2.8

3K 638 608
                                    

bolllll bolllll yorum

***

"Ne oldu burada?"

Chan aracından indiği gibi koşarak yanlarına gelirken Felix mırıldandı. "Savcı'm dikkatini kaybetmiş, Başkomiserim. Haklı da, ne uyuyor, ne yemek yiyor, of."

Jeongin çarptığı ve ön tamponunda çok da büyük sayılmayacak bir hasar olan aracını geri çekti, arabadan inip başını ovuşturmuş, Chan ekiplere anons geçerken Savcı'nın yanına ilerlemişti.

"Sana bir şey yaptı mı? Hem seni takip edip hem niye kaçtı bu piç? Arabanın plakası neydi, gördün mü?"

"Bilmiyorum." deyip başını ovuşturdu Jeongin, kafasını salladı. "Bilmiyorum Chan, kaçtı gitti, görmedim. Dikkat edemedim, bilmiyorum, çok yorgunum."

Başkomiser onun yorulduğunu biliyordu. "Eve git," dedi. "Jeongin eve git hatta bu gece hepimiz gideceğiz, uyuyacağız, sanki çalışsak bir şeyleri engelleyebiliyor muyuz amına koyayım? Bu gece hepimiz dinleneceğiz ve yarın o katili yakalamak için harekete geçeceğiz."

Diğer ekiplere yapmaları gereken şeyleri talimat vermiş, Jeongin'in arabasını göndermiş, Jeongin'i de kendi arabasına bindirmişti. Yan koltukta oturmuş, camdan dışarıyı izleyip hiç konuşmayan Savcı'ya kısa bir bakış attı.

"Jeongin ne hissediyorsan söyle," dedi. "Şimdi patlamazsan Soo He'nin yanında patlayacaksın, ne hissediyorsan, neye kırgınsan, sinirliysen söyle, yargılamayacağım tamam mı, yeter ki susma."

Jeongin yine cevap vermedi, sadece yolu izlerken zihninden o an binlerce düşünce geçiyordu. Gönderdiği Hyunjin neredeydi, doğruyu mu söylüyordu, kardeşi onu korurken o hiç tereddüt etmeden kardeşini suçlamıştı, bu hikayedeki gerçek suçlu kimdi, gerçekten bilmek istiyordu artık.

Uzun bir sessizlikten sonra "Onu çok seviyorum," diye konuştu mırıltıyla, Chan'a baktı. "Bir Savcı'nın potansiyel bir katile aşık olması ne saçma, değil mi? Chan... Hiç aklıma gelmedi... Ben hayatımda ilk defa aşık olmuştum..."

Ellerini yüzüne kapatarak ağlamaya başladığında Chan arabayı kenara çekti, camları açmış, içeri yanlarından hızla geçen arabaların çıkardığı ses dolmuştu. Jeongin hıçkırdı. "Soo He baba dedi ona, eve gittiğimde kızıma ne diyeceğim Chan? Ben daha ona öz anne ve babasını kaybettiğini söyleyememişken ona nasıl açıklayacağım?"

Kendini geçmiş, sadece Soo He için üzülmesi Chan'ın içini sızlatırken "Çok sinirliyim," dedi Jeongin. "Bana yalan söylediği için, ona inandığım için, kendime ve ona çok sinirliyim. Bana bu yükü yüklediği için ondan nefret ediyorum ve karşımda ağladığı anlar yüzünden hâlâ ona aşığım. Ben ne yapmam gerektiğini bilmiyorum."

Kendisine sarılan Chan'ın yanında sadece ağlarken "Halledeceğiz tamam mı?" dedi Chan. "Bunu da halledeceğiz, onu yakalayacağız, gerçekleri öğreneceğiz, halledeceğiz."

Başını salladı Jeongin, o sakinleşene kadar durmuşlar en son Chan "Daha iyi misin?" diye sorunca kafasını sallamıştı. Başkomiser ona baktı. "Öyleyse şimdi bana Hyunjin'i neden gönderdiğini söyle."

Savcı duraksadı, kafasını çevirdiğinde aslında pek şaşırdığı da söylenemezdi. Chan devam etti. "Bu kadar yakınken onu kaçırmazsın sen. Söyle. Ne olursa olsun hukuku bir kenara atmayacağını biliyorum, bir şey olmuş olmalı."

"Chul." dedi. "Onun yaptığını söylüyor."

"Kardeşi onu koruyor, o kardeşini suçluyor." Chan siteye girdi. "Ne yapıyorsun Hwang Hyunjin?"

Arabayı park etti, binanın içine girerlerken Jeongin'e baktı. "Şimdi git, kızınla uyu ve dinlen tamam mı? Sabah olacak, hepimiz bulacağız katili."

siren, hyunin ✓  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin