3×13.B

29 20 0
                                    


••|Şok|••

Ava ile hemen Richard'ın kalesinden çıkmıştık. Ben kanatlarımla o da kurt şekline bürünerek daha hızlı ulaşmıştık savaş alanına. En son geldiğimden daha beter haldeydi burası. Anlattığım şeylerin iki katına çıkması gibi.

  Gözlerim, Hunter'ı ve Richard'ı savaşırken görmüştü. İkisinin gözlerinde öfkeden, kinden, gücün verdiği hırstan, nefretten ve intikam duygusundan başka bir yoktu. Richard'ın birden öfkeyle bağırışı buraya kadar uğramıştı.
"Bu güç neden hâlâ bana ulaşmadı!" dedi öfkeyle. Kaşları çatılmıştı. Gözlerinin içi simsiyah oldu ve taşan siyahlık çatlaklar gibi yüzünde yayıldı. Ardından Ava öne çıktı ve emin sesle bağırdı.

"Sanırım engelleyenler oldu!" dediğinde ikisi şaşkınlıkla ona baktı. Richard, beni gördüğünde öfkeden kudurduğunu fark ettim. Hunter'ın ise bana çok anlamlı baktığını fark ettim. Bakışlarının derinliği tam isabet vurmuştu. Sevgiyi, kendindeki boşluğu ve çaresizliği o bakışlar bana çok iyi göstermişti. Gözler kalbin yansımasıydı, dedikleri doğruydu.

  Richard, Hunter'ın bu çaresiz hareketsizliğinden yararlandı ve onu elindeki asayla bir yana savurdu. Hunter güçlü kuvvetten dolayı gökyüzünde yıldızın kayması kadar hızlı savrularak duvara çarptı. Hemen Hunter'ın yanına doğru koşmaya başlarken Richard önüme engeller serdi. Yerden büyük bir taş duvar çıktı. Ama bu beni durdurmadı. Kanatlarımı kullandım fakat bu sefer havadan engeller sundu. Kuvvetli hortumlar çıkardı bir sürü. Hortumlar etrafımı sardı, giderek bana yaklaşıyorlardı. Burada sıkışıp kalacağımı hissettim fakat içimden bir güç yükselmeye başladı. Buz kadar soğuktu bu, ellerim karıncalanıyordu. Gözlerimden gelen gücü de hissettim ve dışarı çıkmayı bekleyen güç içimden bomba gibi patlayarak etrafımı esir almış hortumları yok etti. Richard bunu şaşkınlıkla karşıladı ama bu uzun sürmedi. Hemen üzerime uçmaya başladı. Düşüncelerimin arasına çeşit çeşit büyüler kazındı. Bunlardan biri portaldı ve kontrolsüzce ellerimden çıkan siyah dönemeçli hareketlere sahip olan portal üzerime doğru gelen Richard'ı içine aldı. Şokla baktığım sırada Richard'ın çok uzakta, portaldan atıldığını gördüm. Bunun üzerine buraya tekrar öfkeyle geliyordu. Savaşacaktım fakat o an gelen ses beni bunu yapmam için durdurdu.

"Daphe! Çabuk ol, Hunter çok kötü." dedi Ava bağırarak. O anda aklıma gelen ilk şeyi yaptım. İçimden gelen güç dalgalanmasını hissettim ve kocaman, bizim tarafın hepsini şimdilik güvenceye alacak saydam mavi bir kalkan yarattım. Richard kalkanın tam dibinde durdu, karşımdan bana öfkeli gözlerle bakıyordu. Ve şunu dedi sırıtarak:

"Bunun çok dayanmayacağını bil Karanlığın Işığı," dedi ve kalkanın yanından silinerek kayboldu.

  Normalde Richard'ın gücünü kullanarak buraya girmesini veya kalkanı hemen yok etmesini bekledim ama sonradan aklıma gelen düşünce bunu neden yapmadığını hatırlattı. İçimde onun gücünün yarısını yaşıyordum ve güçlerimiz denk olduğu için ikimizde birbirimizin büyüsüne karşı çıkamazdık. Ama şunu iyi biliyordum, bu kalkan da uzun dayanmazdı. Onun tarafındakilerin kalkanı yıkmak için her türlü büyüyü kullandığını ve kılıçlarla darbelere vurduğunu gördüm. Bizim taraftakiler ise bunu yapmıyordu, mantıken de öyle olması gerekiyordu. Şu anlık savaşı dondurmuş gibiydim. Tabii şu anlık...

***


  Aceleci ve hızlı adımlarla hemen Hunter'ın olduğu odaya doğru koştum. Odanın kapısının önüne geldiğimde oradan onları gördüm. Hunter'ı, Ava'yı ve Alex'i...

Geçmişin Kara Yüzü (Soylular 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin