Alt Şehir Serisi | Seventeen

beşinci bölüm, kıl payı

Kim Mingyu aptal bir ruj için üste çıkmadan önce mental olarak kendini buna hazırlaması gerekti. Daha doğrusu etrafı kolaçan edip üstteki güvenliklerin sıklaşıp sıklaşmadığını öğrenmesi gerekiyordu.

Wonwoo'yu düşünmemek ve adam akıllı para kazanabilmek için tüm dikkatini bu işe vermek istiyordu. Zira başarılı olmadığı her an daha da kuruluyordu. Sahi bu yakışıklı tipiyle birini tavlaması ne kadar sürebilirdi ki?

Basit olmaydı. Yakışıklı olduğunu biliyordu ve her ne kadar sevgilisi dahi olsa eninde sonunda onun da kendi ağına takılacağına inanıyordu. Tamam belki çapkın olacak bir tip olmayabilirdi ancak az çok insanları çektiğini kavrıyordu.

Bu sebepten olsa gerek ağına takılmadığı her gün içinde gereksiz bir sabır ve telaş bekliyordu.  Hesap sorup ne hakla onunla olmak istemediğini sormak istiyordu. Bunun yerine düşünmemeye ve yeni işine konsantre olmayı daha mantıklı buluyordu.

İşi aldıktan sonraki gün bara gittiğinde amacı tam olarak üstten haber almak içindi. Jeonghan her ne kadar kabul etmese de üstten alışveriş yapan tüccar Joshua ile olan bağlantısı sayesinde yukarıdan haberi olduğunu biliyordu.

Onu gitmeden önce yoklamak daha garanticiliğe oynamasını sağlayacaktı. Lakin bar masasının önünde belirdiğinde bunun aynı zamanda cebindeki son parasından edeceğini de biliyordu.

"Olanları duydum, reddedilmişsin."

Yüzündeki alaylı sırıtış dün Dino'nun yediği halttan haberi olduğunu açıkça gösteriyordu.

"He ya ver bir bardak keyfim yerine gelsin."

Bozuntuya vermemişti zira şu an zaten boka batmıştı o konuda.

"Paran var mı?"

Mingyu göz devirdi. Bu herifin cimriliği onu öldürecekti. Cebindeki son iki karatı çıkarıp masaya koydu.

"Götüne girsin."

Jeonghan yan yan sırıtıp metal paraları aldı.

"Daha çok sana giriyor gibi."

Mingyu imanın altında ezilir gibi olsa da çaktırmak istemedi. On karat için götünü satanın kendisi olduğunu unutuyordu bazen ve Jeonghan o an için hatırlatmıştı.

"Üste çıkmadan hemen önce sıçma moralime be."

Jeonghan önüne her zaman tercih ettiklerinden birini bıraktı.

"İş mi aldın?"

Gelen bardağına kavuştuğunda susuz kalmış bir çocuk edasıyla yapıştı.

"Sikik bir ruj için tam altı karat."

Onu yoklamasına gerek kalmadan Jeonghan patır patır döküldü.

"Bu aralar daha dikkatli olmalısın. Bekçileri arttırmışlar. Şansölye karşıtı fetva veren papaz idam edildikten sonra bir iki baş kaldırıda bulunan olmuş."

Mingyu en son gittiğinde tam da papazın infaz gününe denk geldiğini biliyordu. Mükemmel bir fırsattı ancak şansı hiç yaver gitmemişti.

"İsyanları bastırdıktan sonra bekçileri artırmış."

En son gidişinden beri ortalığın iyice karıştığı aşikardı. Mingyu tüm bunları bilseydi bu görevi yine de alır mıydı emin olamadı. Ya da alırdı. Götünde nefes almaya bile parası kalmamıştı.

Bu sefer daha dikkat etmesi gerekiyordu. O kadar kalabalığın içerisinde bir makyaj dükkanı veya kuaför gibi bir yer bulması gerekiyordu ki bunun için sokak sokak dolanacaktı.