18.Bölüm 16 yaş

31 8 0
                                    


Gözlerimi açtığımda odamdaydım Yekta beni odama bırakmış olmalıydı yataktan doğruldum ve ayağı kalktım aşağıdan sesler geliyordu odamdan çıkıp aşağı indiğimde salonda Yekta, lara, İrem, aren, buket ve tanımadığım bir kız vardı "ne oluyor burada?"

kıza döndüm ve konuşmaya başladım "kimsin sen evimde ne işin var" kız sinsice gülümsedi ve konuşmaya başladı "size bir şey izletmem gerekiyor bakalım lidya 16 yaşından sonra neler yaşadı" bu kız da kimdi böyle "eğer tek kelime daha edersen seni evden atarım" buket in beni koruması açıkcası bana sürpriz olmuştu

"hadi ne göstermek istiyorsan göster 16 yaşımdan sonra karargahtan kaçmıştım ama sonrası benim için kolay olmamıştı kız televizyona bir görüntünü bağladığında

her kez ekrana odaklandı ekrandaki bendim 16 yaşımdaki halimdi saçlarım yamuk yumuk kesilmişti yüzümde ve vicudum da yaralar üstümde de yırtık kıyafetler vardı ve tırnaklarım sökülüp yerlere atılmıştı be çeken kameraya bakıyordum aniden karnıma sopa ile vurduklarında yine yüzümdeki ifadeyi deiştirmemiştim

ekrandaki lidya Acımasız bakıyordu o kız intikam istiyordu görüntü değişip 13 yaşımdaki halime geldi bodrumda ki halime herkes bana döndüğünde ben tepkisizce ekranı izliyordum içeri ilk babam ondan sonra da abim girmişti orada yaşadıklarım gözlerimin önünden geçtiğinde yektaya baktım bana endişeli bir şekilde bakıyordu babam bana saldırmaya başladığında Yekta yeter diye bağırıp televizyonu devirdi her kez bana bakıyordu

Buket pişmanlıkla İrem benden özür diler gibi bakıyordu lara dehşetle aren benden gözlerini kaçırıyordu ben ise onlara tepkisizce bakıyordum bunları yaşayan bendim orada aç susuz bekleyip dayak yiyip abim ve babam tarafından tecavüz edilen bendim

bunları yaşayan bendim Yekta elimi tuttup beni yukarı çıkardı odaya girdiğimizde Yekta hızlıca beni göğsüne çekti "özür dilerim lidya"  "sorun değil senin suçun değildi" yektaya baktığımda bana dolu gözler ile baktığını gördüm elimi kaldırıp yanağına koydum Yekta elimi eline alıp avucumun içini öptüğünde tebessüm ettim

"lidya oradan kaçtığında sana bunları mı yaptılar?" kafamı salladım "kolay olmadı gitmek zorundaydım eğer gitmezsem" sustuğumda Yekta bana sorgu dolu bakışlar atmaya başlamıştı "gitmezsen orada ne ol-" daha fazla konuşmasına izin vermeden dudaklarımla onu susturdum

ona küçük bir öpücük başhetmiştim minik bir öpücük bile yektanın başını döndürmüştü hafif gülümseyip yatağa oturdum yanıma gelip yatığında başımı onun göğsüne koyup uykuya daldım.

ölüm arafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin