Merhabalar uzun bir aradan sonra bölüm atmak garip gelebilir
Ama anca yetiştirebildim en uzun yazdığım bölüm bu olabilir
Keyifli okumalar dileği ileee💓Kitabın sonlarına doğru çok şaşıracağınız bir olay gerçekleşecek.
Yazım yanlışı varsa şimdiden özür dilerim💓.
Lidya'nın ağzından
Gözlerimi yatığım yerdeki hareketlikle açtığımda etrafıma baktım ve yanımda yatan yektayı gördüm buraya nasıl ve ne zaman yattığımı hatırlamıyordum yektaya baktığımda kaşlarını çatmış bir şey sayıkladığını gördüm "anne anne bırakma beni lütfen" elimi yavaşca yanağına götürüp okşadım ve onu biraz dürttüm "anne ben suçsuzum yapmadım birşey" rüyasında annesini görüyor olmalıydı "yekta uyan" onu yavaşca silkelediğimde gözlerini açtı ve bana baktı.
ona yaklaşıp yanağını öptüğümde sıkıca sarıldı bana "Lidya annem" "şhhhtt biliyorum" ona sarılıp yüzüne öpücükler kondurdum sakinleştiğinde yataktan kalktım "sen şimdi uyu ben geleceğim birazdan" dedim ve odadan çıktım hedefim gülsüm annenin odasıydı kapıyı tıklatıp içeri girdiğimde gülsüm anneyi film izlerken gördüm odasında televizyon vardı İrem ve buket yurt dışına gitmişlerdi veda bile etmemişlerdi geleceklerinden emin değildim "biraz konuşabilirmiyiz?" "Tabi kuzum gel konuşalım" kafamı salladım ve yanına yaklaştım.
bana baktığında gözlerimi kaçırıp yere baktım ve bir kaç saniye sonra konuşmaya başladım"Yekta'ya annelik yapmanı istiyorum bana nasıl annelik yapıyorsan ona da öyle davranabilirmisin" "yaparım kuzum ama neden" "bizim savaşımız intikamımız büyük ve güçlü eğer sen yektaya annelik yaparsan daha da güçlü olabilir yani yektanın annesi onu hiç sevmedi görmedi belki sen onu görürsen seversen başını okşarsan eminimki minettar kalır yektanın içinde annesiz yaşamış olan bir çocuk var ve o çocuk çok ürkek korkak gülsüm anne o çocuğu sev o çocuk büyüsün" gülsüm anne bana dolu gözler ile baktığında konuştu "tabikide yaparım onu senden hiç ayırmayacağım"
ona gülümseyip odadan çıktım Ters giden birşeyler vardı aşağıdan sesler geliyordu bu seslerin normal olmadığını anladıktan sonra odamdan silahımı aldım ve aşağı indim odada yekta yoktu gitmişti etrafıma baktığımda evin kapısının acık olduğunu gördüm hemen dışarı cıkıp olan bitene baktım evin etrafında 2 tane helikopter 3 tanede araba vardı siyah bir çip in önünde duran bir adam vardı ve bu adam oğuz dan başkası değildi.
"ne istiyorsun" oğuz bana baktı ve sırıttı "evinin 4 bir yanına bomba döşedik" ifadesizce ona baktım "öyle bakma sonunu dinle eğer bizimle gelmezsen ki yemin ederim o bombaları patlatırım bunun için tek bir seçeneğin kalıyor bizimle geliyorsun uğraştırma bin arabaya" öfkeyle ona doğru yürüp oğuza yumruk attım "amına koduğumunun yavşağı ne diyorsun lan sen" oğuz sırıttığında yekta oğuza atılıp ona yumruk atmaya başladı oğuz karşılık vermiyor sadece sırıtıyordu mazoşist piç oğuzun adamı aniden yektaya silah doğrultuğunda bende belimdeki silahı çıkartıp adama doğrulttum "deneme bile" yekta hıncını Alamayıp oğuza küfürler yağdırıp tekmeler attığında.
arkamdan bir çığlık sesi duydum gülsüm annenin çığlıydı arkamü dönüp ona baktım ellerini ağzına kapatmış gözlerini irice açmış korku ile bana ve Yekta'ya bakıyordu adam silahı yektadan çekip gülsüm anneye doğrultuğunda adama doğru koşup ona yumruk attım "seni amına koyduğum yavşağı seni kimsin lan sen orospu çocuğu" adama tekmeler attığım sırada oğuz bağırdı "yeter artık adamımı dövmeyi bırak" adama iğrenerenk baktığımda konuşmaya başladım
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ölüm arafı
ActionKorkum yoktu kimseden ne ateşten ne alev'den karanlığın ve adaletsizliğin hüküm sürmüş olduğu bu dünya da korkmak yakışmazdı bana.