Yekta nın ağzından
Lidyayı apar topar hastaneye yetirştirmiştik çok kan kaybetmişti doktorlar şaşkındı tam 1 saat olmuştu ve lidya çıkmamıştı hastanenin koridorunda bir ses duydum bu ses kara nın babasına aitti "kızım kızım nerede lidya nerede" hızlıca adamın yanına doğru yürüyüp konuşmaya başladım "ilk önce sakin olun efendim 1 saat önce ameliyata aldılar daha çıkmadı bizde bekliyoruz" dedim ve yerime geri oturdum onu koruyamamıştım başımı ellerimin arasına aldım bir anda bir göz yaşı yanağımdan süzülüp gitti omzumda bir el hissettim "Yekta böyle yapma kendini harap ediyorsun bak lidya iyileşecek sana söz veriyorum"
yanıma gelen İrem di onunla 4 yıldır arkadaştık "gitt doktor kendi hastalarına tavsiye ver" İrem kafasını iki yana salladı ve konuşmaya başladı "eğer lidya burada olsaydı sana çok kızardı hem o iyileşecek ve eminim ki seni bu halde görürse çok üzülecek" evet doktor haklıydı "irem teşekkür ederim" irem bana hafif bir tebessüm ettiğinde ayağı kalktım biraz hava almam lazımdı ayağı kalktığım anda ameliyathanenin kapısı açıldı içeriden çıkan doktor aceleyle konuşmaya başladı "acil kan yardımı lazım aranızda 0+rh kan gurubu var mı?" Buket ve lara aynı anda konuştu
"ben varım" ikisi de kanlarını verdiğinde beklemeye başladım yarım saat sonra lidya ameliyatıhaneden çıkmış yoğun bakıma girmişti doktorun dediğine göre uyanınca sakat kalma ya da hafıza kaybı gibi şeyler yaşana bilirmiş hatta hiç uyanmaya bilir demişti lidya komadaydı onu çamdan izliyordum "hadi sevgilim çabuk uyan seni özledim"
1 ay sonra
Lidya halla uyanmamıştı az önce onun odasından çıkmıştım ne derin uyumuştu öyle onun için endişeliydim uyanması lazımdı lara nın babası her gün buradaydı ona babası gibi davranıyordu bu durum beni mutlu etmişti aniden koridorda bir ağlama sesi duyuldu
olamaz bu ses dünyaya aitti onu 1 aydır oyalıyorduk ama dünya zeki bir kızdı annesine bir şey olduğunun farkındaydı dünya ağlayarak ban doğru koştu ve küçük eleri ile bacağıma vurmaya başladı "nerede annem beni bırakıp gitti mi yoksa o da mı gitti niye gitti" hızlıca dünyayı kucağıma aldım "dünya seni buraya kim getirdi" "kimse getirmedi" "ne?" "kendim geldim işte beni anneme götür çabuk" kendisi mi gelmişti? sokaklar onun için fazla tehlikeliydi.
Onu lidya nın odasına götürdüğümde hızlıca kucağımdan atladı ve lidyanın yatağına tırmanıp yatağa oturdu "annecim neden gelmiyorsun artık sevmiyormusun beni ben seni çok seviyorum tamamı çabuk uyan parka Gideriz anne çok özledim ben seni" dünya uzanıp lidyanın elini tuttup kucağına çekti "sen de özledin dimi beni dünyanın gözlerinden düşen bir damla yaş lidyanın avuç içine damladı o anda bir şey oldu lidya bir anda gözlerini açtı o uyanmıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölüm arafı
AcciónKorkum yoktu kimseden ne ateşten ne alev'den karanlığın ve adaletsizliğin hüküm sürmüş olduğu bu dünya da korkmak yakışmazdı bana.