine utanmasa ağlayabilirdi. Gülerek elini kalbine attı. "Kırdın bu arada."

"Yalancı," dedi Hyunjin gülerek, dudaklarına doğru eğilen sevgilisinin boynuna sarılmış, uzun bir öpücükten sonra "Seni çok özledim bugün," diyerek geri çekilmişti. Jeongin belini okşadı. "Ben de seni."

Dolaba ilerledi. "Hiçbir şey yemedim bugün, aç mısın, ikimiz için hazırlayayım."

"Biz yedik Soo He ile, ye sen."

Jeongin yemek yaparken sürekli esneyen Hyunjin'i uyuması için göndermiş, reddetmeden giden Hyunjin'in arkasından yemek yapıp onu yemişti. Tek tek ışıkları kapatıp yatak odasına geçtiğinde Hyunjin'i orada göremedi, merak etse de önce üstünü değiştirip siyah bol bir eşofman ve aynı renk bir tişört giyip Soo He'nin odasına geçmiş, ikiliyi orada uyurken bulmuştu.

Soo He'nin oda lambası dönerek ayarlandığı için oda oldukça loştu, Savcı gördüğü görüntü ile gülerken lambayı daha da kısıp iyice karanlığa yakın hale getirmiş, yatağa ilerlemişti.

Hissettiği gölge ile uyanan Hyunjin uykulu uykulu ona bakarken Soo He onun kıpırdanması ile uyanmış, gitmesin diye "Baba," diye mırıldanmış, Hyunjin de aynı uyku mahmurluğu ile ona bakıp küçük kızı boynuna yatırmıştı. Jeongin sırıtışını tutamazken "Gel," diyen Hyunjin ile yatağa baktı.

"Diğer tarafta yatarsam Soo He'yi ezeriz," demiş, Hyunjin'in arkasına yerleşip kolunu uzatmıştı. Aynı Hyunjin'in kolunda yatan Soo He gibi Hyunjin de Jeongin'in kolunda yatarken üçü uyuyakalmış, ertesi sabah çalan alarmlara kadar da uyanmamışlardı.

Jeongin esnedi. "Günaydın uykucular, uyanma vakti." Hafifçe doğrulup hâlâ uyuyan ikiliye baktı. "Kime diyorum ben?"

"Ya baba git!"

Soo He ona sızlanıp arkasını dönmüş, Jeongin iç çekip bu sefer Hyunjin'in yanağını işaret parmağı ile dürtmüştü. Başta tepki vermese de sonradan gülmeye başlayan Hyunjin onun elini itti. "Uyumak istiyorum."

"Yarın uyuyun," dedi Savcı. "Yarın haftasonu. Hadi." Camı açıp banyoya doğru ilerledi. "Yang Soo He, Hwang Hyunjin, uyanma vakti!"

"Of, of!"

Arkasından gelen sızlanmalara gülüp banyoya geçmiş, elini yüzünü yıkayıp döndüğünde ise Hyunjin'i ayakta, Soo He'yi ise oturur bir vaziyette bulmuştu. "Elini yüzünü yıka Yang Soo He," diye konuştu ve dolaptan üniformalarını çıkardı Jeongin. Duraksadı. "Biz çantanı almadık."

siren, hyunin ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin