Uyarı: Bu bölüm ileri seviyede şiddet ve vahşet (+18) içermektedir. Kan içme ve vahşi hayvanların avlanması (insanları avlaması) görülecektir. Rahatsız olacaklar bu bölümü atlayabilirler.
Şafağın sökmesine bir kaç saat kalmıştı. Tepede yaşadığımız ilişkiden sonra ikimiz de yorgun düştüğümüzden dolayı bir kaç saat orada uyumuştuk. İnanılmaz güzellikteki bozkırlara kadar Dragon'un kanatlarıyla uçmuştuk. Tanrım bu uçuş! Bir harikaydı!
"Hazır mısın?"
"Evet."
Dragon'un sorusunu yanıtladıktan sonra kurda dönüştüm ve ulumaya başladım. Normalde -eğer normal bir kurt kız gibi, bir vampir yerine kurt adamla çıksaydım- kurt randevusunda siz uluduktan sonra eşiniz size karşılık vererek ulumalıydı. Elbette Dragon'un uluması mümkün değildi. Sonuçta o bir vampirdi.
"Yetiş bana."
Dragon bu sözleri söyledikten sonra koşmaya başladı. Ben de onun peşi sıra koşuyordum. Dolunayda olduğu kadar keskin olmasa da rüzgarı hissedebiliyordum. Bu his her zaman harika olmuştu. Geceye karışırken vahşi kurt benliğimi ele geçirdi -Dolunaydaki kadar güçlü değildi tabi- ve sonra kokuyu aldım. O kadar lezizdi ki! Kendimi avlanmanın hakimiyetine bıraktım.
* * *
Ve işte ordaydı. uçsuz bucaksız bozkırlarda, yere serdiği torbanın üzerinde uyuyordu. En azından uyuduğundan dolayı acı çekmeyecekti! Canavar olmayı ben seçmemiştim. İnsan öldürmek beni hiç bir zaman mutlu etmemişti ama avıma kitlenmiştim artık yapabileceğim bir şey yoktu. Dragon'un sesiyle derin düşüncelerimden sıyrıldım.
"Merak etme! O bir suçluymuş. Onu öldürerek aldığımızdan fazla hayat kurtaracağız muhtemelen."
Bunu nereden anladığını merak ediyordum ama tabi ki kurt formumda olduğumdan soramıyordum. Ne düşündüğümü anlamış olacak ki sözlerine ekleme yaptı.
"Üstünde insan kanı kokusu alıyorum. Hem de çok yoğun bir koku. Muhtemelen o pis bir katil. Ve bolca uyuşturucu kokusu da cabası."
Bu sözler içimi rahatlatmıştı. Çok fazla insan öldürmemiştim ama bunu yaptığım bir kaç seferde de suçlu hissetmiştim. Sanırım ilk defa suçluluk duymayacaktım. İşte bir vampirle birlikte avlanmanın artısı! ben onun gibi adamın üstüne bulaşmış olan insan kanının kokusunu alamayacağım için onun bir katil olduğunu bilmemin yolu yoktu. Alabildiğim tek koku taze etinin kokusuydu ve öyle güzel kokuyordu ki! Birden bire kurt gibi acıktığımı -sonuçta ben bir kurttum ne ironi ama- hissetmiştim. Tam adama doğru atılmak üzereydim ki Dragon beni durdurdu, ki bu büyük bir hataydı çünkü istemeden ona zarar verebilirdim. Bir kurdun avıyla arasına giremezdiniz. Biz vahşi hayvanlardık! Dragon konuştu.
"Önce ben yapayım, onu öldürürsen ben kanını içemem biliyorsun."
Vampirlerin bir insanın kanını içebilmesi için, avın damarlarında sıcak kanın akması gerekiyordu. Bunun için de elbette ki av canlı olmalıydı. Tamam demek ister gibi uludum.
" çok acıkmış olmalısın ama merak etme elimden geldiğince hızlı halledeceğim."
Dragon bu sözleri söyledi ve tıslayarak avının -aslında avımızın- üstüne atıldı. Bir anda korkunç bir yırtıcıya dönüşmüştü. Şimdi avının kanını emiyordu ve buradan gerçekten muazzam görünüyordu. Bir vampiri avlanırken izlemenin bu kadar büyülü olabileceği kimin aklına gelebilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Transilvanya'da Yasak Aşk
Romance"Annemin bu çekici mavi gözlü vampirle olmama asla izin vermeyeceğini biliyordum ama ben karşı konulamaz bir şekilde ona çekiliyordum. Bu kurt kız ona çoktan aşık olmuştu. Ne olursa olsun sonuna kadar gitmeye kararlıydım. Şimdi vazgeçemezdim. Artık...