Bölüm 55: Tanya

14 1 0
                                    

Not: Bu bölümdeki konsey toplantısı sahnesi ve olayları kitabın başında giriş bölümünde anlatılmıştır. Olayları tekrar anlatmayacağım. Giriş bölümündeki olayları hatırlamayanların bu bölümü okumadan önce girişi tekrar okumasını tavsiye ederim. Aksi halde kitabın ilerisinde kopukluk olacaktır.

Dragon ile birlikte konsey alanındaydık. Nerissa'nın konuşmasını dinliyorduk.

"Şu iki çete olması teorisine ne diyorsun?"

"Bence gayet mantıklı, düşünsene hem kurtlardan hem de vampirlerden saldırıya uğrayanlar var. Bu durumda karşılıklı bir çeteler savaşı teorisi akla oldukça yatkın. Üstelik kurtlara saldırı ile vampirlere saldırı arasında farklılıklar var. Hançerle yaralanan kurtları hatırla."

"Evet bu konuda haklısın ama tüm kurtlarda da hançer yarası yoktu. Peki buna ne diyeceksin?"

"Bilmiyorum, belki sadece bir veya bir kaç kişi aralarından hançer kullanıyordur ama hepsinin kurt olması tesadüf değil bence."

"Evet doğru kesinlikle tesadüf olamaz, ama kafamı kurcalayan bir şey var. Bu kurtlar ve vampirler arasında bir savaşsa neden azınlıkta da olsa harpialara zarar verdiler."

"Bence nedeni çok açık, harpialar ateşkesin sembolü, onlar olmasa savaş devam ediyor olurdu. Düşünsene Roland bir konsey üyesi ve o kadar kişi arasından onun saldırıya uğraması bir tesadüften ibaret mi sence? Bir konsey üyesine saldırmak ateşkesin sembolünü yıkmanın en kesin yolu. Ama yine de kafamda oturtamadığım bir şey var. İki çete teorisinin doğru olduğunu varsayalım. Kurtların dolunayda saldırmasını anlıyorum çünkü en güçlü oldukları zaman, ama vampirler neden dolunay gecesinde saldırıyor? Hiç mantıklı değil. Düşmanı zayıf yakalamak varken, en güçlü oldukları zamanda onlara saldırmak neden?"

"Bence o basit, düşmanına suç atmak istersen ne yaparsın? Onların en güçlü olduğu zamanı seçersin. Böylece herkes onların bu zamanı seçtiğini düşünür. Vampirler sadece kurtlara suç atmak için dolunayı seçmiş olabilir."

"Doğru, ben böyle düşünmemiştim."

"Yapmamız gereken Nerissa'nın bahsettiği hançeri kimin yada kimlerin kullandığını bulmak. Üstelik artık elimizde dolunay kolyesi de var."

"Sen daha iyileşmedin Dragon. Sen tamamen kendini toparlayana kadar bu işe bulaşamayız."

"Ben gayet iyiyim artık. Bölgemizden insanlar ölürken ben yatıp dinlenemem."

Dragon o kadar inatçıydı ki istesem de onu ikna edebileceğimi sanmıyordum.

"Pekala sanırım sana engel olmanın yolu yok."

Nerissa artık konuşmasını bitirmişti ve insanlar dağılmaya başlamıştı. Annem ve  
Dragon'un anne ve babası yanımıza geldiler. Elbette annem onlardan biraz uzak mesafedeydi. Annem konuştu.

"Tanya toplantı sona erdi. Hadi eve gidelim"

Annem açık açık söylemese de bakışlarıyla Dragon'dan artık uzaklaşmamı ima ediyordu sanki. Bu hoşuma gitmese de onu bugün kızdırmamaya karar verdim.

"Peki anne."

Birden bire başımın döndüğünü hissettim ve sonra gözlerim karardı.

Transilvanya'da Yasak AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin