2×6.B

46 24 0
                                    

Medya: Bethany

(Bu bölümde şiddet, kan, ölüm ve idam sahneleri bulunmaktadır. Rahatsız olanlar lütfen okumasın. İyi okumalar 👋🏻)

Yazım yanlışı varsa kusura bakmayın arkadaşlar 🥲.

••|Bazı Saklı Gerçekler|••


Gökten kanlar yağmaya başlamıştı, dev şimşekler toprakları delip geçiyordu, gökyüzünde dehşet verici bir görüntü yaratıyordu.

"Savaş şart!" diye bağırdı bir kurt öne atılarak.

Elizabeth öne çıktı ve, "Pekâlâ! Primalılar, Pasamontları ezip geçin. Ta ki Kara Lord'u öldürene kadar."diye bağırdı güçlü ve savunmacı bir sesle.

"Hayatınızın en büyük hatasını yaptınız." dedi Kara Lord pis bir şekilde gülerek. "Saldırın Karanlık Taraf," Sesi kısık çıkmasına rağmen tehlike barındırıyordu.

İşte şimdi savaş başlamıştı...

Bu Olaylardan Yaklaşık 2 Ay Önce...

"Hailey, Hailey!" Sinirli bir şekilde merdivenlerden çıkan Hailey'e yetişmeye çalışıyordum. Neyseki en sonunda yetişebilmiştim ona. Omzunu sıkıca tutarak, "HAİLEY!" diye bağırdım.

"Beni rahat bırak Daphe!" dedi kısık sesle. Hiç iyi görünmüyordu.

"Neyin var? Jake ile konuştuğundan beri böylesin." dedim inatla. Hailey'nin gözleri doldu birden, merdiven basamaklarına oturdu. Dizlerini kendine çekti ve kollarını dizlerinin üstüne koyup başını da oraya gömdü. Ağlamaya başlamıştı. Onu böyle görmek içimi çok acıtmıştı, ne olmuştu, ne konuşmuşlardı ki onu böyle ağlatmaya sağlamıştı? Yanına oturdum telaşla.

   Kafasını biraz kaldırıp beni görebileceği bir şekilde yana çevirdi. "Olmuyor Daphe! Ben sadece sevmeyi biliyorum, unutmayı öğrenemedim." dedi ağlayışların arasından. Hiç kesmeden onu dinledim. "Umursanmamak ne kötü, hem de bu umursamamazlık gerçekse." dedi kısık sesle. "Onun kalbinde siyah bir leke olabilirim. Simsiyah, karanlık... Ben o bilinmezliğin içinde kayboldum." Kelimeleri yavaş yavaş söylüyordu artık, "Onunla kavga bile ederim ama gülüşüne değişemem." Kafasını yine kollarının çaresizlik diye adlandırılan karanlık boşluğa gömdü. Bu kadar acı çektiriyor muydu ki bu duygu? Alt tarafı bir duyguydu sadece... Yavaşça ona sarıldım.

"Bazen..." Cümlenin devamını nasıl getireceğim derken kelimeler birden ağzımdan dökülmeye başladı. "En büyük acıyı çok sevdiğimiz kişilerden görebiliriz. Seni yok sayması, değersiz hissettirmesi, sanki hiçbir şey yaşamamış gibi olması ve en önemlisi ise; kalbinde hiç unutamayacağın derin acı iz bırakıp çekip gitmesidir. Günler, haftalar, aylar geçip gider; hiç kalıcı birgün kalmaz aklında ama... Ama... Kalbindeki iz bir türlü geçmez, sadece küçülür. Alışırsın o ize. Küçülür, en sonunda yok olur. Ve fark edersin ki o huzursuz edici, seni sürekli üzen şey geçip gitmiş. Çünkü o yarayı kapatmışsındır, başka kişilerle sarmışsındır. Yaralar geçicidir, insanlar da..." dedim dalgın gözlerle bakarak. Hailey doğrulunca otomatikman kafam o yöne döndü. Bana sarıldı, ben de sarıldım. Gözyaşlarını sildi.

"Sanırım haklısın." dedi kısık sesle. "Neyse ki saran birileri var," dedi samimi bir gülümsemeyle.

"Senin yara bandınım." dedim onu teselli etmek isteyen bir sesle.

"Ayrıca ben de," diye ekledi. Sonra derin bir nefes aldı. "Neyse... Bu kadar merdiven çıktık. Terasa çıkmaya ne dersin?" diye sordu yan bir gülümsemeyle.

Geçmişin Kara Yüzü (Soylular 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin