Tanya'nın sürüyle arasında yirmi-otuz metre ya vardı ya yoktu. Diğer yandan benimle de öyle.
"Tanya."
Şükürler olsun ki sesimi duydu. Gerçi duymaması mümkün değildi. Kurt kulağı sonuçta! Bir sürüsüne bir bana baktı. Sürüye 'bana beş dakika verin' der gibi bir bakış attıktan sonra yanıma geldi. Evet belki benimle konuşamıyordu ama beni duyuyordu ya o bana yeterdi. Konuşmaya başladım.
"Tanya ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Çok üzgünüm, Orada olanlar... ben..."
Bir an önce lafı ağzımda gevelemeyi bırakmalıydım.
"Tanya ben gerçekten böyle olacağını tahmin edemedim ama bu bahane değil biliyorum. Olanlar benim suçumdu. Senden özür dilerim. Beni affedebilecek misin? Lütfen affettiğini söyle."
Yani iyice saçmalamıştım. Kurt formundayken konuşması mümkün olmadığını bildiğim halde beni affettiğini söylemesini istemiştim. Fakat o benimle konuşmanın yolunu bulmuş gibiydi. Başını üstüme yasladı. Ben de ona sarıldım ve başını okşadım. Artık sürüsünün yanına gitmesi gerekiyordu. bir kez bana bakarak uludu. Bu hoşça kal deyiş şekliydi.
"Hoşça kal Tanya, yarın sabah okulda görüşürüz."
Ben bu sözleri söyledikten sonra sürüsüne doğru döndü ve uluyarak yanlarına koştu.
Hoşça kal güzel kurt kız! Hoşça kal gönlümün sultanı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Transilvanya'da Yasak Aşk
Romance"Annemin bu çekici mavi gözlü vampirle olmama asla izin vermeyeceğini biliyordum ama ben karşı konulamaz bir şekilde ona çekiliyordum. Bu kurt kız ona çoktan aşık olmuştu. Ne olursa olsun sonuna kadar gitmeye kararlıydım. Şimdi vazgeçemezdim. Artık...