Adin #Texting

144

Ece'nin Anlatımıyla;

Zil çalmış çok şükür ki hoca sınıftan çıkmıştı. Asel ve Seda önlerindeki testlerle ilgilenirken ben bitirmiş kağıdıma motifler çizmeye başlamıştım. Öyle bi odaklanmıştımki Sezer'in geldiğini bile anlamamıştım yanağıma sıkı bi öpücük kondurduktan sonra yanıma oturup beni kollarının arasına almıştı.

"Ne yapıyormuş benim aşkım?" demesiyle yüzünden rahatlayan bi gülüş olmuştu.

"Seni beklemiş." dememle Asel'le Seda'nın sesi duyuldu.

"Vay vay vay bide kardeşim derdin bana. İnsan bı selam verir nankör hain!" diye konuşan Asel ile Sezer ile gülmüştük.

Sezer de "Odak noktam farklı olunca öyle olmuş oldu." dedi.

Seda sahte kızgınlıkla "Bu ne aşk ya bu ne aşk‽ Hoca çıktığı gibi geldin hemde Berat aşkımdan önce kabul etmiyorum ben." deyince Buse'nin alaycı gülme sesi gelmişti.

Buse, Sezer'in eski sevgilisiydi ve maalesef ki aynı sınıftaydık. Zaten canımıda sıkan buydu onlar Sezer'le sevgili oldukları zamanda ara ara sınıfta takılırlardı benimde o dönem Sezer'i sevmem en can yakıcı durumdu...

Asel ters ters "Ne gülüyorsun mazoşist misin?" diye arkama yani Buse'ye doğru bakınca az buçuk gerilmiştim. Sebebi korku değildi sebebi Buse'ydi onu görmek sesini duymak varlığından haberdar olmak bile istemiyordum.

"Yok canım yapmacık bir şey olunca bünye istemesizce tepki veriyor." diyen Buse ile gözlerini kapattım.

Seda gülüp "O zaman aynadan kendime her baktığında böğürmelisin tat-lım." deyip bize doğru gelmişti.

Buse "İlkokul laflar ha iyiymiş ama ben seni daha kaliteli sanırdım Seda'cım."

Seda "Sen kaliteden ne anlarsın ki işin gücün pohohlanmak laf sokup aşağılamak çünkü bir şeyleri yediremiyorsun. Sana tavsiyem şu ki biraz büyük olgunlaş olmayan karakterinle daha çoook sorun yaşayacaksın." deyip kendini saçını eliyle geriye atmıştı. Sınıfa giren Berat ise bir şeyleri anlamaya çalışıyordu.

Sezer elini çeneme koyarak yüzümü kendine doğru çevirerek yüzümü incelemişti. Canımın sıkıldığını anlamıştı.

Berat ''Ne oluyor burada?" diyerek Seda'nın yanına gidip kolunu belime sarmıştı.

Seda "Bir şey yok her zamanki gibi hayat dersi vermeye çalışıyorum arkadaş hâlâ olgunlaşmamış."

"Bizi ilgilendirmez."

"Eğer laf arıyorsa aşağılamaya kalkıyorsa ilgilendirir."

Berat "Ne oluyo aq?"

Asel "Buse hâlâ bir şeyleri çekemiyor bir şey yok."

Berat'ın bize "S*ktir edin muhattap olmaya değmez. Lan çifte kumrular sınıfta mı takılacaksınız yoksa bizle mi geleceksiniz?" demesiyle Sezer bana kısa bi bakış atmıştı.

Sezer "Siz gidin biz biraz konuşalım." değince Asel yanıma gelip yanağıma sıkı bi öpücük kondurdu.

"Sakın moodunu düşünürme çekemiyor." dedi.

Buse sınıftan çıkarken Seda da "Aynen öyle hâlâ olgunlaşmamış çekemiyor sizi pişmanlıktan kuduruyor gerizekalı." demişti.

Berat Asel ve Seda'da sınıftan çıkarken Sezer tekrardan beni kendine doğru çevirmişti.

"Bebeğim."

"Hm?"

"Düşürme şu moodunu."

"Elimde değil görmedin mi alaya aldı? Geçen günde gelip bana onu daha rahat görebilmek için onu sevdiğin için benimle oynayıp sevgili oldugunu söyledi."

"Küfür edecem şimdi sende buna inandın mı?"

"Hayır ama-"

"Amadan sonra gelen cümleleri dinlemeyi sevmem. Hem sen niye bana daha önce söylemedin?"

"Her şeyi anında yetiştirmek istemedim."

"Konu sensen bizsek ilişkimizse söyleyeceksin Ece. O kız bizim aramızda soğukluğa sebep olacak aklını karıştıracak konumda nitelikte bile değil. Umursama, boşver önemli olan bizim hislerimiz bırak kendi kendine çocukça tepkiler versin konuşsun yapar yapar durur."

"Umursamıyorum."

"O zaman niye bu yüzün böyle düştü?"

"Düşmedi." dememle burnumu öpmüştü.

"Sana daha önce de dedim seni çok seviyorum.. Nasıl oldu ne zaman oldu bilmiyorum ama seni çok seviyorum. Hiç tatmadığım duyguları yanında tadıyorum yedi yirmidört seni düşünüyorum yanından ayrılmak istemiyorum. Ve tek pişmanlığın seni daha önce fark edememiş olmak bizim ilişkimiz geçici olmayacak sen beni bırakmayana kadar ben seni bırakmayacam tamam mı?"

"Tamam, bende seni çok çok seviyorum." değip kollarımı boynuna dolayısı sıkıca ona sarılıp kokusunu içime çektim. Geri çekilip ona bakmamla saçlarımı düzeltmişti.

"Bence şimdi o güzel gülüşünü sunabilirsin bana." demesiyle gülmüştüm gülmemle yanağından öpmesi sonra dudaklarını boynuma yönlendirip oradan da öpmesi bir olmuştu.

"Teneffüsteyiz Sezer yapma." diyerek geri çekildim.

"Bir şey yapmıyorum."

"Tabi tabi en iyisi bizimkileri yanına inelim yoksa sen durmayacaksın."

"İnmeyelim Sinanla Berat kafamın etini yiyecekler sınıfta kalalım." diye itiraz etmesiyle gülmüştüm, küçük çocuk gibi mızmızlanması aşırı tatlıydı.

"E ne yapacaz?"

"Sen bizi çizeceksin bende izleyecem."

"Ama yetişmez ki."

"Konuşarak zaman kaybetmeyelim bence." demesiyle dosyamdan A4 kağıdını çıkardım Sezer'de telefonundan fotoğrafımızı açmıştı.

Ben çizmeye başlarken Sezer saçlarımı toplayıp çenesini omzuma koyup kollarıyla belimi sararak bi fotoğrafımıza birde çizim yaptığım kağıda bakıyordu. Uslu çocuk moodunu açmıştı.

"Bence çok yakışıyoruz sence?" demesiyle fotoğrafımıza baktım.

"Bencede."

"Beni hâlâ çok seviyorsun değil mi?" diye sormasıyla gülüp alt dudağımı ısırdım.

"Isırma şu dudağını."

"Tamam yaa Allah Allah!"

"Soruma cevap vermedin?"

"Seni sevmeseydim sevgili olmazdık Sezer."

"Ben onu mu diyorum güzelim?"

"Ne diyorsun?"

"Beni çok sevdiğini senden duymak istiyorum." demesiyle daha çok gülmüştüm.

"Tamam tamam ağlama hâlâ seni çooook seviyorum." dememle omzumdan öpmüştüm. Çenesi omzumdan kaldırıp basımı kendine doğru çevirerek dudaklarımızı birleştirmişti öpmüş al dudağımı iki kere emdikten sonra geri çekilmişti.

"Bende seni çok seviyorum." deyip sıkıca bana sarılmıştı.

Bu çocuk benim yer şeyimdi!