1×4.B

65 29 0
                                    


••|Kuklacı Kız|••

Sınıfın fısıldaşmaları kesilmiyordu. Alay edici bakışları ise hâlâ üzerimdeydi. Her bir cümlede benim ismim geçiyordu. Ve bunların hepsi beni bunaltmıştı. Bu rezilliğe daha fazla dayanamadım ve sınıftan koşarak çıktım. Çıkarken Bethany ve Hailey sınıfa giriyordu. Kısa bir bakış attım ve onları umursamadan dışarı çıktım. Arkamdan birkaç defa seslendiler ama dönüp onlara bakmadım. Şu an kimseyle konuşmak istemiyordum, ilk günümün bu kadar berbat geçmesini ummuyordum. Sıkıntılı iç çekişlerimle ve utanmış bir hâlle bahçeye çıktım.

Bahçede bulunan beyaz renkli, şık, boş duran banklardan birine oturdum. Bomboş gözlerle etrafımı inceliyordum. Bahçe de yeşil çimenlere sahipti fakat yollar kremsi, sade taşlarla yapılmıştı. Etrafı süs çeşmeler, güneşten koruyan banklar, çimen duvarlar ve küçük açık mavi su birikintileri bulunuyordu. Havanın rengi de küçük su birikintileri gibi açık maviydi, bembeyaz büyük bulutlar ise gökyüzünden kendini belli ediyordu. Manzara ne kadar hoş veya güzel olsa da göz devirmiştim. Ellerimle başımı tuttum, sıkılmış bir şekilde. Kafamın içinde ilk günden bir sürü cevapsız soru takılmıştı. Ve bende çok kötü bir huy vardı, merak. Merak etmeden duramazdım, eğer bu merakım uzun sürerse takıntı hâle gelirdi ve cevabını alamazsam çıldırırdım. Opposomont'a en son bir olaydan dolayı merak beni bitirmişti, olay yargıya kadar gitmişti... Ve bu merakımın bu kez bunu yapmasını istemiyordum.

Bir süre sonra yanıma Bethany, Angela ve Hailey'nin geldiğini fark ettim. Bethany sağıma, Hailey ve Angela soluma oturdu. Hailey başladı ilk konuşmaya, "Olanları duyduk." Bir şey demedim. Her ikisi de birbirine baktı. Bethany:

"Daphe... Niye moralini bozuyorsun?" dedi kısık bir sesle. Sıkıntılı bir iç çekişle cevapladım.

"Hayır, moralimi bozmadım." dedim ona soğuk bir bakış atarak. Aslında moralim epey bozuktu ancak ben sadece saklamayı ve yalan söylemeyi pek beceremiyordum. Bethany bu bakışımdan dolayı irkilmişti. "Özür dilerim Bethany. Sert bir tepki vermek istemedim. Sadece sinirlerim ilk defa bu kadar bozuldu." dedim bu sefer asık bir suratla. Normalde karamsar biri değilim, ya da arkadaşlarımın yanında böyle olacak biri değilim.

"Hayır, hayır. Anlıyorum, önemli değil." dedi gülümseyerek. "O zaman neden böylesin?"

"Aklıma bazı sorular takıldı. Ve merakım ise beni yiyip bitiriyor." dedim bacağımın birini hem sinirle hemde merakla sallayarak. Sonra ise birden aydınlandım, Hailey ve Angela... Hailey ve Angela belki Richard kimdir biliyordur. Ne de olsa onlar doğduğundan beri buradaydı. Heyecanla sordum.

"Hailey, Angela! Bu Richard kim?" Bunu dediğimde Hailey ve Angela birden şaşkınlıkla bana baktılar." Hunter bana ' Sende Richard gibi var olmamalıydın' dedi." Hailey şaşırmıştı. Angela ile birbirlerine baktılar. Birkaç saniye sonra etraf sessizleşti.

"Oh..." Hailey'nin sesi titremişti. Dalgınlaştı. Hailey'i dürttüm, "Huh" dedi dalgınlıkla.

"Bu ne demek bana açıklar mısınız?"

"Bunu sana gerçekten Hunter mı dedi?" dedi Angela.

"Kızlar, hadi ama demediği şeyi neden sana diyeyim?"

"Emin olmak istedim." dedi Angela. Başımı hayır anlamında salladım.

"Hadi!" dedim kaşlarımı merakla çatarak. Ardından Hailey soğukkanlı bir şekilde cevapladı. "Lanetli biri olarak anılıyor. Hatta bir keresinde bir kitapta İntikam Canavarı olarak yazıldığını görmüştüm." dedi

"Ne?" Artık merakım gittikçe artıyordu. Yanımızdan diğer soylar geçiyordu, bize göz ucuyla bakıyorlardı.

"Bunu sonra daha uygun bir yerde söylemeliyiz. Şu an çok müsait bir ortam değil." dedi Angela gözlerini benden kaçırarak.

Geçmişin Kara Yüzü (Soylular 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin