3×12.B

28 20 0
                                    

••|Kararlar ve Pişmanlıklar|••

Richard beni kalesine getirdi, kalede şu an bizden başka kimse yoktu. Soğuk, perili ev gibi olan kalesi kişiyi olduğu yerde ürperterek titretiyordu ve bu duygu istemsiz gerçekleşiyordu. En sonunda yankı yapan adımlarımız kapalı bir odanın önünde durmuştu. Ona baktım, neden beni buraya getirdin der gibi. O da bunu anlayarak konuşmaya başladı.

"Kafandaki soruların şimdi hepsini gidereceğim Karanlığın Işığı." dedi. Ve kapıyı yavaşça açtı. Odaya girmem için işaret etti. Huzursuz bir nefes aldım ve içeri girdim. Odaya girdiğimde tuhaf bir şekilde boştu.

"Sonunda savaşı başlattın, istediğin şeyi yaptın." dedim özgüvensiz sesle mırıldanarak. O ise hafifçe ve huzursuzca güldü.

"Henüz değil," dedi ve sessiz odada adımları dolanmaya başladı. "Henüz asıl amacımı gerçekleştirmedim Karanlığın Işığı." dedi, "Asıl amacım Karanlık Efendisi, unutmuşsun herhâlde.." dedi sert gözlerle ve çatık kaşlarla bana bakarak.

"Bana gücünün hepsine sahip olmadan yenemeyeceğini söylemiştin!"

"Bu doğru..." diye keyifle mırıldandı. "Ve ihtiyacım olan şey de sensin." diyerek etrafımda tehditkârca dolanmaya başladı.

"Sana ona vermeyeceğimi söylemiştim!" dedim sert ve kararlı sesle. O sırıttı.

"Bende zorla alırım o zaman." dedi ve kararla gülümsedim.

"Bunun olmayacağını ikimizde biliyoruz," dedim ama o ters tepki verdi. Kişiyi hipnoz altına alacak bir sırıtma belirdi yüzünde.

"Emin misin?" dediğinde tuzağa düşürüldüğümü anladım. Yukarıdan gelen büyülü zincirler el bileklerimi kavradı ve kollarımı biraz yukarı sürükleyerek orada durmamı sağladı. Hiç kıpırdamamam için ayak bileklerimi de yerden yılan gibi gelen zincirler sardı. Kurtulmak için çabalıyordum ama boşuna...

"Gücünü, ben vermeden alamazsın!" diye bağırdım. O bundan etkilenmemiş gibi yüzünü buruşturdu.

"Senin şu çocukça düşüncelerin..." dedi ve uzun bir açıklama yapmak için hazırlanıyor gibi göründü. Cebinden bir şey çıkardı. Elindeki şeyi tanımlayacak bir kelime bulamıyordum. Sadece krem, beyaz, mavi ve lacivert renklere sahip olduğunu tanımlayabiliyordum.

"Bu gördüğün bir güç emici, çok uzun yıllar önce saf büyü ile yapıldı. Önündeki engel her ne kadar büyük olursa olsun gücünü emer ve ruhunu da bitirir. Çok güçlü bir silah olduğu için en gizemli ve yasaklı yerlerde en diplere hapsedildi. Fakat bunu bulmam benim için o kadar da zor olmadı." dedi ve eliyle yerden uzun bir taş kaldırdı. Karşımda duran taşın üstüne koydu. Ve parlamaya başlayan güç emici yavaş yavaş beni ele geçirdi.

"Bu tamamen dolduğunda fırtınanın sesi dört bir yerde duyulacak ve üstüme düşecek. Ve işte o anda gerçek Richard geri dönmüş olacak." dedi ve yüzünde gururla ve hainlikle dolu bir sırıtma belirdi. "Seni güç emici ile yalnız bırakıyorum. Bu arada... Çok sıkılma diye arkadaşınla da yalnız bırakıyorum." dedi ve Bethany'i gördüm, kolları benim gibi yukarıdan zincirlenmişti; dizlerini pes etmişcesine içine kapanmıştı. Cildinin gerçek rengi kaybolmuştu, grimsi renk onun ten rengi olmuştu, onu tüketiyordu. Yüzünde olan siyah çatlaklar hâlsiz düşünüyordu.

"Bethany! Ona n'aptın?" diye acıyla bağırdım. O ise güldü.

"Daha fazla hızlı olman için onu bu hâle getirdim. Güç emici duyguyu hissederse bu hız artıyor, duyguların ne kadar güçlüyse bu süre daha da katlanıyor." dedi acımasızca. "Arkamdan iş çevirmemesi gerekiyordu." dedi göz devirerek.

Geçmişin Kara Yüzü (Soylular 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin