Uyandığımda yanımda Yekta yoktu aşağı indiğimde evde kimsenin olmadığını anladım bir anda kapı çaldığında hızlıca kapıyı açtım kapıda kimse yoktu ama evin önüne bırakılan siyah bir kutu vardı etrafıma baktığımda kimsenin olmadığını gördüm omuzumu silktim ve kutuyu alıp masanın üzerine koydum kim göndermiştiki bu kutuyu.
kutuyu açtığımda içinde bir fotoğraf ve bir yazı olduğunu gördüm kağıta yazanları okumaya başladım.
"Sen lidya küçük bir kızın hayatını mahvettin ve onu annesiz bıraktın nasıl hissediyorsun ah dur ben söyleyeyim hiç bir şey anlamadın dimi eğer anlamak istiyorsan fotoğrafa bak unutma mutluluk senin için bir çizgi film."
Hızlıca fotoğrafı elime aldığımda gözlerimin dolmasını engelleyemedim bir kadın vardı kucağında da bir bebek ama fark ettiğim bir şey vardı bu bebek benim miniğime o kadar çok benziyordu ki.
fotoğrafın arkasını çevirdiğimde burada da bir yazı gördüm
"annesini öldürdüğün küçük bir kız çocuğu o çocuk ömür boyu yalnız kaldı ve bil bakalım o kız çocuğu kimdi"
o kız çocuğu arkasından ağladığın dünya idi.
Bir anda bütün dünyam başıma yıkılmıştı nasıl olurdu benmiydim onu bu hale getiren onu annesiz bırakan bendim.
nefesim kesildiğinde yere dizlerimin üzerine düştüm 5 yıl önce bombada patlayan kadın o oydu akşama kadar yerde yatmış ve hiç hareket etmemiştim kapı açıldığında içeri Yekta girdi beni bu halde gördüğünde hızlıca yanıma gelip beni kucağına aldı.
"lidya ne oldu biri bir şey mi yaptı yalvarırım söyle" "Yekta dünyanın annesini ben öldürmüşüm" o anda Yekta konuşmayı bırakıp bana bakmaya başladı kolduğa oturduğunda kucağına beni de otutturdu başımı göğsüne yasladığımda Yekta başıma bir öpücük kondurdu.
yarım saattir yektanın kucağında oturuyordum ne o konuşuyor ne ben konuşuyordum Yekta bir anda beni mahveden ve ölüme sürükleyen bir cümle kurdu.
"ben ayrılmak istiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölüm arafı
AzioneKorkum yoktu kimseden ne ateşten ne alev'den karanlığın ve adaletsizliğin hüküm sürmüş olduğu bu dünya da korkmak yakışmazdı bana.