Yeni Oğlan

Desibel Rekoru

Saçları köklerinden o denli çekiştiriliyordu ki yüzünün gerim gerim gerildiğini hissedebiliyordu. Saç kökleri yerinden kalkıyor,tutamları ise Alparslan'ın parmaklarında dolam dolam çekiştiriliyordu. Aral saç diplerinden sertçe çekiştirilirken kendini nihayetinde yastığın üzerinde bulmuştu. Sırtı duvarlara çarpmaktan zedelenmiş olsa da Alparslan'ın ensesinde açtığı tırnak kesikleri hatrı sayılır derece keskindi. Tırnak diplerinde onun derisini hissedebiliyordu. Alparslan onun saç köklerini daha da derinden çektiğinde ensesine sert bir diş geçirmişti.

Yüzünü yatağa gömmüş hazla inliyordu ve aklının tamamen yuvasından uçtuğuna emindi. Yüzü yatağa bastırılırken ensesinden dişleniyor,boynunda ise usulca ıslak dil darbeleri geziniyordu. Dişleri ile yumuşak deriyi kavrasa da tam anlamıyla ısırık bırakmak değildi bu. Sıcak nefesini gömüyor,ıslak dili ve kaygan dudak içleriyle birlikte Aral'ı altında kıvrandırmaya bahaneler yaratıyordu.

Aral tek hamlede onun altında yan dönmüş,yüzünü yüzüne doğru çevirmişti. Dudaklarını onun için araladığında Alparslan'ın üzerindeki kapşonlunun iplerinden sıkıca kavramıştı. Alparslan'ı iplerden çekerek kendi üzerine daha da sıkıca bastırmış,dudaklarını dudaklarına doğru yaslamıştı.

Mayhoş bakışları ile birlikte tebessüm ettiğinde dilini usulca dışarı çıkarmış,dilinin ucuyla Alparslan'ın dudaklarını yoklamıştı. Alparslan dudaklarını usulca araladığında ise dilini kıvırıp onun ağız içinde gezdirmişti. Sıcak ve ıslak ağzın içinde kendi dilini kaydırırken Alparslan'ın zevk homurtularını arttırmak üzere elini irilikte sabitledi.

"Karnına çarpıyor."

"Korktun mu gülüm ?"diye fısıldadı Alparslan usulca. "Sana öyle o."

"Benim içimde nerelere kadar gidecek?"

"En derine."diye mırıldandı Alparslan. Koyuşana grileri neredeyse laciverde doğru çalarken Aral gözlerini kısıp yeniden dudaklarını dudaklarına bastırmıştı.

Öpüşürken birbirlerini soyma kısmı bile işkence gibi geliyordu. Tüm kıyafetler aralarındaki gereksiz blokeler gibi geliyordu o an. Sanki ihtiyaçları olan tek şey birbirlerinin vücut ısısıydı. Kıyafetler üzerinde ağırlık yapıyor gibi hissettiriyor bir an evvel kurtulmaya çalışıyordu. Kapşonlular ve kazaklar odanın derinlerinde bir yerlere fırlatıldığında ise Aral usulca Alparslan'ı yana ittirmiş,üzerine yerleşmişti. 

Belinde sabitlenen iç çamaşırının lastiklerini kanca yaptığı parmaklarıyla sertçe kavramış,bir anda çekiştirip bırakmıştı. Belindeki çamaşır lastiği tenine çarpınca hazla gözlerini kısan Alparslan irileşmiş erkekliğinin ucundan hafifçe zevk suyunun ıslaklığını salmıştı. Alparslan'ın kucağına yerleşen Aral tekrar dilini onun ağzının içerisine doğru yolladığında Alparslan'ın boğuk iniltisi ağzında yankılanıyordu.

Aral'ın kalçalarından sertçe tutup kendi sertliğine bastırıyor,hafifçe ileri geri üzerinde kaydırıyordu.

Aral ise onun sınırlarını zorlayabildiği kadar fazla zorlamak istiyordu. Dilini ağzının içinde gezdirdikten sonra dilini diline dolamış,kendi dil ucuyla yoklamıştı. Dilinin üzerinde kaydırdığı dilini biraz daha gerilere doğru ittirmişti. Kendi ağız salgıları onunkine karışırken usulca sırıtmış ve dillerini yeniden birbirinin üzerine gezdirip ağız içinde kaydırmıştı.

Alparslan onun çenesini o kadar sert kavramıştı ki neredeyse çene kemiğini kıracak sertlikte avuç içinde ezmişti. Aral'ın yanakları ve gözleri onun sıkışıyla iç içe geçerken Alparslan usulca oğlanın zevkten aralanan ağzına doğru tükürmüştü. Aral zevkten kayan gözleriyle birlikte dilinin ucunu onun dudak kenarına sürterken Alparslan bir küfür savurdu.