2×5.B

49 25 0
                                    

Medya: Elmas (Lakap)

••|Elmas|••

Beni sürekli meraka düşürecek düşünceler aklımda süzülüp dururken Bay George'u çıkarken Hunter ile beraber fark etmiştik. Benim aceleyle gidişim sayesinde Hunter da arkamdan gelmişti hemen. Bay George bizi tekrar gördüğüne şaşırmış gibiydi ancak ciddiliğine hemen geri dönmüştü.
"Bay George size bir sorum var." dedim aceleci bir sesle.

"Ne o?" Bay George tek kaşını kaldırarak bana baktı.

"Benim zihnimi okurken yüz ifadeniz şaşkınlığa ve korkuyla boğuldu. Hunter'da bile böyle olmamıştı." dedim sorgucu gözlerle Hunter'a bakarak. Hunter bakışlarımı gördüğünde göz devirmişti, yine ne var dermiş gibisinden.

Bay George nefes aldı ama sıkıntılıydı, "Senin zihnini okurken fazla geçmişe gittim. Ve bununla ilgili bir gelecekte gördüm. Gördüğüm şeyin ne kadar yaşanma olasılığı var bilmiyorum ama... "derken gözleri birden maviyle kaplandı. Mavi renk toz olarak havada süzülmeye başlamıştı. Bay George şu an kendinden bağımsız bir şekilde söylüyordu sanki bunları.

"Yanlış insanlardan uzak dur, sen onlar için çıkış kapısının anahtarısın ama kendin ve bizim için kehanetin... Bir seçim için zorlanacaksın, hangi tarafa geçmek istediğin sana bağlı. Fısıltılar seni delirtebilir, seçimlerin seni iki tarafta zorlayabilir, bazı saklı gerçekler gözlerinin önünde yansıyabilir, rüyaların geleceğin habercisi olabilir, zehirli sarmaşıklar seni simsiyah bir boşluğa sürükleyebilir, güvendiğin kişiler seni çaresizliğe atabilir, sular seni boğabilir, hava sana kızgınlığından şimşekleri üzerine yollayabilir, kan yağmurları üzerine yağabilir, alevler yeraltından çıkıp seni takip edebilir, taraflar arası dengeler bozulur ve sonuç..."diye bağırdı burada ama sonuç ne olurdu onu söylemedi. "Ve bu sadece yanlış kişilere yardım ettiğin zaman olacak, onlar sana acımayacak. Hemen kes onlarla bu kıyametin başlangıcını."dedi gür sesle. Ve eski hâline geri döndü.

Korkuyla ve şaşkınlıkla Bay George'a bakakaldım. O cümleleri söylerken nefesi bile zor almıştım çünkü o cümlelerin yaşamasını bizzat sağlamıştı, sesi ürkünç, kalın bir şekil almıştı. O zaman kendinde değil gibiydi fakat şu an normal haline geri dönmüştü. Mavi gözleri eski gri hâline kavuşmuştu ama benim beynim cevapsız sorularla tekrar yüzyüze gelmişti, hem daha arkada bekleyen onca soru varken...

"Bay George siz..." dedi Hunter çatılmış kaşlarla. Ama bu şaşkınlıktandı.

"Ben ne?" dedi bu sefer cevabı bizde arar gibi.

"Siz az önce-" Açıklayacaktım ki Hunter elleriyle dudaklarımı kapattı.

"Bir şey yok Bay George. Az önce bize sorgu hakkında bir şey söylediniz."dedi sahte bir gülüşle. Niye yalan söylemişti ki bu şimdi?

"Oh... Peki. Şimdi hemen odalarınıza gidin."dedi ve hızlıca merdivenin basamaklarından indi, arkasından gelen beyaz peleriniyle beraber.

Hunter elini dudaklarımdan çekti ve ona baktım hemen. "Neden açıklamamı izin vermedin?" dedim sinirli ve sorgucu bir sesle.

"Tekrar o hâliyle görmek istemedim, sende her şeyi doğrusuyla yapma!" dedi sıkıntılı bir sesle. Pekâlâ az önceki cümleler beni de sıkıntıya düşürmüştü, epey hem de! Ama Hunter benden daha fazla takmıştı bu cümleleri ve sıkıntılı hali tüm vücudunu ele geçirmişti.

Geçmişin Kara Yüzü (Soylular 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin