30. bölüm İntihar

18 6 0
                                    

Lara nın annesi bana dolu gözle bakmaya başladığında başımı yere eğdim ve yere baktım aniden Lara nın annesi bana sarıldı. "Eğme boynunu kızım senin hiç bir suçun yok" bilmiyordu en büyük suç bendeydi "nasıl nasıl oldu" "biz biz arabadaydık dünya ben ve Lara kaza yaptık dünya ve Lara gitti"

elimi ağlamak için ağzıma sıkıca bastırdığımda Lara nın annesi bana sıkıca sarıldı ve fısıldadı "artık senin annenim kızım artık benim kızımsın kızım" gözlerimi kapatıp başımı saldığımda.

içeri Lara nın babası girdi Lara nın annesi kocasına baktığında ağlamaya başladı "Ahmet kızımız ölmüş ahmet" işte bu söz beni paramparça etti"

Ahmet amcaya baktığımda gözlerini kıpkırmızı olduğunu gördüm "nasıl oldu" tarfik kazası diye mırıldandığımda Ahmet amca bana baktı.

"gel buraya" yanına geldiğimde bana hızlıca sarıldı "Lidya kızım sende yavrumun kokusunu alıyorum sende gitme olurmu Lidya kızım" başımı Ahmet amcann omzuna sürtüğünde kafamı salladım "olur Ahmet amca"

1 saat sonra

Arabama binip mezarlığa sürmeye başladım.

Mezarlığa geldiğimde arabadan indim ve annemin mezarının başına geldim yere otorup kollarımı mermer taşına yasladığımda gözlerimi kappatım ve konuşmaya başladım "niye gittin ki be anne?"

Bunu sormak garipti çünkü onu zaten ben öldürmüştüm "sen gittiğinde hiç bir şey eskisi gibi olmadı anne abim ve babam bana daha da köyü davranmaya başladılar işkence ettiler bazen ettiği işkenceler o kadar acıydıki çok canım yanmıştı annecim"

gözlerimi açıp annemin mezar taşına baktım "ama aralarında en zor gece oydu annecim çok canım yandı be anne sen olsaydın korurdun dimi beni" kafamı salladım "korurdun korurdun ne zaman bitecek bu acım annecim yanına kızımı ve dostumu gönderdim onlarda benim yüzümden öldü"

"kızının kızına iyi bak annecim olurmu ben bakamadım" burnunu cektiğimde ağladığımın farkında değildim
"Benim annem, güzel annem.
Beni al kollarına.
Kucağına uyut beni. 
ninniler söyle banaa."

Ölüm bir kaybedişti ben asla ölmiyecektim. Savaşacaktım intikamımı alacaktım.

Burnumu çekip ayağı kalktım ve arabama bindim arabayı sürmeye başladığımda kısa sürede eve gelmiştim.

Kapıyı tıklattığımda kapı hızlı bir şekilde açıldı kapıyı açan tabikide yektaydı bedenimi hızlı bir şekilde süzdü gözleri şişmiş ve kızarık olan gözlerimde durdu.

elimi duvara koyduğumda hemen ufacık olan  bendenimi kucağına aldı bana merhamet ediyordu hayır beni seviyordu.

  kafamı göğsüne yasladığımda yürümeye başladı odaya geldiğimizde hızlıca üstümü değistirip beni yatağa yatırdı kendiside yanıma yatığında onun bedenine kendi küçük bedenimi yaklaştırdım ve ona sarıldım.

Bir kokunun bana böylesine huzur vermesi garipti neydi bu koku belkide bu kokunun ne olduğunu asla öğrenemiyecektim.

oda bana sarıldığında başıma bir öpücük kondurdu gözlerimi kapattığımda duyduğum son ses yektanın düzenli nefes alış verişleriydi.

Gözlerimi açtığımda yanımda yektanın olmadığını gördüm hızlıca yataktan doğruldum ve aşağı inmeye başladım.

merdivenlerden inerken aşagıdan düşme sesi gelmişti koşarak aşağı indim ve etrafıma baktım.

tuveletin kapısı kapalıydı tuvaletin önüne gelince kapıyı dinledim ağlama sesi geliyordu kim ağlıyordu kapıyı zorlayıp actığımda içerideki manzara beni dehşete düşürdü Aren elinde bir cam parçasıyla yerde yatmış ağlıyordu.

banyodaki aynayı kırmış olmalıydı heryer cam icindeydi eğer birazcık daha geç kalsaydım Aren intihar edecekti ona yaklaştım elimi elindeki cam parçasına uzattım o kadar çok ağlıyorduki hareketlerimi hisedemiyecek kadar hisizdi tam cam parcasını aldım derken Aren hızlı bir manevra yaptı ve benim avuç içimi kesti.

sorun değildi canım yanmamıştı onun elinden cam parçasını aldığımda cam parcasını fırlattım ve ona sarıldım sarılmamla birlikte daha da çok ağlamaya başladı nefesi kesiliyordu acı çekiyordu "b-iz evlenecektik tatile cıkacaktık mutlu olacaktık" hıckırara hıçkıra konuşuyordu.

"Yapamadık Lidya o gitti ve ben tek başıma kaldım şimdi ne yapacağım ben?" Ne diyeceğimi bilmiyordum onu teselli edemezdim yardımda edemezdim ama ondan güçlü kalabilirdim "nasıl beceriyorsun böylesine güçlü kalmayı hiç yıkılmıyorsun nasıl yapıyorsun"

Ona baktım "güçlü kaldığımı kim söylemiş bak aren seni kadar bende üzülüyorum ama kendimi bırakmıyorum peki neden biliyormusun. Cünkü birimizin güclü kalması lazım ve o görevi hep ben üstlendim zorundayım anlıyormusun yapmassam ölürüm ve intikamımı alamam sen kendini iatediğin kadar yıprat istediğin kadat ağla o geri gelmiyecek bunu sende bende iyi biliyoruz" kelimelerimin acımasızlığı onun bedenini bir hançer gibi kesip biciyordu "ve Aren işte intikamımız güçlü kalmalıyız".

gözlerimi kapattım ve gülümsedim " hadi gel seni yatırayım" onu ayağa kaldırdığımda kolunu omzuma attım ve onu yukarı çıkardım rastgele bir odaya girip onu yatağa yatırdığım üstünüde örtüğümde sayıklayarak uyumuya başladı.

bunu yaptıkları için onlara merhamet diliyordum çünkü lavinia onlara merhamet etmiyecekti lavinia geri dönmüştü ve artık daha da ölümcül olacaktı lavinia cehennem yaratacaktı.

ölüm arafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin