Yeni Oğlan

Cebimde 10 Liram Var

"Cebimdeeee 10 lirammm var ne yapsammmm bilmiyorum,Güzeltepeee yolunda torbacı bekliyorummmm."
Ercan ağzına attığı tuzlu fıstığı kemirirken yüz ekşitti.
"Serkan sus amına koyayım kargalar intihar ediyor."

Ufak tefek biraz da tıfıl olan Ayhan ise iri gözleriyle Alparslan'a bakındı.
"Ee abi,iş çıkmaz diyorsun. Yanıldık yani."

"Kasıntı amcık."
Alparslan rakıdan uzun bir yudum alırken alayla Serkan'ı süzdü.
"İbne mi bilmiyorum da hareketleri ayar etti beni. Ukalanın teki."

"Dimi."
Serkan sarı saçlarını kapşonla örttü ardından dudaklarına kadehi götürdü.
"Küçük dağları yaratmış gibi takılıyor."

"Bence sadece yabancılardan hoşlanmayan ve kendi ortamı dışına çıkmak istemeyen biri."diye yorumladı Ayhan düşünceli bir edayla.
"Yani daha şehirde ilk gecesi,bizimle çardakta oturup içki içse arkasından ne derdik düşünsenize?"

"Yalakkkkk."
Serkan alayla sırıtırken Ercan burun kıvırdı.
"Laubali yavsak bu ne samimiyet,derdik."

"Alakası yok."
Alparslan kadehi sertçe masaya bırakırken fırtına grilerini oğlanın balkonuna dikti.
"Anasını sikmişiz gibi süzmez insan. Dayak yememiş bu hiç."

"Bana öyle bakmadı."diye yanıtladı Serkan omuz silkip.
"Gece yarısı belirdin diyedir."

"Kızla ayrı yatıyo."dedi Ercan  iki ayrı odanın ışığını gösterip zaferle sırıttı.
"Aha,ben kanıtladım. Verin lan arabayla motoru bana!"

"Kuzeni olabilir ? Kız kardeşi ? Arkadaşı ?"
Ayhan tek kaşını havaya kaldırıp balkonu süzmeye devam etti.

"Ana bir bacı iki gerisine sal siki."diye yanıtladı Serkan.

"Mustafa nerede lan."diye mırıldanmıştı Alparslan.
"Hanımköylü."

"Ciddi ilişki yapıp piyasadan çekildi rahmetli."
Ercan ağzına yolladığı fıstığı havada kapmaya çalışırken sigara paketlerini devirmişti.
"Aha...kasıntı,balkona çıkıyor dur dur..."

Oğlan Eskişehir ayazını henüz bilmiyordu belli.
Islak saçlar,çıplak baldırlar ile çıkmıştı balkona.
Balkondaki kolilerde bir şey aranıp,didikliyordu.
Serkan oğlanın dizlerine kadar inen tişörtünü süzmüş ve yeniden çıplak bacaklarına bakınmıştı.

"Baksır var sadece. Ya da o da yok."

"Dalalım mı karımız kızımız var balkona böyle çıkamazsın diye ?"
Ercan ağzına yamuk bir gülüş kondursa da Ayhan denen oğlan soğukkanlılıkla kafa salladı.
"Açıkta bir şey yok ki. Yazın biz de böyle geziyoz."

"Adı üzerinde yaz."dedi Alparslan sinirle kadehi avuçları arasında ezerek.
"Sikini de dolasın boynumuza ?"

Balkondaki koltuğa oturduğunda tişört neredeyse kalçalarına kadar sıyrılıp,usulca yukarı kaymıştı.
Alparslan çatık kaşları ile oğlanın sigara yakışını izledi.
Bir elinde sigara varken telefonda biriyle konuşuyordu.

"Herkes eve."diye gürledi Alparslan.
"Hayvanat bahçesinde maymun izler gibi bize ne yavşaktan ,hadi siktirin gidin."

"İçiyoruz daha."dedi Serkan iri elleriyle şişeyi kavrarken.
"Keyfimizin içine etme."

"Şişe benim. Çok istersen sokarım sana."diye yanıtladı Alparslan tersçe.
"Hadi siktirin gidin eve."

"Abi sen sabah işe gitmeyecek misin?"diye mırıldandı Ayhan iri gözlerini ovuşturup.
"Çok da içme istersen."

"Sana mı sorcam,bebe !"
Alparslan hiddetle herkesi savuştururken "Mustafa'yı gören de söylesin sabah yanıma uğrasın dükkana. Alacağım var itten."

"Kaç lira."

"Beş bin aldı,haftalardır getirmedi."dedi Alparslan.
"Beni pederle bozuk yapmasın,sikerim dalağını."

Serkan diğer iki arkadaşının koluna girip ,sallana sallana site girişine yürürken Alparslan bir sigara ateşleyip balkondaki oğlanı süzmeye devam etti.
Gram korkusu ya da saygısı yoktu. Alparslan'dan ürkmesi gerektiğini kafasına kazımalıydı.
Alparslan ona biraz saygı dersi verecekti.

Kapısına kadar gitmişti ve çocuk resmen ayak üstü geçiştirmiş,kovar gibi yüzüne kapı kapatmıştı.
Şimdi ıslak saçlarıyla balkonda sigara içiyor,hiç bir şey olmamış gibi telefonda sohbet ediyordu biriyle.

"İstanbullu,buranın kimin çöplüğü olduğunu anlamamış."diye mırıldandı.
"Öğretiriz."