20.Bölüm

25 8 0
                                    

Yaşam dediğin ne dir ki iki nefes iki kelime sonra ölüm
"ne şaka yapıyorsun diğimi" kucağından kalktığımda önünde durdum "bu yaptığından sonra seninle olmamı beklemen bile saçmalıktı" hafifce güldü "Yekta sen ne diyorsun anlayamıyorum" ayağı kalkıp işaret parmağıyla kafamı iteledi.

"biraz burayı çalıştır anlarsın" sinirle konuştum "Başka biri mi var" Yekta kafasını sallafığında nefesimin kesildiğini hisetim "neden" "sıkıldım senden"  "kim o" "o çok özel biri ve senden daha iyi" kafamı salladım "Yekta her kabusuna girmem dileğiyle" o an yektanın suratında saniyelik bir değişim olmuştu "Yekta git buradan" Yekta kapıdan çıkıp gittiğinde yere oturdum.

Yarım saattir buradaydım ayağı kalkıp evden çıktım ve arabama binip sürmeye başladım geldiğimde arabadan inip evin zilini çaldım kapıyı irem açtığında telaşla konuştu "lidya ne oldu bu halin ne?" ayakta duracak halim yoktu hemen içeri geçtiğimde içeride buket ve lara nın olduğunu gördüm onlara laf atmadan boş koltuğa yatıp tavana baktım üçüde beni sesizce izliyordu.

Başka biri var demişti seni sevmiyorum demişti gözümden bir damla yaş akıp koltuğa damladığı sırada irem yanıma gelip koltığa oturdu "Lidya ne oldu?".

Cevap vermediğimde İrem  ısrar etmeye devam etti gözlerimi kapatıp uykuya dalmaya çalıştığımda başarabilmiştim.

Alnımdaki eller ile gözlerimi açtığımda Lara nın elinin alnımda İrem  yanımda ve buket in telaşlı bir şekilde telefonla konuştuğunu gördüm aniden buket konuşmaya başladı "doktor soğuk duşa sokun birde uyandırmaya çalışın dedi" buket bana baktığında gözlrini şaşkınca açtı "ne oldu bana" "19 saatir uyuyorsun ve çok ateşin var" umursamadan ayağı kalktım "ben gidiyorum" onlara bakmadan evden çıktım yekta'nın evine gidecektim.

                   ~ yarım saat sonra ~

Yekta'nın evinin önüne geldiğimde evini nedensiz bir şekilde izliyordum camlar açıktı ve salon gözüküyordu yekta salona girip koltuğa oturduğunda nefesim kesildi beni bu durumda bırakmışken kendisi öyle rahat öyle keyifliydiki bu durum canımı bı hayli yakıyordu gözlerimi yumup açtığımda içeri bir kadın girdi kadın duştan yeni çıkmış olmalıydı ki bornozluydu yavaş adımlar ile yektanın yanına oturdu başını yekta'nın göğsüne yasladı ve kolunu okşamya başladı kadın çok güzel di bembeyaz teni ve siyah saçları vardı zayıftı ve oldukça masum bakıyordu.

Gülümsediğimde gözümden bir damla yaş düştü belki evlenir ve bir çocukları olurdu benim hiç bir zaman yapamıyacağımı yapar ve yekta baba yapardı.

ölüm arafıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin