10

272 7 0
                                    

Eczaneye girip "Barlas." dememle başını kaldırıp bana kısa bi bakış attıktan sonra önüne dönmüştü. Kolundaki yarayı temizlemeye çalışıyordu.

"İyiyim bir şey yok." demesiyle göz devirip yanına giderek önünde diz çöktüm.

"Bir şeyin var demedim zaten her neyse biri koça antrenmanlara katılmadığını söylemiş ve koç birazdan okula kontrole gidecekmiş. Telefonun kapalı olduğu için Emir sana ulaşamamış ben seni görünce Emir'e söyledim Emir'de hemen okula gelsin diyor." dememle başını sallayıp kanamış olan koluyla uğraşmaya devam etmişti.

"İstersen ben yapayım hızlı hızlı çünkü bu gidişle yarayı düzgün temizleyemezsin ve de geç kalırsın." dedim koluna kısa bir bakış attıktan sonra.

"Gerek yok." demişti tip yaa!

"Emirle takımdan atılabilirsiniz geç kalıyorsun izin ver yardım edeyim." dememle başını kaldırıp bana tekrardan baktıktan sonra kabul etmişti. Sehpada duran pamuklardan bı parça alarak üstüne batikon döküp Barlas'ın kolunu kendimi doğu çevirerek yarayı temizleye başladım. Bir yandan üflüyor diğer yandan da pamukla yarayı temizliyordum.

Kolunu birde oynatmasıyla ona baktım acıtmış mıydım¿

"Acıttım mı özü-"

"Özür dileme bir şey yapmadın, çok kaldı mı?"

"Hayır sargı ile sarıp yara bandı yapıştıracam." dememle başını sallamıştı. Ben onun kolunu sararken o da beni inceliyordu yani öyle hissetmiştim. Bandı da yapıştırdıktan sonra tuttuğum kolu bırakıp çömeldiğim yerden kalktım. Barlas'da kalkıp hiçbir şey söylemeden direkt eczaneden çıkmıştı bende 'kolay gelsin' diyerek çıkmıştım.

Kafamda iki deli soru:
1) Bu çocuk niye bu kadar soğuktu?
2) Neden eczacının ona yardım etmesine izin vermemişti?

Her neyse, onun arkasından yürüyordum bu çocuk çok mu hızlı yürüyordu ne? Birden durup bana doğru dönmesiyle tip tip ona baktım.

Çok gıcık bir çocuktu net yani?

"Sen nereye?"

"Okula Emir'in yanına."

"Çıkışta işimiz olabilir, boşuna geliyorsun."

"İşinizin olacağını biliyorum, merak etme sizinle gelmiyecem seni okula bırakıp geri eve dönecem."

"Tek gidebilirim."

"Güven vermiyorsun."

"Öyle mi?"

"Öyle."

"O zaman arkamdan yürümeyi bırak önümden yürü."

"Olmaz asla senin önünden yürüyemem kendimi rahatsız hissederim."

"Yan yana mı yürüyelim?"

"E en mantıklısı bu." dememle başını sallayıp tekrardan yürümeye başlamıştı. Beş dakikalık yürümenin ardından okulun önüne gelmiştik. İlerdeki koçun arabasını görmemle hemen Barlas'ı okul bahçesinin içine ittim.

"Ne yapıyorsun?"

"Koçun arabasını gördüm buraya geliyor çabuk git formanı giy."

"Tamam ama koçu biraz oyala." demesiyle başımı salladım o da zaten koşarak soyunma odasına doğru gitmişti.

Koçun arabayı park edip inmesiyle hemen yanına gittim.

"Hocam nasılsınız?"

"İyiyim Adincim sen nasılsın?"

"İyi bende hocam, Emir'i bekliyorum çok yoruyorsunuz onları yaa." dememle gülmüştü.

"İlk kendilerini daha sonra beni ve de okulu temsil ediyorlar tabi yorulacaklar. Aynı şeyleri sende yapsan keşke." demesiyle ters ters baktım.

"Hocam yaa biliyorsunuz beni top benlik değil korkuyorum işte." dememle başını salladı.

"Bilmez miyim hadi basketbol topunu anlarım ağır peki ya voleybol topu ondan da korkulmaz ki be kızım."

"Aaa hocam demeyin öyle, ya başıma gelirse hücrelerimi kaybedip delirirsem peki ya o zaman ne olacak?" dememle gülüp yürümeye başlamıştı.

Barlas umarım hızlısındır...

"Az daha abart."

"Ne abartması hocam ihtimalleri söylüyorum."

"Yüzden sıfır virgül yirmi beş ihtimalleri mi?" demesiyle cidden sinirlenmiştim.

"Anladım hocam yaa tamam tamam siz öğrencinizin fobisiyle dalga geçmeye devam edin."

"Hadi hadi abartmaaaa, gel bakalım takım ne yapıyor sende Emir'ini al git." demesiyle başımı salladım. Sahanın önüne gelince sahaya göz attım. Barlas'ın karşı taraftan topu alıp çalım yaparak gol atmasıyla oooo'lamalar başlamış Emir düdüğe basıp 'bitti' işareti yapmıştı.

Hepsi tek tek sahadan çıkıp koça selam verdikten sonra gidiyorlardı sahadan en son Emir kapıyı kilitleyip çıkınca koç onu çağırdı.

"EMİR HEMEN YANIMA GEL!" diyerek okulun yan tarafına gidip sigarasını yakarak okulun duvarına yasladı.

Emir koçun yanına giderken bende okulun arkasına geçip onlardı dinlemeye başladım.

Yani ne yapayım koç öyle sinirli çağırınca merak etmiştim aa!!!

Koç sert bir şekilde "Antrenmanları aksatan oluyor mu?" diye sormuştu.

Emir ise "Ara ara aksatanlar oluyor zaten nedenlerini bilmeden izin vermiyorum." demişti

"Bugün bi duyum aldım."

"Nedir koç?"

"Barlas antremanlara katılmıyormuş. Daha önce bu sorunu yaşamıştık hatırlarsan, bu bugün ki duyum iki oldu." demişti sertçe.

Emir de"Dediğim gibi koç ara ara herkesin izin aldığı günler oluyor keza Barlas da öyle ama gördüğünüz gibi bugünde antremandaydı." dedi.

"Bundan sonra en ufak bi aksaklığı bana sö-" koçun sözünü dinleyemeden ağzımı bı el kapatmış beni sürüklemişti.

Her kimse ona doğru dönüp karnına vurdum.

Kulağıma doğru"Şttt benim Barlas." demesiyle başımı kaldırıp ona baktım o da elini ağzımdan çekmişti.

Aptal çocuk!

Bir dakika yaa biz çok mu yakındık ne?

Her neyse boşver Aden!

"Sen manyak mısın, ne kadar korktum haberin var mı? Bu yaptığın çok yanlış."

"Asıl senin yaptığın yanlış ailen sana herhalde başkalarını dinlememeyi öğretememiş." demişti.

"Dinlemedim duydum."

"Yalan söyleyince kızarıyorsun."

"Sanane be."

"Eee koç ne diyordu?"

"Sa-na-ne."

"İyi söyleme Emir söyler zaten." deyip bir adım geriye gitmesiyle derin bir nefes alıp verdikten sonra anlattım.

"Bu iki olmuş yani iki keredir senin antremanlara katılmadığı duyuyor bundan sonra en ufak aksaklığı gelmeyen olanı bana söyleyeceksin dedi ha bide aynı şey olursa yüksek ihtimalle sizi takımdan atacak." dememle başını sallamıştı.

"İyi, hadi gidelim o zaman Emir bizi bekler." deyip yürümesiyle peşinden gittim.

"Sen manyak mısın yakında takımdan
atılacaksın diyorum ve verdiğin tepki 'iyi' mi cidden?" dedim sinirle.

Cidden aptaldı bu çocuk.

"Alt tarafı bi lise takımı abartıya gerek yok." demesiye göz devirdim.

Galiba bu safer haklıydı bu kadar kasmaya ne gerek vardı canıııımmm.

Adin #TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin