Kim Mingyu hayatının belli kısımlarında belli şeylere inanmış biriydi. Bunların hepsi tamamen mantığına yatan duygularından arınmış düşüncelerdi. Aptal bir iddia işini de kabul etmesinin tek mantıklı yanı altında yatan paranın gayet güzel olmasıydı.
Bu yüzden böyle bir birlikteliği dert edecek biri asla değildi. Gecenin bir yarısı Wonwoo'yu kucağına aldığında da tamamen dertsiz olmalıydı ancak ona dokunduğu her an kaynayan kanı, gıcıklanan içi anlamsızdı.
O kadar anlamsızdı ki dertsiz Mingyu'yu endişelendirecek bir anlamsızlıktı. Kendini basit bir tutkuya böylece kaptırabileceğini bilmeden karşılık verdi ona. Tenin keşfettiği her bir santimi için ayrı kendinden geçti.
Bu o kadar kapılası bir tutkuydu ki Mingyu onu duvardan duvara vuracak biçimde kendinden geçtiğinde paha biçilemez olduğuna inandı kendince. Karanlık bir gecede güneşin parıl parıl parladığını hissettirecek bir zevkti bu. Tek seferlik bir ilişkiye göre fazla uzun bir geceydi
Nihayetinde birbirilerini bitik tükettikleri, arşınlanmamış ten, dokunulmamış nokta bırakmadıkları o sabahta ilk uyanan Mingyu idi. Erken uyanmak alışkanlığı değildi.
Aksine uyanmazdı da ancak yanında birinin uyumasına da alışık olmamasından yana birkaç saat önce kapattığı gözlerini göğsünde hissettiği Wonwoo'nun eliyle açtı. Birkaç saniye tüm kaslarının yorgunluğu ile kasılıp açıldığında ise onu gördü.
Her tarafını kıpkırmızı etmekten tek bir saniye pişman olduğu Wonwoo bir elini üzerine atmış yanında ters bir şekilde uyuyordu. Mingyu sadece birkaç saniye ona bakmanın bile kendisini bu kadar azgın hissetmesine sebep olabileceğine inanmak istemiyordu.
Ne olaki tüm gece şimdiye kadar gördüğü porno kasetlerinin hepsinden daha iyiydi.
Bu zorlayıcı ve çekici tutkunun aksine uyandığı sabahın ilk ışıkları onun mantığını da yerine getirmişti. Mingyu görevini başardığının bilincinde mutlu olmalıydı lakin bu diğer görevlerin aksine içine öküz oturtmuştu.
Tüm bu kötü hissin Wonwoo ile sandığından daha iyi ve tecrübeli bir seks yaşamasına bağlamak istedi. Bu kadar iyi olmasını beklemediği için veya bunun devam etmeyeceğini bildiği için olmalıydı.
Aklını başından alan bu arzuya bir son vermek ister gibi ondan uzaklaşma kararı alması da tamamen bu yüzdendi. İçindeki kötü hissin gıdıklayıcı tavrından kurtulmak için. Yatağından kalktı ve duşa girdi.
Nedensizce onun uyanmamasına özenle dikkat etti. Duşta kendini sakinleştirmek ve Wonwoo'yu uyandırma dürtüsüyle başa çıkmak sandığından daha zor oldu. Bu da sandığından daha fazla vakit geçirmesine sebep oldu.
Nihayet kendini sakinleştirebildiğine inandığı bir anda soğuk suyun altında daha fazla durmadı. Beline sardığı havlu ile uyuduğunu düşündüğü Wonwoo'nun olduğu salona çıktı.
Üzerine giyinmek için temiz kıyafet ararken yatakta kıpırdanan onun uyanışına şahit oldu. Gözlerini açar açmaz, kollarını esnetişi ve gözlüğünü aramak için etrafa bön bön bakışını seyrettti. Bu sandığından daha tatlı bir görüntüydü.
Mingyu dün gece bir hışımla yere attığı gözlüğü alıp ona götürdü. İkisi de ağzını açıp bir şey demediği için gereksiz gerilmişti. Sanki Wonwoo her an ona kızacakmış gibi bir suçluluk hissi vardı içerisinde.
Gözlüğü alan Wonwoo oturduğu yatakta görüşüne kavuştuğu ilk anda dönüp ona bakmıştı. Beklediğinin aksine bakışları tüm vücudunda gezindi.
"Uyanır uyanmaz beni tekrar ayartmaya mı çalışıyorsun?"
Mingyu dalıp gittiği suçluluk hissinden onun sorusuyla aydınlandığında yan bir gülüş sergilemeye çalıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alt Şehir Serisi | Seventeen
FanficAlt Şehir Serisi Birinci Sezon, Alt Şehrin Serserisi Suçun ve suçlunun legal olduğu bir alt tabakanın serserisi olan Kim Mingyu geçimini her türlü teklif ve suçla sağlıyordu. Birkaç karat için her şeyi yapan serserinin bu sefer görevi Jeon Wonwoo'd...