Seungkwan sokağın bir köşesinde tıka basa doyurduğu midesini tamamen boşalttığında bu sadece fiziksel bir rahatlama sağladı. Vücudunda fırtına gibi esen duygularına hiçbir tesiri olmadı. En azından birden tüm bedenini kaplayan sancılarını kesmiş gibi hissetti.
Apar topar motele döndüğünde ne yapacağını veya ne düşüneceğini şaşırdı başta. Aklı almadı ve duruma ikna olmadı. Bir yanlışlık olduğuna adı kadar emindi. Hiç bilmediği bir insana karşı böyle hisler benzemesi imkansızdı. Kesinlikle bir şeyleri karıştırdığına emindi.
Bir yanlışlık olduğuna sonuna kadar inandırdı kendini. İçi rahatlamasa da her şeyi düşünmekten kaçmasına yardım etti. Seungkwan ilk defa bir şeylerden kaçmadığı için bu duruma adapte olması zor olmadı. Berbat bir gecenin sabahında yine o ayakları üzerinde dimdirak duran fahişe oldu.
Gece gözüne zor giren uyku yüzünden öğlene hatta akşama kadar uyuduğunda en sonunda odasının kapısının çalınmasıyla uyandı. Geldiğine dair hiçbir bilgi geçmediği ve zaman baya geçtiği için meraklanan Jiyo'yu odasına aldı.
"Nerelerdesin olum sen?"
Fahişe iyice esneyerek açılmaya çalıştı. Bu gece iş vardı ve o kadar çok uyumuştu ki hazırlanma zamanına gelmişti.
"Hani geldiğinde haber edecektin?"
Seungkwan genç kızın meraklanmaması için ve dün geceki her şeyi tamamen yokmuş gibi davranmayı tercih ettiği için bir şey belli etmedi.
"Gitmedim. Uyuyakalmışım haber edemedim sana da."
Jiyo sorgularmış gibi tek kaşını kaldırıp baktı. Seungkwan sakin bir şekilde gülümsedi.
"Bir şeyim yok sadece dün tanımadık insanlar muhabbeti yapınca götüme güvenemedim. Kötü bir şey olacakmış gibi hissetim ve gitmekten vazgeçtim."
Genç kız dudak büzdü.
"Seni ilk defa parayı bile isteye reddederken görüyorum."
Keşke dün gece reddetseydi diye düşündü. Nihayetinde o eve gidilmiş ve o senaryo gerçekleşmişti.
"Daha fazlasını kazanabiliyor olmam için yaşamaya devam etmem lazım değil mi?"
Jiyo öylece attığı soruya sakince gülümsedi.
"Hadi hazırlan o zaman, para kazanma vakti geldi."
Onu hazırlanması için bırakıp giden kızın ardından Seungkwan kendisi hazırlanmaya başladı. Hiçbir şey olmamış da sakin hayatına devam ediyormuş gibi durmak için her zamanki gösterişli ve ihtişamlı bir hazırlık içerisine girdi.
Hazırlanıp odasından çıktığında Jiyo'nun odasına tıklatıp onu da peşine aldı. Belli etmese de bu gece o bara tek başına inecek cesareti bulamamıştı. Sadece belli etmiyor ve çok iyi görünüyordu ancak ayağı takılsa geri kalkamayacak kadar güçsüz hissediyordu.
Bara indiklerinde ortam her zamanki gibi, fetva günleri hariç, kalabalık ve gürültülüydü. Müzik kalabalığın sesini bastırıyor, renkli ışıklar göz alıyordu. Bundan memnundu aslında. Bu ortamda bir şeyler gizlemek her şeyden daha basitti.
Fahişelerine bakınmak için öylece barmen masasının karşısında duran Jun'un yanına gittiler. Onları merakla bekleyen bir müşteri olduğunu söylediğinde Jun yanındaki kıza gideceği kişiyi gösterdi. Seungkwan tek başına kaldığında yanındaki bankoda elinde elindeki şişeyi açmaya çalışan Jeonghan ile bakıştı.
Dün gece aklına geldiği için gerilen Seungkwan bir şey diyemeden gözlerini kaçırdı. İstemsizdi ancak panikliyor ve geriliyor hatta oradan kaçası geliyordu. Yine de prangalarından kaçamayacağını bildiğinden böyle bir girişimde bulunmuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alt Şehir Serisi | Seventeen
FanficAlt Şehir Serisi Birinci Sezon, Alt Şehrin Serserisi Suçun ve suçlunun legal olduğu bir alt tabakanın serserisi olan Kim Mingyu geçimini her türlü teklif ve suçla sağlıyordu. Birkaç karat için her şeyi yapan serserinin bu sefer görevi Jeon Wonwoo'd...