2×15.B

51 20 16
                                    

Medya: Justin

••|Aranan Cevaplar|••

Çığlıklar, intikam dolu cümleler... Toprağın rengini kaplamış kan rengi, mavi gökyüzüne ayna gibi yansıtmıştı. Kılıçların verdiği darbe sesleri, nefretten ve öfkeden gelen güçler, artık bunun başladığını gösteriyordu. Savaşın...

Eski okulun yan tarafına düşen büyük alev topu, Gece ile benim gözlerimin şaşkınlıkla açılmasına sebep olmuştu. Bu düşündüğüm şeydi...

"Daphe! Çabuk gitmeliyiz." dedi Ava yüksek sesle. Ona döndüm, gözleri birden endişeyle açıldı. "DAPHE! GERİ ÇEKİL!" diye bağırdı dehşetle. Arkamı döndüğümde aynı büyüklükteki bir alev topu daha tam bana doğru denk geliyordu.

Ava, vücudumu sardı ve kuvvetle, ikimizde yere düştük. Alev topu çaprazımızda olan büyük ve uzun ağaca çarptı. Ağacın dalları ve yaprakları alev almıştı, dayanıksızlaşan dallar düşmeye başlamıştı.

Ava ile ikimizde hızla ayağa kalkabilmiştik. Başka alev topları da sürekli buraya düşmeye başlayınca buradan kaçmaya çalışmıştık. Art arda çarpan alev topları, yeri sallayıp çatlatmıştı. Bu yüzden sürekli tökezliyorduk.

"Daphe, sen kaç!" diye kanatlarıma bakarak emir vermişti.

"Ama sen?"

"Ben dönüşeceğim, kaçarım. Sende çabuk, hemen!" dedi ve o anda hemen vahşi hâline bürünmüştü.

Başımla onaylayıp kanatlarımla destek alıp havalanmıştım. Havadan bakınca daha da kötü bir görüntü ile karşı karşıya kalmıştım. Kafamda bir sürü soru dolaşıyordu. Bir anda ne olmuştu da bunlar yaşanıyordu şimdi, Elmas neredeydi?..

💎

Gözlerim, Hunter'ı görmüştü. O da başını çevirdiğinde beni görmüştü. Yerden kuvvet alarak havaya karışmıştı ve birkaç saniye sonra onu karşımda görmüştüm.
"Nasıl çıktın?" diye sordum hemen yine başka bir şaşkınlık bedenimi sararken.

"Alev topu kuleye çarpmıştı ve anlaşılan o alev topunun da sihri güçlüydü. Bu sayede çıkabildim." dedi. Sonra tuhaf bir şekilde gözlerime baktı, "Sen?"

Şimdi hepsini anlatmaya başlasam çok uzun olacaktı, en iyisi bunu sonra anlatmaktı. Onu da anlatabilirsem tabii...

"Aynı hikâye..." diye şimdilik es geçtim.

"Neden oldu, sebebini biliyor musun?" diye sordu kaşlarını havaya kaldırarak.

"Hayır. Bunu öğrenmek için merkeze gitmeliyiz," dedim.

"Katılıyorum. Hadi o zaman," deyip ikimizde savaşın merkezine gitmiştik hızla.

💎

Gökten kanlar yağmaya başlamıştı, dev şimşekler toprakları delip geçip gökyüzünde dehşet verici bir görüntü yaratıyordu.

"Savaş şart!" diye bağırdı bir kurt öne atılarak.

Elizabeth öne çıktı ve, "Pekâlâ! Primalılar, Pasamontları ezip geçin. Ta ki Kara Lord'u öldürene kadar." diye bağırdı güçlü ve savunmacı bir sesle. Bütün soyların elinde, demiri siyah kanla kaplanmış kılıçlar vardı.

"Hayatınızın en büyük hatasını yaptınız." dedi Kara Lord pis bir şekilde gülerek. "Saldırın Karanlık Taraf," Sesi kısık çıkmasına rağmen tehlike barındırıyordu.

Geçmişin Kara Yüzü (Soylular 1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin