15.Bölüm dünya

27 8 0
                                    

Benim miniğim ağlıyordu "neredesiniz konum at lan piç" adam gülmeye başladığında bir küfür savurdum ve telefonu kapattım hızlıca yektanın yanına gidip konuşmaya başladım "Yekta dünyayı kaçırmışlar gidiyoruz" Yekta bir şey sormadan benimle arabaya geldiğinde telefonum titredi gelen konumdu konuma bakarak dünyanın olduğu yere gelmiştik burası eski bir binaydı hemen yanıma silahlarını ve bıçaklarımı alıp arabadan indim Yekta da böyle yapmıştı.

Yektaya dönüp kafamı salladım ikimiz de aynı anda yürümeye başladık binadan içeri girdiğimizde etrafın çok sesiz olduğunu fark ettik yürürken aniden önümüze 2 tane adam çıktı sinsice sırıttım "1 mi 2 mi?" "ha" "konuş 1 mi 2 mi?" adam iğrenç bir şekilde sırıttı ve konuşmaya başladı "1" cebimdeki silahı çıkarıp adamın kafasına sıktım kafası aniden eriyip yok olmaya başladı kurşunun içinde güçlü
bir kimyasal madde vardı yektaya döndüğümde diğer adamı çoktan öldürdüğünü fark ettim silahı gösterip konuşmaya başladım "bakma öyle kendi üretimim" yürümeye başladığımızda arkamdan bir adım sesi duydum hemen arkamı dönüp bizi takip eden kişiye tekme attım

ve onun yakasını tutup yere fırlattım "kızım nerede" "neden bunu sana söyleyeyim" silahımı çıkarıp adamın bacağına sıktım saniyeler içinde bacağı erimeye başlamıştı "bunun için eğer söyleme- " yukarıda sağdan 2. Odada" Yekta ile yukarı çıkıp odaları kontrol etmeye başladık 2. Odaya girdiğimizde onu gördüm miniğimi dünya anne diye ağlamaya başladı yanındaki adamlar bize silah doğrultmuşlardı dünya gözlerini kapa miniğim çünkü burada hiç iyi şeyler olmayacak.

~Yekta nın ağzından~

Lidya gerçekten bir ölüm makinesiydi saniyeler içinde adam öldürebilyor ve işini sesiz yapıyordu dünya annesinin sözünü dinledi ve gözlerini kapatı sakince adama doğru yürüyüp elindeki silahı aldım ve onun kafasına sıktım lidya ya baktığımda onun saniyeler içinde 2 tane adamı indirdiğini gördüm lidya karargahtan gördüğü eğitimler ile bu kadar iyiydi karargahta çok az bir süre kalmasına rağmen hepimizden üst kademedeydi.

elimdeki silah ile 2 tane daha adamı indirdiğimde dünya nın yanındaki adam dünyanın kolunu tutup onu itekledi lidya bu görüntüyü gördüğünde önündeki adama doğru koşup yukarı zıpladı havada olan bedenini kıvrak bir şekilde döndürüp adama tekme attı yere geri indiğinde başını eğip 2 saniye öyle durdu başını tekrar kaldırdığında gözlerinde gördüğüm şey beni dehşete düşürdü lidyanın gözleri ölümü çağırıyordu işte şimdi anlamıştım bu kişi lidya değildi bu kişi lavinia idi.

~Lidyanın ağzından~

başımı yerden kaldırdığımda o adama baktım ve sinsice sırıttım

İşte şimdi başlıyorduk adama doğru koşup ona yumruk atmaya başladım aniden cebimdeki bıçağı alıp adamın parmaklarını tek tek koparıp yere fırlattım adam acıyla bağırıp yalvarıyordu bıçağı beynine sapladığımda işi bitmişti Yekta bu sırada da dünyayı çözmüştü kalan son adama elimdeki bıçağı fırlattım bingo tam isabet adam ölmüştü aniden kulaklarımı dolduran bir kurşun sesi.

Bu ses beni mahvetmeye yetmişti dünyanın küçük vücuduna giren bir kurşun hemen dünyayı tuttum ve onu kucağıma çektim ve onun yüzüne baktım "annecim canım acıyor" "şhh biliyorum bebeğim ama iyileşeceksin" "annecim hani parka gidecektik"

sesi kesik kesik çıkıyordu o daha çok küçüktü dünya elini yanağıma koydu "ağlama annecim şaka yaptım canım acımıyor" o ana kadar ağladığımın farkında bile değildim zoraki bir gülümseme belirdi dudaklarında "bak gördün mü acımıyor canım" canı çok acıyordu biliyordum elimi yanağımdaki elinin üzerine koydum.

"Dünya beni afet olurmu sana iyi bakamadım seni koruyamadım seni çok seviyorum özür dilerim bebeğim" "bende seni seviyorum annecim" ona çok alışmıştım böyle gidemezdi" yekta bir şey yap yardım çağır iyileştir onu" dünyanın göz yaşları kolumu ıslatıyordu dünyaya baktığımda gözlerinin kapanmak üzere olduğunu gördüm.

"hayır hayır hayır" onu göğsüme çekip sıkıca sarıldım son kez kokusunu içime çektim artık çığlık çığlığa bağırıp ağlıyordum dünyanın yanağımdaki eli kucağıma düşmüştü onu göğsümde saklamak ister gibi sıkı sıkı sarılıp ağlıyordum dünyanın başı göğsüme düştüğünde dudaklarımdan acı bir haykırış kopmuştu o gitmişti benim dünyam beni bırakıp gitmişti.

ölüm arafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin