Ertesi gece yine dolunay vardı ve bu sefer onları elimizden kaçırmayacaktık. Üstelik Marianna'nın kolyesi -benim kolyem- sayesinde çok daha güçlüydüm. Ormanın girişinde bekliyorduk ki dolunay yükseldi. Alışkanlık olarak kurdun bedenime hakim olmasını ve form değiştirmeyi bekledim ama hiç bir şey olmadı. Kolye işe yarıyordu.
"İşe yaradı, kurda dönüşmedin."
Dragon yarasa kanatlarını çıkardı.
"Hazır mısın?"
Hazır olduğumu sanmıyordum. Onlara karşı muhtemelen hiç şansımız yoktu. Benim kolyem olsa da onlar tehlikeliydi ve biz sadece birer çocuktuk o kadar.
"Hazırım."
Dragon'a sırtından sarılarak ona tutundum. Dragon uçarak ağaçların tepesine kadar çıktı ve ormanın üstünde volta atmaya başladık. Uzun bir süre sonra onlara rastlamıştık. Tek başına yürüyen bir adama iki kişi saldırmak üzereydi. Bu sefer onlara engel olacaktık.
"Ya şimdi ya hiç!"
Bu sözleri söylememle birlikte aynı anda onların olduğu yere doğru atılarak adam ile saldırganların arasında durduk. Ben çoktan kurda dönüşmüştüm bile. Dragon ise dişlerini ve pençelerini çıkarmış tıslıyordu. Adamlardan bir tanesini ısırdım, Dragon ise diğer adama pençe atmıştı. Koruduğumuz adam da saldırmaya hazır bekliyordu artık. Bizim daha kalabalık olmamız onları korkutmuş olacak ki saldırmaktan vazgeçerek oradan uzaklaştılar. Tekrar insan formuma döndüm.
"Onları elimizden kaçırmış olabiliriz ama en azından bir adamın hayatını kurtardık."
Dragon'un yerde acıyla debelendiğini gördüğümde sözlerim ağzımda donmuştu. O yaralanmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Transilvanya'da Yasak Aşk
Roman d'amour"Annemin bu çekici mavi gözlü vampirle olmama asla izin vermeyeceğini biliyordum ama ben karşı konulamaz bir şekilde ona çekiliyordum. Bu kurt kız ona çoktan aşık olmuştu. Ne olursa olsun sonuna kadar gitmeye kararlıydım. Şimdi vazgeçemezdim. Artık...